Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

88. ulusal bayramında Suudi Arabistan | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan’ın 88. ulusal gününü kutladığımız şu günlerde ABD Başkanı Trump’ın petrol fiyatları ve Washington’ın Ortadoğu’nun güvenliğini koruduğuyla ilgili tweeti münasebetiyle biz, kendisine durumun değiştiğini belirtmek istiyoruz. Yalnızca ortak çıkarların bizimle ABD arasındaki ilişkileri ayakta tuttuğunu ve kimsenin kimseye üstünlüğü olmadığını ABD’ye hatırlatmak istiyoruz.

Geçmişte Kral Abdullah bin Abdulaziz, Arap Baharı sırasında yıkılmalarını engellemek için Mısır ve Bahreyn’i destekleyerek kararlı bir tutum sergiledi. Bu, dış etkilerden bağımsız bir tutumdu. Bundan dolayı durumlar değişti. ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Suudi Arabistan’ın el-Cezire Kalkanı güçlerini Bahreyn’e göndermesini engellemek için merhum Dışişleri Bakanı Prens Suud Faysal’la gerçekleştirdiği telefon görüşmesini hepimiz hatırlıyoruz. Prens Suud Faysal ise mevkidaşına bunun bağımsız bir karar olup Suudi Arabistan’ı ilgilendirdiğini söyledi.

Sonra Suudi Arabistan, Mısır’ın düşmesini ve Mısır’a yönelik kararını empoze etmek isteyen ABD projesinin kıskacından hepimizi kurtarmak için ülkeyi destekleme kararı aldı. Dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın tehditlerine rağmen Suudi Arabistan, bu projeye karşı çıkarak Mısır halkının iradesini destekledi. Silahın yasaklanmasına ve yardımların durdurulmasına rağmen Suudi Arabistan, kararını söyledi ve Mısır, sırtını Suudi Arabistan’a dayadı.

Selman, eyleme geçme ve kendi güvenliğimizi savunma sözü verdiği zaman çağımızdaki en cesur askeri kararı aldı. Öyle ki İran’ın genişlemesini durduran Kararlılık Fırtınası başladı. Bu genişleme, Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’i teslim eden ABD’nin gözü önünde gerçekleşti. O zamanlar Amerikan himayesi neredeydi?

Çıkarların, stratejilerin ve ittifakların değiştiğini bilmeliyiz. Bunun için Körfez ülkelerinin güvenliği tehdit edildiğinde ve bu tehdit, ülke sınırlarımıza yaklaştığında bu bağımsız ve tarihi karar alındı. Hatta bu, İran’ın güneydeki vekili Husilere karşı koyarak ABD yönetimini şaşırtan bir karardı. ABD’li yetkililerin itirafıyla Kararlılık Fırtınası, sürpriz bir karardı. Çünkü bu, Körfez ülkelerinin güvenliğini ilgilendiren bir karardır.

Dahası Suudi Arabistan, yalnızca ABD’den silah satın alma çemberinden çıkıp Fransa, Almanya, Rusya, İspanya, Hindistan ve Çin’den silah satın aldı. Ayrıca Suudi Arabistan, seçenekler kutusunu çeşitlendirme kapsamında yatırımın kapılarını Batı’ya açtığı gibi doğuya da açtı. Çünkü sadece ABD’den faydalanma dönemi bitti.

Şu an 88. ulusal gününü kutlarken Suudi Arabistan, yönetimde ABD kadar geçmişe sahip tarihi bir meşruiyete dayanıyor. ABD tarihi, eyaletler birliğinin ilk kez kurulduğu tarih olan 1787 yılındaki Bağımsızlık Savaşı’ndan sonra başlıyorsa ilk Suudi Arabistan devleti de 1744 yılında kuruldu.

ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin, -ki 1940’ların ortasından beri ortak çıkarların bir araya getirdiği en önemli iki müttefik haline geldiler- güçlenmesi, bundan dolayı Ortadoğu’nun güvenli kalması ve petrol akışının kolay ve uyumlu bir şekilde devam etmesinin nedeni, iki müttefikin sözlerinde durmaları ve ikili ittifaka saygı göstermeleridir.

Kral Faysal, Arap ulusal güvenliğimiz tehlikeye maruz kaldığı zaman petrol ihracatını durdurmaya yönelik tarihi kararını aldığında petrol akışının berraklığı bulandı. Çünkü ABD ve dünya, tarafların birbirlerinin çıkarlarını muhafaza ettiği zaman bu ilişkinin ikili çıkarları koruyacağını bilmesi gerekiyordu. ABD’nin Suudi Arabistan’ın çıkarlarını gözettiği zaman bu ilişkinin öncekinden daha güçlü olacağı bilinmesi gerekiyor. Bu ilişki, iki tarafın çıkarlarına göre güçlenebilir ya da parçalanabilir. Bunun dışında hiç bir seçenek yok.

İşte Suudi Arabistan, güvenirlik ve çıkarlar ortak olduğu sürece her dost devletle ittifakında böyle güvenilir kalmaya devam edecektir. Fakat terazinin diğer tarafında bir meyillenme olursa dünya, Suudi Arabistan’ın gerçek yüzünü o zaman görecektir. Bu yüzü ise, Suudi halkı, onurlu Araplar ve İslam ümmetinin yanı sıra kararlı duruşuyla Selman ve oğlu temsil ediyor.