Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Katar ve Afrika’nın istikrarının sarsılması | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Katar rejimi Afrika’da istikrarı sarsmak için; Şubat 2011’den, özellikle de Libya’nın şahit olduğu ve Katar’ın ortaya çıkardığı milis ve kaos ortamından sonra, Libya’dan daha iyi bir hareket noktası bulamadı. Katar rejimi, Libya devletini tamamen yıkmak için, Kaddafi rejiminin devrilmesini fırsat bildi. Katar rejiminin hedefi, baskıcı, totaliter ve diktatör rejimden kurtulmak olan Libyalı devrimcilerin hedefinden farklıydı. Aksine Katar rejiminin çıkarı, sivil ve ulusal devletin inşasına katılmayan Libyalı devrimcilerin çıkarı gibi görünüyordu. Katar rejiminin projesi, bunun ötesine geçerek başta ordu ve polis olmak üzere tüm kurumlarıyla birlikte Libya devletini yıkmaya kadar vardı. Böylece söz konusu terör kaosu genişleyerek, Libya üzerinden Afrika’ya sızdı. Katar rejimi, Libya devrimini destekleme bahanesiyle olsa bile amacını gerçekleştirmek için; özellikle, siyasi İslam gruplarından birtakım ajanlar görevlendirdi.

Katar rejimi ve Katar yöneticileri, Arap dünyasında, dünyanın pek çok yerinde istikrarı sarsmaya ve krizleri ihraç etmeye devam etti. Çad cumhuriyeti; Katar’ın Libya toprakları üzerinden eğitim, finans ve silah yardımlarıyla Çad’daki muhalif milisleri destekleyerek, Çad’ın içişlerine karıştığını ortaya çıkardı. Hatta Katar’ın Libya topraklarında yaptıklarının zararları Libya’nın komşu ülkelerine uzandı. Örneğin, bu komşu ülkelerin başında Libya’yı coğrafi bir sınırla ve Libya ile Çad arasında tartışmalı sınır bölgesi olan Aozou şeridi üzerinden uzun bir yerleşim yeriyle birbirine bağlayan Çad gelmektedir. Çad, 30 yıl önce egemenlik konusunda uzun savaşlara sahne oldu. Fakat Katar, Çad’ın milli güvenliğini tehdit etmeye başlar başlamaz Çad, büyükelçi ve Katar heyetini kovarak da olsa, milli güvenliğini savunma hakkını yürürlüğe koydu.

Katar, ister Libya sınırındaki Tibesti dağlarına yerleşenler olsun, isterse Aozou şeridi üzerinden Libya’nın büyük çölüne sızanlar olsun, Çad’daki muhalif milisler koalisyonu aracılığıyla Çad’a müdahale etti. “Bingazi’yi savunma bölükleri” adında Libya’nın savaşçı milisleriyle Katar arasında var olan ilişkiler, Katar’la savunma bölüklerini birbirine bağlıyor. Bingazi’yi savunma bölükleri, firar edenler, kaçanlar ile öldürme ve hırsızlık suçlarına karışanları barındırıyor. Çad resmi televizyonu; Çad muhalefetinin, Bingazi’yi savunma bölüklerinin yanı sıra operasyonlara katıldıklarını, esirlerin itiraflarına dayanarak yayınladı. Katar, Doha ile el Cefre ve Mitiga havaalanları arasında uzanan hava köprüsü üzerinden söz konusu bölükleri askeri olarak finanse ediyor. Bu da Katar’ın, Çad’ın içişlerine müdahale ettiğini doğruluyor.

Doha’yı komuta merkezi edinen Çad muhalefeti, Cumhurbaşkanı İdris Deby başkanlığındaki meşru Çad hükümetiyle herhangi bir siyasi ittifakta, Katar’ın devamlı garantör olarak katılmasını istiyordu. Hatta Doha’nın Mali ve Nijer’de, Boko Haram milislerini desteklediği söyleniyor.

Çad hükümeti, Katar’ın Çad’a müdahalesini bardağı taşıran son damla olduğunu addederek Katar büyükelçiliğini kapatmaya ve Ndjamena’dan büyükelçiyi kovmaya karar verdi. Bu karar, Çad’ın egemenliğini çiğneyerek Katar’ın yapmış olduğu müdahale ve ihlaller sonucunda alınan bir karardır.

Libya, 2 bin km’ye ulaşan uzun sahiliyle Afrika kıtasının ortasında yer alıyor ve 6 Afrika ülkesiyle sınırı bulunuyor. Ayrıca Libya ordusunun geri kalan tersanesinden 30 milyondan fazla silah parçasının dağıtımı yapılıyor ve bazı parçalar NATO uçaklarına gidiyor. Bundan dolayı Libya, bu anı bekleyen gruplar tarafından soyulup yağmalanmaya maruz kaldı. Bu durum, Afrika’nın istikrarını sarsmak için, Katar rejiminin hareket noktası olarak Libya’yı seçmesini sağladı. Bunun için Libya ordusu, resmi olarak Katar’ı kendi toprakları içerisinde terörü desteklemek ve Libya’nın dışına terörü ihraç etmekle suçladı. Libya ordusu, delil, kanıt ve belgelerle, Katar’ın Libya’daki terör gruplarını desteklediğini söyleyen esirlerin itiraflarına sahip olduğunu belirtti.

Katar, terörü ihraç etmek için sadece Çad’la yetinmedi. Hatta DEAŞ’ta olduğu gibi Afrika boynuzuna kadar uzandı. Radikal Somali gruplarını destekleyip, onlara silah ve para dağıttı. Amerikan demokrasi destek müessesesi, Somali’deki aşırı el Şebab hareketinin, küresel olarak aranan Katarlı işadamı Abdurrahman el Naimi’den finansal destek aldığını yayınladı. Ayrıca el Naimi ile el Şebab hareketinin lideri Hasan Uveys arasında şüpheli ilişkiler bulunuyor.

Katar rejimi, terör grupları üzerinden Mali’deki ayrılıkçı Azvad milislerini finanse edip destekliyor. el Kâide ve liderliğini terörist Muhtar bin Muhtar’ın yaptığı, “Kanla İmza Atanlar” grubuyla bağlantılı radikallere para ve silah sağlıyor.

Katar rejimi, açık bir şekilde Afrika kıtasını yıkmaya kararlıydı. Sanki Katar, büyük güçlerin vekilliğini yapıyordu. Özellikle deliller, belgeler, şahitler ve olaylar Katar rejiminin terörü finanse ettiğini kanıtlıyor. Bazı büyük güçlerin Katar’ın bu oyununa karşı net ve kesin kararlar almada gevşek davrandıklarını görüyoruz. Aksine, bazılarının kendini zapt etme politikası yürüttüğüne tanık oluyoruz. Bu da büyük güçlerin, Katar’ın terörü finanse etme ve dünyada kaosu yaymadaki rolüne karşı niyetlerinde şüpheler uyandırıyor.