Seb’in Mitingi Sana’da yapıldı. Bu da Yemen’deki devrim ortaklarının ilişkisinde yeni soruların kapısını açtı. Analistler Şark Al Avsat’a Salih’in ortağını memnun edemediğini, sonuçta her iki tarafın birbirlerini suçladığını söylediler. Analistler, tarafların Yemen halkına şantaj yapmaya devam ettiğine, anlaşmazlık uzun sürse de her durumda kendi menfaatlerinin galebe çaldığına işaret ettiler.
Salih, Husiler onu tam olarak anladıktan sonra barışçı olarak ortaya çıktı. Onlara karşı kurnazca davrandı. Çünkü ilişkilerin başlamasının öncesine kadar bütün mesajlarını etrafa göndermişti.
Yemenli siyasi analist Abdullah Salih şöyle dedi: “ Salih, Sebin meydanına zayıf, mütevazı, bir lider olarak ortaya çıktı. Daha önce etrafına topladıklarının artmasından çekindi. Sadece Lübnanlı Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın arabuluculuğuyla yetinerek konuşmasında ona teşekkür. Yine Sebin’de toplananların ümidini kırdı. Kendisine yakın olanları. Onun Husiler için geldiğini düşüncesini teyit etmeye sevk etti. Aynı şekilde Husiler, Sana’nın güney bölgesinde ve “Sebin” meydanında silahlı bir yürüyüş düzenlediler. Yürüyüşte ortaklarına şu mesajı verdiler: “Siyasi ve askeri eşitlik istemiyoruz.”
Analist Abdullah Salih sözlerini şöyle sürdürdü: “Salih bu faaliyetiyle içeriye ve dışarıya gönderdiği mesajla kendisinin Sana’da hala önemli bir güç ve figür olduğunu göstermek istedi. Benim düşünceme göre, bu faaliyetin, mobilizasyondaki yumuşak gücünü göstermek, devrim hükümetindeki bakanları Husilerin siyasi örtüsünü kaldırmakla tehdit etmesinden başka ikna edici bir tarafı olmadı. Husiler projesi ve Husilerle ittifakın devam etmesi bütün salih taraftarlarını şaşkına çevirdi.”
Buna karşılık, Yemenli yazar ve siyasetçi Ali Buhayti şöyle diyor: “ Kongre kutlamasından sonraki durum eskisi gibi değildir. İki taraf arasında meydana gelen çatlak derindir. Onarılması güçtür. Savaş durunca muhakkak ittifak haritasında değişikliğe yol açacaktır. Husi-Salih ittifakının devamı savaşım devamı demektir. Hâlbuki onların hedefi beraberce ittifaktı. Salih çatışmada tarafsız kalır, Riyad’daki Yemen Siyasi güçlerle bir çözüm bulursa denklem bütünüyle bozulacaktır. O zaman Husiler bir tarafta toplanacaktır.” Buhayti sözlerini şöyle tamamladı: “ Kongrenin ve Salih’in yaptığı rol önemlidir. Çünkü o devrimin hâkim olduğu yerlerde entelektüel, politik, sosyal açıdan Husilerin genişlemesine direniyor. Zira Yemen’deki siyasi tarafların büyük çoğunluğu ülkeyi terk etti. Alanı onlara bıraktı. Orada sadece varlığıyla direnen ve uyaran bir kongre kaldı. Eğer kongre olmasaydı, Husiler ellerinin altında bulunan yerlerde, yıllarca varlıklarını iyice yerleştirerek kurtulması mümkün olmayacak şekilde toplumun kültürünü ve bilincini büyük ölçüde değiştirirlerdi.”
Fakat Yemenli yazar ve siyasetçi Sam El Gabari aksini düşünüyor ve şöyle diyor: “ Salih’in Yetmişler meydanındaki konuşmasından sonra konuşmada bulunan kongre taraftarlarının çoğu üzüldüler. Husileri destekleyici şeylerin içinde bulunduğuna inandıkları hamasi konuşmanın sonrasında bir hileden endişe duydular.”
Yemenli siyasi analist Necip Ğallab, “Seb’in” meydanındaki kongreden sonra iki taraf arasındaki durumu teyit ederken, bu konuda karşılıklı ilişkilerin niteliğine dayanıyor. Necip Ğallab şöyle diyor: Halklar, Husilere itiraz ediyor, onların paralel varlığını reddediyor. Kurumları, kanuni yönetimi, anayasayı istiyor. Derinlerde Yemen Cumhuriyeti ile birlikte Husileri ve projesini, desteğini reddediyor. Milislerin yönetimini kabul etmiyor.”
Ğallab sözlerini şöyle düzeltiyor:”Açık konuşalım, Husiler, Salih’in istismarından korkarak, onun etkinliğini ve barışını kabul ettiler. Aynı şekilde Salih’de Husilerle ilişkilerinde meydan okuma ve barış arasında kurnazlık siyaseti güttü. Husiler de Salih’in kongresinde ittifaka aykırı olacak şeyleri engellemek için sert önlemler aldılar. Her iki tarafın savaşa yaklaşımı birbirine yakındır. Onların çatışması da çatışmaması da mümkündür. Dürüst olmak gerekirse, Sana ittifakı Husi-Salih bağlılığını artıracaktır. Zayıf ilişkiler, savaşın doğasının anlaşılmaz şekilde ele alınması ve çelişkiler yeni çatlakların oluşmasına cesaret verecektir”
Salih gözlemcilerini hayrete düşüren ittifakın bu kadar süre devam etmesinden sonra, devrimin iki ortağı arasındaki çatlak, Husilerin ortağı Devrimci lider Salih’e karşı sert ifadeler kullanmasıyla ortaya çıktı.
Salih, 24 saat susmaya dayanamadı. Husileri sorguladı, şikâyetçi oldu, ayıpladı ve Husilerin ve taraftarının “Humeynilikten” ithal ettikleri “mülazim” likle alay etmeye başladı. İdari felcin sorumluluğunu Husilere yükledi. İki taraf ilk saftaki liderler vasıtasıyla birbirlerine çeşitli suçlamalarda bulundular.
Analistler, bunların hepsini Husilerin küstahlığı karşısında Salih ve grubunun susmaya tahammüllerinin kalmadığı bir birikimin sonucuna dayandırıyorlar. Bu münasebetle Salih, ortaya çıkıp, taraftarlarına mesaj gönderiyor. Bunu kendisi, kongre, halk için değil Salih’in “beka” sı için yapıyor.
Yemenli siyasetçi ve yazar Ali el-Buhayti şöyle diyor: “ Husiler güçleri vasıtasıyla Kongre bakanlarının işlerini engellediler ve zaman zaman onlara saldırdılar. Ayrıca Husiler, müfredatı değiştirmeye ve hükümet medyasının yanı sıra toplumun bilincini de kontrol etmeye başladılar. Bunlara ek olarak, Husi grubunun yöntemini ve Abdulmelik El-Husi’ye bağlılık yeminini öğretmek için ordu ve güvenlik görevlilerine dini dersler vermeye başladılar.
Tüm bunlar konferansı dehşete düşürdü ve Husilerin bunu ideolojik genişlemeleri için bir perde olarak kullandığını fark etti. Kongre orada Husilere biz buradayız ve biz hala büyük bir halk desteğine sahibiz diyebilmek için güçlü bir etkinlik düzenleme kararı aldı. Husiler, milyonlarca kişinin tören için Sana’ya doğru yürüyüşe geçtiklerini anlayınca, bu topluluğun eski başkan Salih ve kongrenin gerçekleştiği devrimi örtmesinden korkunca etkinliği engellemeye çalıştılar.