Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

CIA direktörü: Esed İran’ın kuklası | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

CIA direktörü Mike Pompeo, İran’ı çok sert sözlerle eleştirerek, Ortadoğu’da yayılma politikası yürütmekle itham etti. Trump yönetiminin buna karşı duracağını söyleyen Pompei, ABD’nin önceliğinin şu an, Irak ve Suriye’de DEAŞ’ı hezimete uğratmak olduğunu ve bu yolda herkesle yardımlaşmaya hazır olduğunu dile getirdi. Ancak bununla beraber, Esed’in yönetimde kalmasıyla Suriye’de asla huzurun ve istikrarın sağlanmayacağını, çünkü Esed’in İran’ın elinde bir kukla olduğunu iddia etti.

Aspen Güvenlik Enstitüsü’nün daveti üzerine konferansa katılan ve orada konuşma yapan Pompeo, ABD’nin dünyanın her yerinde karşılaştığı zorluklar ve bu zorluklarla mücadelesi sırasında CIA’nin rolünden bahsetti.

Suriye hakkında konuşan Pompeo, “ABD’nin Suriye’de düşmanı yok. Önceliğimiz Suriye’nin kuzeyi ve doğusundaki DEAŞ’ı yok etmek. CIA de savunma bakanlığıyla beraber bu görevi üstlendi. Ama şimdi başka bir tehdit var. İran nüfuzunu arttırmaya çalışıyor. Irak’ta yayılmaya çalışıyor, bu çok tehlikeli” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık yayınladığı rapora işaret eden Pompeo, ‘”Dün İran’ın en büyük terör destekçisi olduğunu duyduk, şimdi bir ayağı da Suriye’de” dedi.

CIA direktörü, “Suriye’de ABD’ye karşı başka düşmanlar da var, İran ve DEAŞ’tan başka. ABD ise Rusya ile birlikte bu sorunu çözmeye çalışıyor… Ancak, Rusya ile Suriye konusunda aynı çıkarları savunmuyoruz. Suriye’de yaptıklarımız sadece bizim çıkarlarımıza hizmet ediyor, Rusya’nınkiler bizi ilgilendirmiyor.’’ dedi.

Rusya’ya 4 sene önce Suriye’ye müdahale hakkı tanıyan kararın senaryoyu tamamen değiştirdiğini iddia eden Pompeo; Putin’in Suriye’ye askeri destek yollamasının, Esed’in yıkılmamasına ve mücadele gücünün artmasına yol açtığını dile getirdi.

ABD’nin Suiye’de DEAŞ’tan başka ne çıkarı var sorusuna ise şöyle cevap verdi, “ABD’nin çıkarı Suriye ile sınırlı değil, Ortadoğu’nun istikrarlı olması” dedi.

“ABD ve Suriye dostları’” konusundan da bahseden Pompeo, “Bu ülkede çok fazla müttefikle çalışmaktayız. İngiltere, birçok batı ülkesi ve Haliç ülkeleriyle” dedi. Kürtler sizin dostunuz mu sorusunu ise, “Kürtleri tek unsur sayamayız, zira durum çok karmaşık, ama bazı bölgelerde istediğimiz sonucu alabilmek için onlarla çalışıyoruz” diye cevapladı.

Suriyeli muhalif kesimlerine yapılan gizli ABD yardımının kesilmesi sorusuna da sadece, “ABD’nin Suriye’de istediği sonucu alması için herkesle çalışmaya hazırız” dedi. Sonucun Esed’in yönetimde kalması olup olmadığı sorusuna da, “Cevap aslında dışişleri bakanlığında ama, sanırım bakan Rex Tillerson’dan en son duyduğuma göre Esed Suriye için bir istikrar unsuru değil. İstihbarat yönünden bakacak olursak, ki bu siyasi değil. Esed kalırsa Suriye’de istikrar gerçekleşmez. Çünkü o İran’ın elinde bir kukla, Esed yönetimde kalırsa, zaten ABD’nin çıkarına hizmet etmez, bu zaten normal olmaz” dedi.

Tahran’dan Beyrut’a uzanan hilal sorusu ve İsrail’in Suriye’nin güneyinde ateşkesten yana olup, İran’ın güney bölgesine yerleşme korkusunu taşıdığı sorusu sorulduğunda ise şöyle cevap verdi;

“Hizbullah, İran’ın bölgede yayılmak ve Ortadoğu’ya hükmetmek için kullandığı bir güç. Ancak Hizbullah yalnız değil. İran’ın Yemen’de temsilcileri var. Irak’ta günden güne gücü artan temsilcileri var. Tüm bu temsilciler Haliç ülkelerine, İsrail’e ve ABD çıkarlarına tehdit oluşturmakta. Bu yönetimin görevi, kaybedilen kontrolü geri ele almak. Attığımız bazı adımlar, İran’a geri döndüğümüzü göstermeye yetti. 6 ay önce olmayan bir proje ile bölgede bulunuyoruz” diyerek, Trump’ın programının Obama’nınkinden tamamen farklı olduğuna işaret etti.

Pompeo, Rusya’nın Suriye’de çıkarı nedir sorusuna, şöyle dedi;

“Orada deniz limanları var, ABD’nin olduğu her yere yapışmak istiyorlar. İstihbarat takvimimizce onlar Suriye’de kalmak istiyorlar” dedi. Rusya’nın DEAŞ’tan çok, ABD’nin desteklediği muhalefeti hedef aldığını düşünüyor musunuz sorusuna ise, “hayır” dedi.

Teröre karşı Rusya ile birlikte ortak operasyon yürütebilme konusunda umudu olduğunu dile getiren Pompeo, “Bunun gerçekleşmesi için çok çalışıyorum” dedi. Rusya’ya gittim ve Rus istihbaratındaki meslektaşlarımla görüştüm. Rus uçaklarında uçan ABD’liler var. Eğer Rusya’nın elinde dünyanın her yerinde teröre karşı mücadele verecek kadar bilgi varsa, biz ABD olarak onunla birlikte teröre karşı ortak savaş vermeye hazırız. Umarım birlikte çalışabileceğimiz yerler vardır” dedi.

Rakka’yı DEAŞ’tan kurtarma operasyonundaki ABD stratejisi konusunda, “bu strateji üzerinde bir süredir çalışıyoruz, ‘Rakka’yı geri alacağımızı biliyoruz, Pentagon bu konuyla bizzat ilgileniyor. Rakka’yı geri alma süreci yavaş ilerliyor. Biz DEAŞ’ın bir daha dönmemesi ya da başka bir örgüte dönüşmemesi için ne yapabiliriz diye düşünüyoruz. Bunu gerçekten görüyoruz. 10’dan fazla ülkede DEAŞ’ın uzantısı var. Olay sadece basının düşündüğü gibi, Irak ve Suriye’de bulunan yuvalarını yerle bir etmek değil. Asıl mesele baskıyı sürdürmek, bunu nasıl yapacağımızı biliyoruz. CIA ve Savunma Bakanlığı daha önce Elkaide’yi bitirdi. Sadece üyeleri değil, ağlarını da ortadan kaldırdık. Şimdi tekrardan yapacağımız şey bu” dedi.

En çok tehlike arz eden bölgeler hakkında ise Pompeo, “DEAŞ teröristlerinin Avrupa’ya gidişini kolaylaştıran Libya, Sina’nın yanı sıra DEAŞ kalıntılarının bulunduğu Irak ve Suriye. Çünkü bu iki bölgeden Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya ve ABD’ye geçiş kolay oluyor” dedi.

İran nükleer anlaşması hakkında ise, “İran’la yapılan anlaşma, ülkenin nükleer devlete dönüşmesini engelleyebilir ve santrifüjleri durdurabilir, ancak anlaşmanın bize faydası yok denecek kadar az. Anlaşmanın şartları, İran’da gerçekten neler olduğunu görmemizi engelliyor. Nükleer dosyasından sadece bir bölümü kapsıyor. ABD yönetimi İran’ın karşısında sadece nükleer konusunda değil, birçok konuyla alakalı durmakta. İran’ın,  nükleer anlaşmanın ana maddesine uymadığından şüphe ediyoruz. İran’ı yapması gerekenler konusunda biz sıkıştırıyoruz. İran’ın asıl istediği; bu anlaşmanın arkasından batı dünyasına açılmak ve istikrarı bozmak ki, bu asla gerçekleşmeyecek” dedi.

İran’ın rızasını beklemek, nükleer anlaşmasının hedeflerini gerçekleştirmeyeceği gibi, onları bir şeye mecbur etmeyi de gerçekleştirmeyecek. Bazen ABD’nin risk alması gerekiyor, evet gerekiyor. Ben de yönetimimizin bu riski alacağını düşünüyorum. Strateji bittiğinde  eminim ki, köklü bir değişim göreceğiz. Biz başladık. Başkan Trump’ın yaptığı ilk şey, Körfez ülkelerine gidip ittifak kurması oldu. İsrail’le de öyle. Amaç ise, İran’ın yayılma politikasına karşı duracak sağlam bir platform kurmak ve İran’ı geri püskürtmek.