TÜBİTAK destekli “Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması” Projesi kapsamında 2009’da klonlanan yerli boz ırk boğa Efe ve dişi klonlar yaşamını sorunsuz şekilde sürdürüyor.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) destekli “Anadolu Yerli Sığırlarının Klonlanması” Projesi kapsamında 2009 yılında kulak derisi hücresinden klonlanan ve dünyadaki klonların içinde “en uzun yaşayanlar” sınıfına da girmeyi başaran yerli boz ırk klonları, hiçbir sağlık sorunu olmadan yaşamlarını sürdürüyor.
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sezen Arat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Efe’nin 2009 yılında TÜBİTAK destekli proje kapsamında 4 yaşındaki bir boğanın kulak hücresinden klonlandığını, aynı şekilde 5 yaşında bir boz ırk ineğin de hücrelerinden 4 dişi klonladıklarını söyledi.
Proje çerçevesinde 2009 yılında sperma olmadan bir canlının birebir kopyasının oluşturulduğunu anlatan Arat, dünyada bu teknolojiyi uygulayan 10 civarında ülke bulunduğunu aktardı.
Klonlama teknolojisinde ABD ve Japonya’nın başı çektiğini vurgulayan Arat, “Biz de kendi yerli boz ırkımızı klonlamıştık. Çünkü sayıları çok azalmıştı. O zaman dondurulmuş hücre bankasından hücreleri çözüp bu hayvanları klonladık. Tabii klonlama yeni bir teknoloji. Hala gelişmekte olan bir teknoloji ve uygulayan her ülkede aynı başarıya ulaşmıyor.” diye konuştu.
Arat, bu teknolojiyi uygulamaya çalışan bazı ülkelerde klonların 1-2 yaşında öldüğünü, ölü doğumların gerçekleşebildiğini anlatarak, şunları söyledi:
“Uzun yaşayan klonlar o ülkede o teknolojinin doğru kullanıldığını, bu teknolojinin geliştirildiğini gösteriyor. Dolayısıyla burada gördüğünüz boğa ve diğer dişiler 8 yaşında. Doli’yi düşünürsek 6 yaşında ölmüştü. Efe, Ece ve Ecem 8 yaşında olduğu için şu anda dünyada en uzun yaşayan klonlar sınıfına girdi. Çünkü en fazla yaşayan 10 yaş civarında bir sığırla ilgili bilimsel bir çalışma var.
Onun dışındakilerin çoğu ölüyorlar. Bu teknoloji halen inceleme aşamasında ama gördüğünüz gibi klon Efe çok sağlıklı ve klon dişilerden yavruları var, yavrularının da yavruları oldu, yaklaşık 20 kadar bu klonların popülasyonu var. Bir kısmı burada bir kısmı başka bir üniversitede. Bu bize bu teknolojinin uygulanabilir olduğunu gösteriyor. Bu konuda ileride olan ABD ve Japonya, bu klonların diğer hayvanlardan hiçbir farkının olmadığını dolayısıyla gıda olarak da kullanılabileceğini söylüyorlar.” AA