Terörist saldırıları gerçekleştiren kişilerin, kişisel özellikleri ve eylem biçimleri büyük ölçüde değişir. Uzmanlara göre, bu değişiklik onların ve ya saldırılarının tipik resmini çizmeyi karmaşıklaştırıyor bununla beraber onlarla savaşmak da zorlaşıyor.
Öte yandan bu kişiler uzun zamandır mı radikalizmin içerisindeler, hapse girdiler mi girmediler mi? Suriye ve Irak’taki savaş cephelerinden mi dönüyorlar? Yoksa onlarla hiç tanışmadılar mı? Tüm bunlar net bir profil oluşturmamakta. Bir bıçak, araba, kamyon, ateşli silah, el yapımı bomba veya askeri patlayıcılar ile kanlı bir saldırı düzenleyebilir veya öldürebilirler. Söz konusu kişiler, çoğunlukla dağılmış ve yoksul ailelerin çocukları olmakta. Fakat, bir kısmı da orta gelirli hatta zengin.
Borealis Danışmanlık Şirketi Başkanı Kanadalı bir sosyolog hazırladığı raporunda, ‘Belirgin bir profil bulunmamakta’ başlığı bulunuyor. Başkan, son 30 yıldır Kanada istihbarat servisleri için radikalizmi incelemekte. Bu başlık, terörle mücadele birimlerinin saldırıların önlenmesinde ve dolayısıyla ortaya çıkmadan müdahale etmede maruz kaldığı karmaşıklığına atıfta bulunmaktadır.
Sosyologun hazırladığı raporda, “Başlangıçta bir kamyon kullanımının olduğunu düşünüyorduk. ( yayalar ezildi ve 16 kişinin hayatını kaybetti) Temel plan buydu. Fakat sonrasında gerçek planın aseton peroksit içeren bombaları patlatmak olduğunu öğrendik. Daha sonra birden fazla şehirde dağıtılan bir ağ, tek başına hareket etmesi gereken bir sürücünün yerini aldı” ifadeleri yer aldı.
Radikalizmin ağına düşmüş olan gençlerin, topluma çeşitli seviyelerde iyi entegre oldukları gözlemlendi. Kişiliklerinde ya da konumlarında suç işleme niyetlerini olduğunu gösteren herhangi bir şey bulunmamakta.
“Yeni tehlikeli saldırı olduğunda, burada teröristlerin farklı olduklarını ve tamamen farklı ortamlardan geldiklerini gözlemleyeceğiz. Bu durum da kesinlik ve belirli bir profil olmadığı konusundaki tezimizi destekler” dedi.
Son dört yıl boyunca İngiltere’de engellenen 13 girişim üzerine, İngiliz Ulusal Polis Şefleri Konseyi’nde terörle mücadele uzmanı Mark Rowley, “En basitinden en karmaşığa kadar farklı türlerimiz var. Bazıları, Belçika, Fransa ve başka yerlerde görülenler gibi hazırlık aşamasında daha hassas ve sofistike, halka açık yerlere, polis veya jandarma karakollarına saldırmayı planlıyor” dedi.
Böyle bir çeşitlilik tehdidi, akıl hastalığından muzdarip bir kişi tarafından da yapılabilir. Bu tür saldırıları önlemek terörle mücadele kurumlarının kabusudur.
Fransız Dış İstihbarat Servisi Eski Başkanı Allan Shwayh, “Milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkede, bıçak taşıyıp insanları bıçaklayan bir deliyi durdurmak imkansız” dedi.
“Bu kişi tek başına ve herhangi bir ağın üyesi değilse, bunu nasıl yakalayacağız?” diye sözlerine devam eden Shwayh, , tamamen farkı özelliklere sahip olmaları, kronik radikal özellikler taşımaları, bazılarının henüz birkaç yıl önce hapisten çıkması, selefiye dönüşmeleri sebebiyle terörle mücadele birimlerinden 10 bin kişiden fazlasının onları takip etmesi gerektiğini vurguladı. Söz konusu kişilerin saldırı girişiminde bulunmadan önce takibe alınması gerektiğini belirtti “Burada gerçek bir sorunumuz var. Yeteri sayıda personeli güvenceye almak. Her insanı 24 saat boyunca izlemek için 12 polise ihtiyacımız var. Bu da 120 bin tam zamanlı polis memuruna ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Biz bu sayıdan çok uzağız” sözlerine devam etti.
Genellemenin tuzağına düşmekten kaçınmak adına Borealis Danışmanlık Şirketi Başkanı, her terör eyleminin mutlak eşsizliğini tanımlayarak başlamalı. Ortak noktalara aramak radikal şiddet eylemlerini tahmin etmek konusuna uygun değildir. Her bir olayda eşsiz bir vakayla uğraşmak ve bu konuyla ilgili birçok bilgi araştırmak zorunda kalıyoruz.