Doha hükümeti ne kadar direnirse dirensin Katar krizini bitirmeye karar veren dört ülkenin aldığı kararlarla ilgili beklentiler, en nihayetinde başarılı olacağı yönündedir. Bu hafta New York’ta yapılan siyasi görüşmeler, krize ve krizin hangi yönde seyredeceğine ışık tutuyor. Eğer Katar, kendisinden istenilen şartları kabul ederse içinde piştiği düdüklü tencereden çıkmayı sonunda başaracaktır. Şartlardan bazılarını kabul etmek için pazarlık yapmaya ve geri kalan şartları da oyalamaya çalışırsa kriz, gelecek yıla kadar devam edecektir.
Bütün dünya Katar çekişmesinden istifade ediyor. Bu küçük devlet, bölgede ve bölge dışında kargaşa çıkartmak için sahip olduğu iştah ve büyük rantlarla pek çok tahribata sebebiyet verdi. Ortadoğu bölgesi, iki devlet (Katar ve İran) dışında kaosu finanse eden ve körükleyen bütün sistemlerden neredeyse kurtuldu. Katar’ın rolünün bitmesiyle sorunlar ve radikal dini gruplar azalacak, dolayısıyla İran yalnız kalacaktır.
Yirmi yıl boyunca Katar, cereyan eden kargaşadan, radikalizmden ve kısmen terörden bile sorumludur. Katar’ın etkisinin az olduğundan dolayı başlangıçta hiç kimse Katar’a karşı çıkmadı. Katar’ın desteklediği krizler büyüyüp çoğalınca Katar, koalisyonların arkasına gizlenmeye başladı. Katar’a karşı koymak için dört Arap ülkenin yaptığı ittifak, oyunu tersine çevirerek Katar’ın kuşatılmasına neden oldu.
Katar, kontrol edilmediği sürece tehlikeli bir devlettir. Doğalgaz ve petrol gelirlerine sahip olduğundan dolayı Katar, dünyadaki bütün radikal terör örgütleri finanse ediyor ve kendisine hasım olan yönetim sistemlerini yıkmaya çalışıyor. Tüm bunlar Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri(BAE) ve Bahreyn’i Katar’ın tasarruflarına sınır koymaya, politikalarına karşı çıkmaya sevk etti. Dört ülke mi Katar mı? şeklinde önlerine iki seçenek sunulan pek çok devlet, nüfuzunun, etkisinin ve çıkarlarının hacminden dolayı dört ülkeyi tercih ediyor.
Bu ayki Birleşmiş Milletlerin (BM) yıllık çalışmalarının akabinde Katar, dört devlete karşı kendisini desteklemeleri için büyük ülkeleri ikna etmeye çalıştı. Fakat Katar, bunda başarılı olamadı. Almanya Başbakanı, Katar Emirine dört ülkeyle gizlice müzakere yapmasını tavsiye etti. Yani Katar’ın taviz vermesi gerekiyor.
Bu hafta Katarlılar için zorlu bir hafta olacak. Çünkü Katarlılar, yeniden arabuluculukla Amerika’yı ikna etmeye ve dört ülkeyle uygun siyasi bir anlaşma yapmaya çalışıyorlar. Katar yönetimi, geçen defaki davranışından dolayı başarılı olamayabilir. Kuveyt Emiri’nin daveti üzerine Trump arabuluculuk yapmıştı; fakat Beyaz Saray tarafından arabuluculuk deklare edilir edilmez ilk dakikadan Katar Emiri, söz konusu arabuluculuğu sekteye uğrattı.
Niçin Katar arabuluculuk istiyor ve sonradan da arabuluculuğu sekteye uğratıyor? Çünkü Katar’a iki yönetici tarafından hükmediliyor: Evet diyen Emir Temim. Ancak Temim, yürütme otoritesine sahip değil. Bir de Temim’in babası olan önceki emirle birlikte eski Dışişleri Bakanı var. Bu ikisi, devlet içerisinde etkin olan kurumları hala yönetiyorlar. Eğer bu iki hafta içerisinde çözümler başarısız olursa kriz, bir yıl belki de iki yıl daha uzayabilir. Tren, küçük istasyonları önemsemeden geçip gidebilir. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cübeyr’in dediği gibi dört ülke, Katar’a yaptırım uygulamaya devam ederek hiçbir şey kaybetmez. Sadece Katar kaybeder. Çünkü Katar’ın yüksek derecede ısıya konulmuş düdüklü tencere içerisinde yaşaması mümkün değildir. Katar’ın liman ve havaalanı açık olmasına rağmen Katarlı yetkililer, tahammül edilemeyen yaptırımlar sonucu rahatsızlık hissediyorlar.
Katar’a yapılan büyük baskı, Suudi Arabistan’la olan sadece 60 kilometrelik kara hududuyla sınırlı değildir. Aksine söz konusu baskılar, bölgesel ve uluslararası kurumlarda da Katar’ı takip ediyor. Katarlılar ve yabancılar, eğer kriz tavizler verilerek bir karara bağlanmazsa, krizin uzayacağını ve devleti zayıflatacağını zamanla kesin bir şekilde öğrenecekler.