Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Tunus Dışişleri Bakanı: Ülkemiz, Avrupa başkentleri ile eşit derecede güvenlidir | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tunus, Arap Baharı’nda yaşanan olayların bitmesinden sonra, ülke güvenliğindeki zayıflık ve ekonomideki düşüşü yansıtan hükümet istifalarından beri zor dönemlerden geçti. Terör ile alakalı Tunus Dışişleri Bakanı Khemaies Jhinaoui, “Tunus, bugüne kadar terörizme karşı önceliğe sahip olmuş ve ulusal yeteneklerini önemli ölçüde geliştirdikten sonra son yıllarda büyük bir güvenlik başarısı yakalamıştır. Tunus, Avrupa başkentleri ile eşit derecede güvenlidir” açıklamasında bulundu..

Tunus’un başkentinde bulunan Bardo Milli Müzesi’ne ve 2015 yılında Sousse’deki İmparatorluk Oteli’ne düzenlenen terör saldırıları sonucu onlarca yabancı uyruklu kişi hayatını kaybetmiş, Avrupa ülkeleri de vatandaşlarını Tunus’a gitmemeleri yönünde uyarmıştı.

Bununla birlikte, 2016 yılının başından bu yana, tüm sektörlere olumlu gelişmeler yansıdığı için İngiltere ve diğer ülkeler Tunus’a seyahat yasağını kaldırmaya başladı.

Tunus Dışişleri Bakanı Khemaies Jhinaoui, ülkesindeki siyasi, güvenlik ve ekonomik durum ile ilgili Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Beci Kaid Sibsi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesinden bu yana, Tunus dış politikasının güvenilirliğini ve itibarını geri alarak daha proaktif ve inandırıcı bir yaklaşım benimsediğini ifade eden Dışişleri Bakanı, “2015 yılında ülkedeki acı olaylara rağmen, Tunus diplomasisinin Tunus’un olumsuz imajını ortadan kaldırmada büyük payı olduğunu söyleyebilirim. Bu, son iki yılda Tunus’a gelen turist sayısının ve ülkedeki yatırımın artması ile kanıtlanıyor. Bu olumlu sonuçlar, demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü alanında yapılan kazançlardan ve güvenlik alanındaki önemli başarılardan kaynaklanmaktadır” dedi.

Turizm sektörünün güvenlik, siyasi ve sosyal koşullara olan bağlılığı nedeniyle çok hassas olduğunu düşünen Jhinaoui, “Tunus, dünyanın diğer ülkeleri gibi terör saldırılarına maruz kalmış durumda. Özellikle Bardo ve Sousse’de gibi iki turistik bölge üzerinde bunun doğrudan bir etkisi oldu. Ancak, Tunus hükümeti tarafından alınan önlemler, milli kuvvetlerin güvenlik alanındaki önemli başarıları, Tunus diplomasisi ve Turizm Bakanlığı’nın çabaları, bu saldırıların etkilerini aşmamıza olanak sağladı. Böylelikle, Tunus’un konukları için yeniden güven kazandık” açıklamasında bulundu.

“Tunus, Avrupa başkentleri ile eşit derecede güvenlidir”

Jhinaoui, Tunus’taki terör tehditi hakkında, “Dünyanın hiçbir ülkesi terörizm tehdidi altında güvende değil ve dünyanın tüm ülkelerinde terör, tehdit oluşturmaya devam ediyor. Devletlerin ve uluslararası ittifakların terör örgütleri karşısındaki zaferlerine rağmen tükendiklerini söylemek için henüz erken. Tunus’un güvenlik ve askeri güçlerinin her an hazır bulunup iyi bir performans sergilemesi, teröristlere karşı başarı sağlamalarını sağladı. Tunus, bugüne kadar terörizme karşı önceliğe sahip olmuş ve ulusal yeteneklerini önemli ölçüde geliştirdikten sonra son yıllarda büyük bir güvenlik başarısı yakalamıştır. Tunus, Avrupa başkentleri ile eşit derecede güvenlidir” dedi.

Dışişleri Bakanı, Suriye ve Irak’a gidip savaşan Tunuslularla ilgili olarak şunları dile getirdi, “Teröristlerin tehditkar yuvalarından geri dönme olgusu, tüm ülkelerin ulusal güvenliği için doğrudan bir tehdittir. Terör eylemleri gerçekleştirmelerini, kutuplaşmaya katkıda bulunmalarını veya cezai faaliyetlerde bulunmalarını önlemeyi amaçlıyoruz. Aşırılık ve terörle mücadele, Tunus için ulusal strateji hedeflerinden biridir. Yabancı savaşçıların tehditkar yuvalarına doğru hareket etmelerini sağlamak için, kanunların gerektirdiği gibi yasal çerçeveyi güçlendirerek, toplumun tehlikelerden korunması için en üst düzeyde titizlikle davranılması için mekanizmalar kuracağız. Arap devrimlerini takip eden krizler, özellikle Libya, Suriye ve Yemen’de yoğunlaştı. Körfez bölgesindeki anlaşmazlık, Arap dünyasında yeni bir çatlak yarattı. Körfez İşbirliği Konseyi’ndeki kardeşlerimizin bundan uzak durması gerektiğini düşünüyoruz. Umuyoruz ki bu anlaşmazlık, en kısa zamanda aşılır.”

“Tunus, Libya’dan en fazla mülteci alan ülkedir”

Libya krizinin Tunus’taki durumu doğrudan etkilediğini söyleyen Bakan, “Ülkemiz, 2011 yılından beri bu kardeş ülkede yaşanan krizin sorumluluğunu üstlenmiş ve Libya’dan en fazla mülteci alan ülkedir. Tunus, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2014 yılından bu yana Libya’daki destek görevine ev sahipliği yapmanın yanı sıra, görevlerini en iyi koşullarda yerine getirmeleri için desteklemeye devam ediyor. Ulusal Uzlaşma Hükümeti, Başkanlık Konseyi’nin kurulması, Tunus’ta gerçekleşti. Bu, Libya’daki kardeşlerimize karşı olan görevimiz. Çünkü Libya’nın istikrarı ve güvenliği Tunus’un istikrarı ve güvenliği demek” dedi.

“Tunus halkı meşru zafere ulaştı”

Son olarak Tunus’ta durum üzerine konuşan Bakan, “Altı yıl boyunca, ilk özgür cumhurbaşkanlığı seçimi ve cumhuriyetin yeni anayasasının ilan edilmesiyle sonuçlanan demokratik geçişin damgasını vurduğu tarihi bir dönemde yaşıyoruz. Tunus halkı meşru zafere ulaştı. Çalkantılı bir uluslararası durum ve bölgesel kriz altında, ekonomi, kalkınma güvenlik, istikrar ve toplumsal barışın yeniden tesis etmek, terörizme karşı çıkmak ve ulusal çabaları yönlendirmek zorunda kaldık. Şimdi uyumlu bir siyasal iklimde yaşıyoruz. Ekonomik, sosyal reformu ele alıyoruz. Güvenlik güçleri ve ordunun yeteneklerini destekliyoruz. Terörizm konusunda çok önemli zaferler elde ettik ve 2015 yazından sonra birçok Avrupa ülkesi dayattığı seyahat yasağını kaldırıldı. Turizm sektörü ve yatırım hacminin büyümesi ülke ekonomisinin iyileşmesinin başlangıcı” dedi.

Bakan, Nahda Hareketi hakkında ise, “Ülkedeki diğer bütün ulusal siyasi partiler ve büyük sivil toplum örgütleri gibi, siyasi sahnenin bir parçasıdır ve ulusal birlik hükümetinin ortaklarıdır. Tunus’un tüm uluslararası partilerle olan ilişkileri çok iyi ve hızla gelişiyor” ifadelerini kullandı.