Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

6 Ağustos: Laf dalaşının sonu | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bu gece saat tam 12’yi vurduğunda Washington ve Tahran arasında ufukları gittikçe genişleyen söz savaşı sona ererek eyleme geçme vakti gelecek. Ve İran rejimine karşı uygulanması beklenen yaptırımlar yürürlüğe girecek. Bununla birlikte, Tahran kendisini ABD ve tüm dünya ile ilişkisinde çok da yeni olmayan stratejik bir yol ayırımının önünde bulacak. İran rejiminin tüm taraflarının katıldığı tüm o sözlü savaşa rağmen ABD’nin İran karşıtı stratejisini uygulamaya başlaması ile rejimin ABD yaptırımlarına karşı tepkisinin etkisiz olduğu kanıtlanmış olacak. Aynı şekilde İran’ın, ekonomisinin karşı karşıya olduğu büyük zararın etkilerini hafifletebilecek uygulanabilir senaryolarının sayısı da azalmakta. Birinci aşamada uygulanacak yaptırımların , İran ekonomisinde hayati bir önemi olan otomotiv sektöründe İran şirketlerinin ticari işlemlerini hedef alması bekleniyor. Diğer yaptırımlar ise İran hükümetinin ABD doları elde etmesini engellemeyi amaçlıyor. Yaptırımların ikinci aşaması ise gelecek Kasım ayında yürürlüğe girecek. Bu yaptırımlar ise İran’ın ihracatının üçte ikisini temsil eden ham petrol satışını hedef alacak. Hiç kuşkusuz bu yaptırımların uygulanması ile İran ekonomisi acınacak bir duruma düşecektir. Ekonomiye vuracağı büyük darbeden duyulan korkular nedeniyle daha yaptırımlar uygulanmadan İran’da fiyatlar yükseldi. Daha fazla batılı şirketin İran’la ticari ilişkilerini durdurma niyetinde olduğunu açıklaması da İran para biriminin rekor bir düşüş yaşamasına neden oldu.

Ne İran açıklamalarındaki yüksek meydan okuma ne de bu sert yaptırımların yürürlüğe girmesi hiçbir şekilde Washington ve Tahran arasında savaşın yakın olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü Trump idaresi hala askeri seçenek yerine ekonomik baskı seçeneğine ağırlık veriyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo 22 Temmuz’da yaptığı açıklamada; ABD askeri gücü yerine boğucu ekonomik yaptırımların İran’ın düşüncesizce davranışlarını durdurmakta takip edilmesi düşünülen yöntem olduğunu ifade etmişti. Bu nedenle ABD yaptırımları muhtemelen İran karar alıcılarının ABD baskılarına aynı sertlikle karşılık verememek şeklinde tabir edebileceğimiz temel çıkmazlarını sürdürmelerine neden olacak gibi görünüyor. Aynı zamanda Avrupa’nın onlara karşı birleşik bir koalisyonda yer almaması için kendilerini frenlemekle yetinmek zorunda kalacaklar. Tahran düşmanca bir tutum izlemeyi seçtiği her durumun arkasından hızlıca bundan vazgeçme yolunu seçerek rejimin istikrarını tehlikeye atmamayı tercih etmiştir. Kuşkusuz İran rejimi herhangi askeri bir provakasyonun, ABD Başkanı Donald Trump’ın öfkesini uyandırıp aynı şekilde karşılık vermesine neden olabileceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle İran’ın ABD baskılarına karşı doğrudan ve hızlı bir şekilde karşılık vermesi beklenmiyor. Ancak bu dolaylı çatışma yolunu seçmesine ve bilinen tek güç noktası olan bölgede bulunan milis güçleri ile araçlarından yararlanmasına engel değildir.

ABD – İran ilişkileri 39 yıl boyunca bundan çok daha kötü dönemlere şahit oldu. Her defasında İranlılar tüm o tehditlerden ve patlatmakta çok başarılı oldukları ses bombalarından uzakta sadece kendilerine tahsis edilmiş alanda hareket etmeyi tercih ettiler. Örneğin geçmişteki on yıllık süre içerisinde İran her yıl bir ya da iki ABD vatandaşını tutuklardı. Ancak İran emniyet güçleri son kez Ağustos 2016’da bir ABD vatandaşını tutukladı. Aynı şekilde İran temmuz 2017’den beri hiçbir orta menzilli füze denemesinde bulunmadı. Aynı yılın ağustos ayından itibaren ise hiçbir ABD savaş gemisini rahatsız etmedi. Buna ek olarak Suriye ve Basra Körfezi’ndeki ABD güçlerini yoklama çabalarını da azalttı. Kuşkusuz ekonomik yaptırımlar gerçektende rejimi takatsiz bırakmayı hatta belki de belini kırmayı başaracaktır. Rejim ise askeri tehditlerini sadece bir durumda hayata geçirecektir, o da: Düşüşünün kaçınılmaz olduğunu hissettiği anda.