Yıl, sermayesini tüketmiş yaşlı bir adam gibi son günlerini yaşıyor. Zaman parmakların arasından akıp gidiyor. Gürültülü bir yıl, kendini zamanın çukuruna atmaya hazırlanıyor. Elbette ki yeni yılda dünya, önceki yıldaki gibi olmayacak. Her yılın ayrı lezzetleri, renkleri, ateş ve felaketleri vardır ve asla dünyanın beklediği gibi olmaz. Bu dünyanın; ilim adamlarının isteğine, gazetecilerin arzularına ve şairlerin hayallerine uymayan hakim kanunları vardır.
Son günlerde, kâr ve zarar istatistiklerinin belirlenmesine yönelik giderek artan bir eğilim söz konusu. İş adamı bilgisayarında ya da telefonunda toplanan rakamlara göç ederek hatalarını ve yediği yumrukları öğrenmekte. Ardından ortaya çıkabilecek yeni fırsatlara ve yeni tura hazırlanmakta. Memur, kurumunun durumundan etkilenmekte. Çünkü çökerse onunla birlikte çökecektir. Emekli olacağı tarihi bekleyerek ofiste rahatlık içinde geçen güvence günleri gitti. Dünya hızlı, değişken ve yanardöner. Yılsonunda rakamlar acımaz ve birer kılıç gibi.
Gazetecinin hikayesi ise farklı. O kendi sahasında değil, başkalarının alanında çalışmakta. Haberleri, olayları, okumaları ve analizleri aktarmakta. Yapabileceği en iyi şey, aktarmada güvenilir bir tanık olmaktır. Olaylar, gelişmeler ve sürprizlere çok bağlı ve yapanın iradesinde olmayan bir meslek. Neredeyse kötü bir meslek olduğunu söyleyeceğim. Profesyonel bir gazeteci iyi bir casustur. Bir şehre gittiğinde, oranın derin sızılarını araştırır. Siyasi biriyle görüştüğünde onunla uzun bir röportaj yapmak için onu ikna etmeye çalışır. Yabancı bir şehirde oturduğu kafede diğer masalarda olan biten şeylere kulak verir. Bu casusun tek tesellisi, raporlarını okuyucuya sunacak olması. Razı etmesi zor olan diktatöre.
Sene son demlerini yaşamakta. Hasat bu ya da o ülke arasında farklı oldu. Her şeyden önce Donald Trump’ın yılı oldu. Başında ortaya çıktı ve gidişatında parmak izlerini bıraktı. Twitter’daki bir avuç söz dünyanın nefesini tutmasına neden olabildi. Bölgeyi endişelendirebildi. Korkuyu hakim kılabildi. O, heyecanı sever. Farklı bir sözlükten ABD Başkanı. Aykırı bir başkan. ABD’liler onu başkan seçtiği için onunla yaşamak zorundasın. Ondan kaynaklanacak fırtınalara da alışman gerek. Onu sevsen de sevmesen de o ringdeki büyük boksör. O, tarihin en güçlü ordusunun en üst düzey komutanı. O dünyadaki birincil ekonominin başkanı. Hesaplamalarını yaparken onun hesaplarını dikkate alman gerek. ABD her zaman büyük bir güç ve büyük bir sorun oldu. Bu gezegendeki farklı bir gezegen gibi.
Vladimir Putin’in yılıydı. Suriye’ye gerçekleştirdiği ‘gezisinin’ sonunda teröre karşı zafer kazanıldığını açıklamıştı. Maceralarının ve başkalarının fedakarlıklarının meyvesini toplamada mahir. Şimdilerde güvenle seçimlere doğru ilerliyor. Suriye’de barışı sağlayan imajı kazanma yönünde derin bir arzusu var. Suriye’deki muhalifler, onun Suriye arenasındaki DEAŞ, Suriyeli Muhalifler ve Batı’yla hesapları tasfiye etme arzusu yüzünden ağır bedel ödedi.
Çin Devlet Başkanı’nın yılıydı. Parti konferansı onun altın fırsatıydı. Liderliği ve fikirlerine olağanüstü bir takdis kazandı. Parti bunu, Mao Zedong mezarına uzandıktan sonra pencereyi açmaya cesaret eden Deng Şiaoping’e dahi yapmamıştı. Mao hala mezarında. Ancak Çin, bir tarafı bir güç, istikrar ve süreklilik makinesi olarak tutmak dışında, Kırmızı Kitap’a dahil ettiği eski özelliklere asla benzemeyen fikirleri benimsemiş durumda.
Bu, Avrupa için normal bir yıl değildi. Almanya’daki seçimler, cesur şansölyenin liderlik konusunda bir miktar yaşlandığını ortaya koydu. Theresa May için asla kolay bir yıl olmadı. AB ile zor ve pahalı ayrılık müzakereleri. İngilizleri, sonuçları öngörülemeyen bir şekilde Avrupa treninden indirme kararı aldı. Fransa’da kırklı yaşlarında genç bir adam Charles de Gaulle’nin ofisinde oturup ülkesini, önemli rolünü koruyarak ileriye doğru taşımaya çalıştı. İmkanlarının mütevaziliği, ABD’nin üstünlüğü ve Asyalı yükselişinin karşısında çapının azalmasına rağmen. Kucağını mülteci akınına açan Avrupa’yı terörizm cezalandırdı. Radikal sağ, fırsatı ganimet bildi ve kimlik kaybı korkuları üzerine şenlik yaptı! Bazı gruplar ulusal kıyafetler içinde daraldı ve Katolonya, İspanyol treninden atlamaya çalıştı.
Yıl, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın yılıydı. Kral Selman bin Abdulaziz’in açtığı yolda, genç Prens, geleceğe pencere açma kararının gerisinde kalmayan bir reform atölyesi açtı. Ezici çoğunluğunu, geçlerin oluşturduğu bir toplumda. Birkaç ay sonra Suudi toplumu daha az petrole dayalı bir gelecek inşası ve kalkınma savaşına geçti. Sayılarla desteklenen bir rüyanın savaşı. Suudlu gençler, kendi geleceklerini ve ülkelerinin geleceklerini inşa edebilme güçleri olduğunun farkına vardılar. Bu savaşın sonucu, sadece Suudi Arabistan’ı ilgilendirmiyor. Bu teröre darbe indirmek ve radikalizmin kökünü kazıma başarısı olacak. Kesinlikle Arap ve İslam aleminden birçok ülkeyi etkileyecek.
Haydar el- İbadi, şanlı adam. Dünyanın DEAŞ sayfası kapatma kararı, zafer elde etmesini sağladı. Önümüzdeki seçimlerdeki şansını ikiye katladı. Selefi ve rakibi Nuri el- Maliki dönemindeki ordunun kendisi döneminde zafere ulaştığını açıkça söyleyebilir. Ayrıca ‘Kürtleri disipline edebilme’ imkanı buldu. Ki bu Maliki’nin büyük hayaliydi. İbadi, silah kısıtlama sloganı atarken aynı zamanda abası altında ‘Haşdi Şabi’yi’ barındırmak için geç kalmadı.
Kaçıp giden yıl kendini zaman çukuruna atıyor. Arap onu, gelenin daha az acı verici olmasını umarak uğurluyor. Arap, normal insanlar bu gezegende ne beklerse onu istemekte. Ciddi kurumlara sahip normal bir devlet istiyor. Yolsuzluğun kendisin yiyip tüketmediği ve milisler tarafından yakılıp küle dönmeyen bir devlet. Kalkınma savaşını yöneten, eğitimde modernleşen, açılım ve ilerlemeyi teşvik eden bir devlet. Başarısızlıklardan ve karanlık fikirlerden ayrılma zamanı geldi. Göçmen çadırları ve bunu mubah gören devletler olmasına rağmen umutsuzlukta boğulmayacağız. Bu uzun düşüşün bir anlığına duracağına inanmak istiyoruz. Arap da yeryüzündeki diğerleri gibi bir hayat sürmeyi hak ediyor.
Evet 2017 treni kaçtı. Bir yıl paylaşılan bir tweet gibi hızlıca geçti gitti. Dünya ne kadar da değişti!