Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

2018’de bizi bekleyen teknolojik gelişmeler | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Hızlı internet, dijital asistanlar, genişletilmiş sanal gerçeklik ürün yelpazesi…

Bir kısmı bilinen, bir kısmı ise yeni duyulan tüm bu teknolojiler 2018 yılında bizleri bekliyor. Ancak 2018’deki gelişmeler sadece bunlarla sınırlı değil. Dünya ayrıca hâlihazırda konuşulmaya devam edilen ve önümüzdeki aylarda çalışmalarının başlatılması planlanan bazı yeniliklere de kapı aralayacak.

Söz konusu gelişmeler insanların gündelik yaşamlarında kullandıkları teknolojilerden daha fazla yararlanmalarını sağlamak için hazırlanan, kendini geliştirebilen yapay zekâ alanında ilerleme kaydedilmesini sağlayacak.

5G hızında iletişim

Bir süredir uluslararası alanda teknolojiyle ilgili en fazla konuşulan konuların başında beşinci nesil kablosuz yüksek hızda internet erişim ağı 5G var. 2018’in en azından bu yeni hızın kapasitesini öğrenmek için bir fırsat olacak. Beşinci nesil kablosuz iletişim için ilk testin şubat ayında gerçekleştirilecek olan Güney Kore’deki Kış Olimpiyat Oyunları sırasında yapılması planlanıyor. Ancak USA Today gazetesinin haberine göre 5G denemeleri ABD’deki bazı şehirlerde test edilmeye çoktan başlandı.

Ancak, mobil cihazları 5G teknolojisini desteklemeyen kullanıcıların bu konuda yüksek beklentiler içerisinde olmaması gerekiyor. Beşinci nesil iletişimin temel kullanımı daha çok ‘sabit kablosuz iletişim’ olarak bilinen alanda ortaya çıkacak.

ABD’nin en büyük cep telefonu operatörü ve internet sağlayıcısı olarak bilinen Verizon bir süre önce yaptığı açıklamada 5G teknolojisinin 2018’de yaklaşık üç ila beş ABD şehrinde hizmete sunulacağını duyurmuştu. Söz konusu hizmet şu an sadece Kaliforniya’nın Sacramento bölgesinde veriliyor. Şirket, ABD’de 5G hizmeti pazarının 30 milyon eve ulaşacağını tahmin ediyor. ABD’li GSM operatörü AT&T de kendi 5G hizmeti testlerini hızlandırmak için Verizon’un adımlarını izlerken, T-Mobile, 5G hizmet planını 2019’da başlatmayı planlıyor.

5G kullanımı yaygınlaştığı zaman akıllı telefonların kullanımında doğaüstü bir hıza ulaşılmasının yanı sıra sürücüsüz otomobiller, internet üzerinden kontrol edilebilen eşyalar, artırılmış sanal gerçeklik ve uzaktan sağlık hizmetleri gibi çok sayıda yeniliğe kavuşma imkânı bulabileceğiz.

Akıllı asistanlar

İnsanlar bugün Amazon’un sesli asistanı Alexa’yı, Google’ın Assistant veya Google Home ses hoparlörleri gibi mutfak masasına veya tabloların yanına koyulabilen ses sistemlerini biliyor. Bu ses cihazları, insanları sadece hava durumu ve haberler hakkında bilgilendirmekle, müzik çalmakla veya temel soruları cevaplamakla kalmıyor, ayrıca akıllı evleri daha yönetilebilir hale getirmeye de yardımcı oluyorlar.

Bu yıl Microsoft Cortana, Apple Siri ve Samsung Bixby gibi yapay zekâ uygulamalarının televizyonlar, buzdolapları, akıllı saatler, kulaklıklar, arabalar gibi tüm cihazlara yayılmasını bekleyebilirsiniz. Bugün çok fazla ilgi gören bu gelişmeleri Las Vegas’ta düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) daha fazla model üzerinde görebilirsiniz.

Peki, akıllı cihazlar nasıl geliştirilecek?

Cihazlar insanlara daha yakın hale gelecek ve tüketiciler onlarla gerçek anlamda sohbetler edebilecek. Bugüne kadar Google Assistant birkaç talebi aynı anda yerine getirmeyi başardı. Tüketiciler, “Google, ışıkları kapat ve müziği aç” dediğinde, Asistant, “Derhal” yanıtını vererek komutu başarıyla yerine getirebiliyor.
Elbette donanımın tüketicileri daha iyi kapsamlı bilgilendirmesine yardımcı olmak için de çalışmalar devam ediyor. Ruh halleri ve tamamlamak istedikleri şeyler gibi konularda da konuşabilmeleri hedefleniyor. Tüketici elektronik eğilimleri konusunda 2018 yılı için yayınlanan önemli bir raporda Ericsson ConsumerLab Araştırma Bölümü Başkanı Michael Björn’ün açıklamalarında “Kullanıcıların yarısından fazlası akıllı ses asistanlarının tıpkı insanlarla olduğu gibi vücut dili, ses tonu, dokunuş ve manuel olarak ayarlanmış bir teknolojiye sahip olacaklarını düşünüyorlar” ifadeleri yer alıyor.

CES fuarının organizasyonunu üstlenen CEA firmasından analist Steve Koenig yeni yılda akıllı ses cihazları aracılığıyla alışverişin yaygınlaşması ve bu cihazların mağazalar, web siteleri ve mobil cihazlardan sonra ‘dördüncü bir satış’ kanalı olmasını beklediklerini belirtti.

Ses yoluyla kontrol edilen akıllı telefon sınıfı da dikkat çekmeye devam ediyor. 2017’de piyasaya sürülmesi beklenen ancak ertelenen Apple’ın amiral gemisi HomePod’un 349 dolardan satışa sunulması bekleniyor. Samsung’un üzerinde çalıştığı akıllı ses cihazı Bixby’i 2018 yılı ortalarında kullanıcıların beğenisine sunabileceği belirtiliyor. Gartner Şirketi ise 2015 yılında 360 milyon dolar olan akıllı telefon pazarının 2020’de 2,1 milyar dolara ulaşmasını bekliyor.

Gelişmiş dinleme

Gelişmiş dinleme teknolojisinde en heyecan verici özellikler ise yeni Google Pixel hoparlörleri. Ancak en çok hayal kırıklığına uğratan da yine Google’ın tercüme uygulamasını kullanan mütercim yapay zekâsı oldu. Michael Björn, gelişmiş dinleme alanında bu yıl önemli gelişmeler yaşanacağına inanıyor.

Arka plandaki sesleri bastırmak amacıyla birkaç yıl önce kulaklık üretiminde ortaya çıkan gürültü izolasyon teknolojisini de unutmamalıyız. Ancak hoparlör, odadaki insanların hangisinin sesi daha net bir şekilde duymak istediğini ve hangisinin duymak istemediğini bilmiyorsa ne olacak? Bunun benzeri bir gelişmenin ancak gelecekte olabileceğini belirten Björn, tüketicinin ne istediğinin farkında olan ve ona daha fazla kontrol olanağı sağlayan kulaklıkların üretilmesi gerektiğini vurguluyor. Böylece eşinin horlama sesini izole eden bir kulaklıkla kullanıcılar rahat bir uykuya dalabilecek.

Gelişmiş sanal gerçeklik

İnsanların sanal gerçeklik teknolojisine olan ilgisinin bir miktar gerilediği görülürken gelişmiş sanal gerçeklik teknolojisinin 2018 yılında ön plana çıkması bekleniyor. Apple’ın ARKit aracı gibi Google da yeni ARCore cihazı ile daha çok görsel şölene ağırlık vereceklerini açıklarken, Amazon, Facebook ve Microsoft gelişmiş sanal gerçeklik teknolojisi için özel bir bütçe ayırdılar.

Steve Koenig bu konuda CES 2018’in geliştirilmiş sanal gerçeklik uygulamaları için öncülük edebileceği bir yer olduğunu belirterek “Geliştirilmiş sanal gerçeklik teknolojisi için daha fazla eklentiler ekleyip değiştirerek, cep telefonu deneyimini baştan aşağı yeniden tasarlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bilindiği gibi sanal gerçeklik teknolojisi, kullanıcının bir uygulama içerisindeki sembol ve nesnelerle etkileşime girmesine olanak tanıyarak sanki oradaymış gibi hissetmesini sağlar. Kendisini gerçek bir okyanusun ortasında sanmasını sağlar.

Sanal gerçeklik teknolojisinin 2016’da teknolojide dünya lideri olan ‘Pokemon Go’ benzeri uygulamaların desteğine ihtiyacı olmadığını düşündüğünü belirten Koenig, ancak zarar da vermeyeceklerini söyledi. Koenig, bu uygulamalar yerine, insanların düzenli fakat gelişmiş sanal gerçeklik olmadan kullanılan oyun ve e-ticaret uygulamaları gibi yeni bir özellikler beklemesi gerektiğini vurguladı.

Google Glass ve Snapchat Spectacles sanal gerçeklik gözlüklerinin başarısızlığına rağmen bu tekniğe dayanan bazı yeni gözlüklerin geliştirilmesine de köstek olmamalıyız. Ancak bunun 2018’de mi yoksa gelecek yıllarda mı olacağı henüz belli değil.

Robotlar ve bilişim

Sosyal robotlar… Robotların insanları hayrete düşürmesi artık çok uzun sürmeyecek. Yakın bir gelecekte evlerimizde robotları ağırlayacağımızı söyleyebiliriz. Aslında şu an evlerde kullanılan oyun konsolları veya ‘Roomba’ gibi temizlik aygıtları birer robot.
Ancak ‘Mayfield Robotics’in ürettiği ‘Kuri’, ‘Blue Frog Robotics’in ürettiği ‘Buddy’ ve ‘Jibo Robotics’in ürettiği ‘Jibo’ gibi yeni nesil sosyal robotlar ile oyunun kuralları değişecek. Bu yeni nesil robotlar aile fotoğrafları çekebilir veya anneannenize ilaçlarını alma talimatını torunlarının sesiyle seslenerek hatırlatabilir.

Günümüzde bazı dijital asistanların zihinsel yeteneklerini ve kişiliklerini robot biçiminde somutlaştırabileceğini düşünen insanlar abartıyor sayılmaz. Ancak Steve Koenig burada şu önemli soruyu soruyor: “Dijital asistanlarla olan bu sohbetler hangi noktalarda insani ilişkilere dönüşebilir?”

Mutlak bilişim

İnsanlar, bulut teknolojisinin son on yılda toplumda yarattığı derin etkiden haberdardır. Bilgisayarlar, bulut bilişimi şemsiyesi altında büyük oranda İnternet tabanlı veya bulut tabanlı hale geldi.

Ancak internete bağlı nesnelerin, sensörlerin, sürücüsüz otomobillerin ve insansız hava araçlarının çoğalması, teknoloji uzmanlarını ‘mutlak bilişim’ olarak bilinen bu alanda daha fazla araştırma yapmak zorunda bırakıyor.

Hiç kimse bulut bilişiminin ortadan kaybolmasını beklemiyor. Ancak TECHnalysis şirketinden Araştırmacı Bob O’Donnell, bulut bilişim teknolojisinin ve bununla etkileşime girme yollarımızın, mutlak bilişime geçişte ‘her şeyi radikal bir şekilde değiştirecek’ önemli bir aşamaya işaret ettiğini belirtti.

Biyometrik Güvenlik

Her ne kadar hoşumuza gitmemiş olsa da Apple’ın iPhone X’de parmak izi okuyucudan vazgeçerek yüz tanıma sistemi getirme fikri oldukça cesur bir hareketti. Ancak Apple’ın bu fikri tüm telefonlarda kullanıp kullanmayacağı henüz belli değil. Samsung üst segment telefonlar da kornea veya yüz tanıma sisteminin yanı sıra halen kullanıcılarına parmak izi okuma sistemini kullanmaları için hizmet sağlamaya devam ediyor.

Bu ayın başlarında yayınlanan bir haberde Samsung’un avucunu okuyarak sahibini tanıyabilen yeni bir sistem için patent başvurusunda bulunduğu duyuruldu. Bunu, 2018 yılının ilk yarısında tanıtılması beklenen Galaxy 9’da görebiliriz. Eğer avuç içi okuma dönemine girersek, bundan sonra her şeyin mümkün olabileceğini de düşünebiliriz.