İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün, , “İsrail, Kürt halkına ve isteklerine uzun yıllardır duyduğu derin ve doğal sempati dışında Kürt referandumunda payı yoktur” açıklamasında bulundu.

Netenyahu’nun bu açıklamaları, İsrail’in Kürdistan referandumunu desteklediğine dair gelen Arap devletlerinden gelen eleştirilere ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumunu, İsrail gizli servisi Mossad ile ilişkilendirmesine karşılık olarak haftalık kabine toplantısı sırasında geldi.

Netenyahu, Erdoğan’ı ima ederek, “İşlerin kendileri için iyi gitmediği noktada Mossad izi bulmak istemesini anlayabiliyorum ama Kürtlere ve arzularına sempati beslemek dışında bir rolümüz yok” dedi.

İsrail medyası ve diğer bakanlar referandumu destekleyen açıklamalarından dolayı Netenyahu’yu eleştirdi. Kürt liderler de ABD yönetimi vasıtasıyla Netenyahu’ya olan kızgınlıklarını dile getirdi. Bunların akabinde Netenyahu referandumdan söz edilmemesi konusunda emir verdi. Dün yaptığı açıklamalarla da bu konudaki zararını hafifletmeye yönelikti.

İsrail hükümetlerinin kendi kaderini tayin hakkı ve ulusal bağımsızlık hakkı üzerinde ikili oynadığı bilinmektedir. Kürtlerin kendi haklarını belirlemesini savunan İsrail, Filistin halkının bunu yapmasına 70 yıldır mani oluyor. 1950’lerin başından bu yana İsrail ‘kuşatmayı kuşatma’ projesi yürütüyor.

Arap ülkelerinin onları her yandan kuşattığını göz önüne alındığında, Arap ülkelerini çevreleyen, İran, Türkiye ve Etiyopya gibi ülkelerle ilişkiler kurmayı planladığı görülüyor. Bu bağlamda, İsrail, Kürtlerin siyasi hareketlerinden bazılarıyla da bir ilişki kurdu.