Kahire: İmil Emin
Günümüzde köktendincilik, aşırılık ve cehalet, insanlık üzerinde büyük bir sorun haline geldi. Bu sorunlarla mücadele sorumluluğu, dini kurumlar başta olmak üzere tüm toplumun omuzlarında bulunuyor. Çünkü inananların peşinden gittiği dinlerin hepsi barışçıldır. Bu dinlerin liderleri bir araya geldiği takdirde, bütün ayrılık ve ihtilaflar sona erer.
Bu bağlamda, İslam Dünyası Birliği (Rabıta) tarafından batıda, dünya ulusları ve halklarıyla barışa ulaşabilmek adına yürütülen çaba önemlidir ve devam etmeli.
İslam Dünyası Birliği, merkezi Mekke’de olan küresel çapta popüler bir İslami örgüt olarak biliniyor. Birlik, İslam’ın tanınması alanındaki çabaları koordine ederek ilkeleri ve öğretileri açıklıyor. Aynı zamanda İslam’a yönelik şüphe ve iftiraları da çürütüyor.
Birliğin son konferansı, New York’taki BM Genel Kurulu’nun oturum aralarında yapılmıştı. Oldukça etkili olan bu adım, batıdaki Müslümanlarla samimi bir şekilde iletişim kurulmasına yönelikti.
Birlik, sivil toplum örgütleri ve kurumları, Müslüman gençleri aşırılıkçı fikirler tehlikesine karşı duyarlı hale getirmeye, medya, özellikle de sosyal ağlar aracılığıyla iletilen olumsuz mesajları takip edip, önlem almaya çağırdı.
Konferansta, terörizmin yalnızca bir güvenlik ve askeri çatışma meselesi değil, coğrafyalarla sınırlı olmayan geniş bir sanal dünyada yer alan çatışma olduğu belirtildi. Engellemenin de mümkün olduğuna dikkat çekildi.
Yine aynı şekilde, Güney Afrika’nın Durban kentinde gerçekleştirilen “Sosyal Birliktelik ve Dinlerin Çeşitliliği” konulu konferansta konuşan Şeyh el-İsa, “Dini liderler, bilim adamları, düşünürler, eğitim kurumları ve etkili platformların temsilcileri, birçok trajediye ve savaşa neden olan nefret ile savaşmalı” demişti.
Papa Franciscus ve Şeyh el-İsa, köktendinci terörizm karşısında aynı tutumu sergiliyorlar.
Franciscus, bu yılın başında büyükelçilerle yaptığı görüşmede terörizmi kınamış, tüm dini ve siyasi otoriteleri bununla mücadeleye çağırmıştı.
Ne yazık ki, günümüzde dini tercihlerimiz diğerlerine saygı duyup, herkese açık olmak yerine, şiddet ve marjinalleşmeyi getirdi.
Terörizm, Afganistan, Bangladeş, Belçika, Burkina Faso, Mısır, Fransa, Almanya, Ürdün, Irak, Nijerya, Pakistan, Amerika Birleşik Devletleri, Tunus ve Türkiye’de son bir yılda pek çok kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Bu nedenle, Papa, tüm dini otoriteleri “kimsenin Allah adına kimseyi öldürmemesi” konusunda güçlü bir şekilde birleşmeye çağırdı.
Papa, teröre götüren köktendincilikle mücadele etmek için şunları söyledi:
“İlk olarak Allah korkusu ve sevgisi, arasında herhangi bir tutarsızlığı kabul etmeyen dini değerlerin aktarılması konusunda görevlerimiz var. İkincisi, kamusal alanda dini özgürlük hakkını garanti etmekle yükümlüyüz. Ayrıca, köktendinciliğin yayılması için verimli bir zemin oluşturan koşulları önleme sorumluluğumuz da var.”
İslam Dünyası Birliği Genel Sekreteri Şeyh Muhammed bin Abdülkerim el-İsa, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus ve Dinlerarası Dialog Konseyi Başkanı Kardinal Jean-Louis Tauran ile görüşmek üzere Vatikan’a gitti.
Şeyh el-İsa, Vatikan’daki toplantıda, köktendincilik içeren hiçbir dinin olmadığını vurguladı. Şeyh el-İsa, Vatikan’la olan iletişim ve işbirliğinden dolayı memnun olduklarını, bu işbirliğinin ortak hedeflere, özellikle de barış ve uyumu yaymaya yönelik olduğunu dile getirdi.
Papa ise konuşmasında, “Savaşı kendi başına kışkırtan din yoktur, savaş herhangi bir dine göre ateşlenemez. Terörizm ve savaşın dinle ilgisi yoktur” diyerek, eylemlerini haklı çıkarmak için dini kullandıklarına vurgu yaptı.
Papa Franciscus ve Şeyh el-İsa’nın bir araya geldiği toplantıda, barış ve küresel uyum için Vatikan ve İslam dünyası arasındaki işbirliğinin önemine değinilerek, karşılıklı çıkar içeren konularda görüş alışverişinde bulunuldu.
Toplantıda, özellikle köktendinciliğe karşı okul eğitimini yeniden gözden geçirme ihtiyacı tartışıldı.
İslam Dünyası Birliği’nin Vatikan ziyareti, Vatikan ve İslam dünyası arasında yeni bir dostluk ve işbirliği sayfası açmak için bir fırsat olarak görülebilir. Çünkü bugün dünyada karşılaşılan zorluklar ve tehlikelerle mücadele edebilmek için herkesin birleşmesi gerekiyor.