Birkaç saat sonra yıl bizi bir sonrakine teslim edecek.
Kim bilir kaç gece ve gün birbiri ardına gelecek ve sabit kalan bu topraklar üzerinde kaç nesil gidip, kaç yeni nesil gelecek.

Belki de dünyanın gelecek yıldaki hali ve sonu hakkında bir tefekkür anı olarak görmek gerek.
Bu basit durumları fizikçi ve kimyacıların anladığı ‘Entropi’ çeşitleri olarak nitelendirebilir miyiz?
Sınırımızı aşmadan kısaca, ‘Entropi’ terimi, Yunanca’dan dilimize geçmiştir ve ‘dönüşüm’ anlamına gelmektedir. Ancak çoğunlukla atomun içinde gerçekleşen, sistemdeki düzensizlik miktarı veya kaos hali ve gelişigüzelliğe dikkat çekmektedir.

Sistem ruhunun olmaması, çatışma ve çarpışma ihtimalleri şah damarından daha yakın olmasıyla birlikte maalesef dünyamız neredeyse, klasik Latin anlamı ve biçimiyle KAOS haline yaklaşmakta.
2017 bizden ayrılıyor ve dünya üzerinde büyük güçler daha önce görülmemiş ayrılıklar ve parçalanmalar yaşamakta. Birinci Dünya Savaşı’na doğru yavaş yavaş ilerlediği yüz yıl öncesinden bu yana akıl ve kalplere asılan ABD, hoşgörülü ruhunu kaybediyor.

İşte yüz yıl sonra Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda bir avuç ülkeye benzer toplulukların verdiği destek dışında yalnız kaldı.

Rusya’nın durumu çok farklı değil. Çar savaşı kazanmış olabilir. Fakat Rus halkı bedel ödeyip ödemeyeceklerini soruyorlar. Rus askerleri maceralarını ne zamana kadar sürdürebilir? Dahası ne zamana kadar Baltık veya Suriye çevresinde yaşanabilecek sürpriz bir yenilgiden korkmadan yaşayabilir?
Rus füze cephaneliği patlayabilir ve ABD’nin elindeki her şeyi silip süpürebilir…

Konfüçyüs’ün torunları ve okuyucuları hatta Sun Tzu ve stratejisinin savunucularına derin sessizlik yakışmakta.
Çinliler, herhangi bir gürültü veya kargaşa çıkarmadan dünyayı dolaşmaktalar.

İpek Yolu ile Washington ve Moskova’nın sermayesini azaltmak için dünyaya yayılmaktalar.
Onlar böyle yaparken silahlı liderlerinin şansları kimi zaman nakdi olarak kimi zaman nükleer açıdan artmakta.
Daha önce görülmemiş bir entropi, bazı ülkeler bunun farkına vardı ve taklit etmeye çalışıyorlar.
Kuzey Kore’ye bakın ve bize ABD’nin söz konusu görüntüyü yok etme konusundaki tereddüdünden bahsedin…

Onlar, kendilerini füzeleri ile vurabilecek olan yakışıklı delikanlıya ait cehennem muhafızlarının büyüklüğünün farkındalar.

Mahallenin taklitçileri olan Tahran ve Pyongyang arasında füze üretimi konusunda önemli bir ortaklık söz konusu. Husiler’in geçtiğimiz aylarda Suudi Arabistan’a fırlattığı İran yapımı füzeler bunun kanıtıdır. Ancak Washington’daki kaos, İran’ın son füze terörizmi konusundaki tutumu hakkında konuşmayı bir saat daha erteledi gibi görünüyor.

2017’nin ve Avrupa’nın Entropisi geriye doğru giden bir güç olarak tükenmekte. İşte İngiltere, Avrupa çadırının direklerinden biri. AB’den ayrılıyor.

Avrupa’yı saran gerçek bir felaket söz konusu iken Avrupa’yı egemenliği altına alma yönünde büyük adımlar atan ulusal radikal sağcılar tarafından temsil edilmekte. Parlamento’da Almanya Alternatif Partisi’nin üyeleri 92 sandalye aldı. Son dönemde sağın güçle sürükleyerek götürdüğü Avusturya, Hollanda, Çekya, Fransa ve ardından İtalya.

Ölümcül bir entropi, Aydınlanma’nın sona ermesi ve insanların karşılaştığı zamanların etnik ırkçılık ve dini bağlılık gibi kavramlarını lehine olduğu anlamına gelmekte ve bize bunun arkasında Avrupa zamanının olduğu izlenimini vermekte.
Peki Arap halkları ne durumda?
Cevap, birkaç satır yada bir makale ile sınırlı kalacak gibi değil müstakil birkaç makale gerektirmekte.
Özellikle de Arapların gövdesinde yılların geride bıraktığı ‘Arap Baharı’ adı verilen yalanın açtığı ağır yaralar bulunmakta.
Fakat yine şans eseri olmalı ki, ufukta görülen bazı işaretler, çavdar ve buğdayı, ölmesi için birlikte eken içleri nefretle dolu kimselerin yarattıkları kaosu aşabileceğimize dair umudumuzu yeşertmekte.

Suriye ve Irak’ta askeri olarak DEAŞ’ın çökertilmesi umut edilen bir konuydu. Büyük ve süreklilik isteyen bir çalışma gerektirdi. Terörizm, takip edilebilen lojistik örgüt bir örgüt değil, uçup giden fikirlerdir.

Suudi Arabistan, Arap dünyasının arkasını güçlendirmeyi ve ihanet yaralarından korumayı öğrendiği tecrübeler sonrasında yeni bir yıla genç bir ülkenin geçmişin esaretinden kurtulmuş bir şekilde, modernizm ve özgünlük arasında bir çelişki olmaksızın devletin özünü yansıtan benzersiz bir harmanla, insani vizyonlarını kristal tepsilerde sunmak için büyük umutlar ve dileklerle giriyor.

Bu tecrübe akıl ve kalbi tashih edip hürriyetine kavuşturup, imanın büyüklüğünü ve insana inancın derinliğinin radikalizmden uzak olduğunu yansıtmakta.

Mısır halkı, Sina’nın her bir kum tanesini savunmak için kanının son damlasını vermeye hazır bir vaziyette iken Sabırlıların anası, Kenanlıların toprağı Mısır yeni yıla, kirli eller tarafından yönetilen kara terörizme karşı şiddetli bir savaş açarak giriyor. Devasa petrol ve gaz kaynakları ilahi bir hibe ile dolup taşabilir. 2020 yılına kadar küresel enerji pazarında önemli bir rol oynayabilir.

Soru şu: Mısır tarihinde olduğu gibi kapı ardındaki çökmüş karanlık komplolara teslim olacak mı?
Bunula birlikte, Suriye ve Irak’ta birçok durum söz konusu, Yemen, Libya, Sudan, Somali’nin içindeki entropi dönüşümleri derin kökleri ile vurucu olmaya devam edecek. Uzman doktorlara ihtiyaç duymaktalar.
İnsan ister istemez birinin diğerlerinin geri kalanı olduğundan şüphe ediyor.

Bu kötümser bir görüş mü? İnan hata yapmış olmayı diliyor. Ancak, üzümün dikeninden kazanç edilmez ya da kılçıktan da incir beklenmez.