Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Trump ve İran stratejisi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Amerikan Başkanı Donald Trump’ın uygulamaya çalıştığı yeni stratejik adımlar gün yüzüne çıkıyor. Bu, İran’ın bölge siyasetine ve Trump’ın gözünde Amerika’nın imzaladığı en başarısız anlaşma olmaktan öteye geçmeyen nükleer programına karşı bir çabadır.

Bu yazıda değerli okuyucu ile birlikte bu stratejinin özellikleri üzerinde duracağız.

Bu strateji üzerinde şimdiye kadar yapılan tartışmalara bakarsak stratejinin önemi ve uygulama sınırları anlaşılır. Stratejinin hazırlık aşamasında Amerika Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Ulusal Güvenlik Sekreteri ve diğer tüm üst düzey yetkililer yer aldı.

Öyleyse önde gelen bakanlıklar, İran rejimi ile olan ilişkinin uzun tarihine bakarak aşamaları tamamlandığında bu stratejinin neleri getireceğine dair işaret vermek için oradalar.

Okuyucu soracaktır: bu, taşların Amerikan başkanı onayladıktan sonra bu stratejinin uygulanması için döşendiği anlamına mı geliyor?

Bu stratejinin ne hedeflediğini görmek için en baştan birlikte bakalım.

-İran’ın “ekonomik politikaları, terörü destekleme ve özellikle Suriye, Irak ve Yemen’de istikrarı sarsma” gibi farklı faaliyetlerine karşılık vermek

-İran’ın Yemen’deki Husi milislere, Gazze’deki Filistinli gruplara ve Mısır’daki Sina Yarımadası’na silah sevkiyatına karşılık Amerika’nın itirazını güçlendirmek.

-İran’ın Bahreyn’deki nüfuzunu ölçeklendirmek

-İran teknelerinin, körfezdeki ABD gemilerine karşı yaptıkları kışkırtmalara daha şiddetli bir güçle cevap vermek

-İran’ın 2015’te imzalanan nükleer anlaşmanın şartlarını ihlal etmesi durumunda yeni ekonomik yaptırımlar uygulamak

-Füze programını zayıflatması için Tahran’a yönelik baskıları artırmak

Yeni stratejinin özellikleri ile Trump’ın İran rejimine yönelik tavrı ve seçim kampanyası sürecinde açık bir şekilde hissedilen daha sonra İran rejimine yeni yaptırımlar uygulama ile devam eden yönetimi arasındaki tutarlılığı görüyoruz. Bu, Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın her üç ayda bir yayınladığı ve nükleer anlaşma konusunda İran’ın Trump’ın duruşu ile uyum sağlamayan tutumunu değerlendiren rapor ile de destekleniyor. Aynı şekilde bu, bu anlaşmayı ve İran’ın bağlılığını değerlendirmesi için dosyanın özel bir komisyona devredilmesi sonucuna götürdü. Amerika’nın BM temsilcisi, İran rejiminin anlaşmanın ruhunu bozduğuna işaret etti. Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın İran’ın anlaşmaya bağlılığına dair yayımladığı raporlara rağmen, İran rejiminin füze programında ve diğer nükleer programlarında kullanıma elverişli çift yönlü takımları hâlâ kaçırmaya çalıştığına işaret eden birkaç delil mevcut. Bu, Alman istihbaratının raporunun işaret ettiği ve birçok kişi ve kurumların ortaya çıkardığı bir durum.

Tüm bunlardan sonra okuyucu, sorusunun cevabının olumlu olacağını görüyordur.

Belki de hatırlatmak gerekir ki Trump’ın tehditlerine rağmen Devrim Muhafızları, hâlâ özgür bir şekilde Amerika’nın Körfez’deki savaş gemileri üzerinde İran uçakları uçurarak kışkırtma operasyonlarını sürdürüyor. Trump’ın daha önce yaptığı açıklamaya göre buna herhangi bir karşı hareket de yapılmıyor.

Buna karşılık Trump’ın İran ve onun nükleer programı karşısındaki açıklamaları, “5+1”de yer alan ve nükleer anlaşmaya bağlılığın gerekliliğini savunan diğer ülkeler tarafından farklı tutumlarla karşı karşıya kalıyor. AB Siyasi İşler Temsilcisi Federica Mogherini, Kuzey Kore ve İran arasında fark olduğunu ve İran ile yapılan anlaşmaya bağlı kalınmasının gerekliliğini vurguladı.

İran rejimi, birçok ekonomik proje ile, Avrupa Topluluğu, Rusya ve Çin’in konumunu güçlendirmenin yanı sıra bölgedeki kartlarını da güçlendirmeye çalışacaktır. Olan bu..

Geriye bir soru kalıyor: Ortadoğu zaviyesinden bakıldığında dünyanın tutumu nedir? Büyük devletler, bölgedeki çıkarlarını ve yatırımlarını teminat altına almaya çalışmaz mı? Ekonomi ve yatırım güvenlik ve istikrara bağlı değil mi? Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün tabiri ile, “Bizce İran, anlaşma ruhuna uygun hareket etmiyor. Hâlbuki bu anlaşma, bölge ve iki devlet için barış ve güvenlik çağrısı yapan bir plandır. İran’ın buna uygun hareket ettiğine inanmıyoruz.” Eğer iş böyleyse İran rejimine karşı nasıl bir muamelede bulunmak gerekir?