Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD’li bakan Katar’a meyleder mi? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bugün Cidde’de ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ‘Kızgın Dörtlü Ülkeler’ Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn ile biraraya gelirken, aslında çoktan kararını almış hükümetler görecek. Bu ülkeler Katar’ın şu an tehlikeli bir süreçte olduğunu düşünüyor. Katar yönetimine ambargo uygulayarak, alenen yaptıklarının hesabını soracağına dair net tavırlar sergileyen bu ülkelerden, geri adım beklememek lazım.

Katar’da düzenlenen basın toplantısında dışişleri bakanının konuşmaları ve imaları iyimserliğe göstergesi değil, tam tersine sorunu ne kadar küçümsediğine işaretti. Zira, meseleyi kısaca bir mütabakat metnine imza atararak ve Katar hükümetinin teröre karşı savaşacağını taahhüt ederek, söz vererek kendince çözdü. Ne başarı ama!
Katarlılar, küçük detaylarla oyalanarak problem yaratan asıl meseleden kaçmaya çalışıyorlar. Örneğin; Riyad anlaşmasının maddeleri ve şartlarının ifşa edilmesini bahane ettiler. CNN’e sızdırılıp, Katar’ın uluslararası basında yer alan tavırları ile Riyad anlaşmasında uyduğu gizli şartları tamamen çelişkili diye haber yaptığı için utanmışlar. Yaşananlardan tabi ki Katar sorumlu, çünkü Kuveyt’in aracılığı sırasında 4 ülkenin 13 talep içeren gizli mesajlarını sırf Kuveyt’i zor durumda bırakmak adına Katar ifşa etmiştir.

Bugünkü Cidde toplantısını zorlaştıran konu ise, Tillerson’ın krizin başlangıcından beri Katar’a meyletmesi. Daha diğer tarafı dinlemeden, Katar’ın isteklerinin makul olduğuna çok hızlı hükmederek bütün şüpheleri üzerine topladı. İşte bu herkesi şaşırttı!

Dışişleri bakanı, Katar’ın tavrına yakın durabilir, İnşaAllah, ama aslında karmaşık olan bir problemi daha karıştıracak ve çözüm süresini uzatacaktır. Zira bu 4 ülke Katar’ın faaliyetleri ve davranışlarından ötürü hem maddi, hem politik, hem kan, hem de basın olarak çok kötü etkilendi. Dolaysıyla bu 4 ülke, özellikle de hükümetlere direkt saldırı olarak addettiği son gelişmelerden sonra kesin kararını verdi.

Bakan Tillerson, mutlak barış sağlayamaz, ancak bütün bu ülkeler ABD’nin müttefiki olduğundan, aradaki buzları biraz da olsa eritebilir. Ancak bir tarafa karşı başka bir tarafın yanında yer alması çok anlamsız, hele ki; yer aldığı taraf, bugüne kadar çokça söz verip sözünde durmayan Katar’sa!

Doha yönetimi, tutumunu değiştirmemekte ısrarcı olduğu için kriz şiddetini giderek arttıracak gibi. Biz de onun nasıl düşündüğünü nasıl hileler yaptığını ve mevcut durumda değişime sıcak bakmadığını çok iyi biliyoruz. 4 ülkenin ise, etrafını kaosun sardığı bir coğrafyada, kendi duruşunu korumak adına verdiği karardan geri adım atmayacağını da görüyoruz. Halihazırda İran’ın varoluşunu tehdit eden ve onu sırtından bıçaklayan Katar’ı bırakıp İran’a savaş açmak çok akıllıca değil.

Krizin bir amacı var, o da Katar’ı durdurmak ve değişim projesini ortadan kaldırmak. Bu görevi tamamlamayan ülkeler, kendini ve geleceğini tehlikeye sürükleyecek. Mısır yakın tarihindeki en büyük savaşı şu an teröre karşı vermekte, Katar ise bu savaşın teröre gerek maddi gerekse basını vasıtasıyla bu örgütlerin propagandasını yaparak ve meşrulaştırmaya çalışan gizli oyuncusudur. Zira sürekli sokakları yöneticilerine karşı kışkırtmakta. Suudi Arabistan da bu tür risklere maruz kalıyor. Katar’ın bu işte eli olduğu da ispat edildi.

BAE de aynı durumu yaşıyor, neyse ki bu aşırıcı gruplara ve fikirlerine karşı 0 tolerans göstererek tehlikenin farkına erken vardı. Bahreyn’in derdi daha büyük, arkasında da Katar var. Dolayısıyla Tillerson, hayatta kalma mücadelesi veren bu dört ülkeyi, tüm problemlerin sorumlusuyla barışmaya nasıl ikna edecek ve iyi niyet sınavından sürekli sınıfta kalan Katar’a aynı sınav daha ne kadar tekrarlanacak?

Katar’ı durdurmak isteyen sadece dört ülke yok, tam tersine tüm bölge ülkeleri heyecanla destek vermekte, bölgedeki kaosun ve terörün sorumlusu olarak Doha’yı göstermekteler. Amerikalı Dışişleri Bakanı Katar’ı durdurarak kendi inşa ettiği şerrin kuyusuna düşmekten kurtarabilir.