Usame bin Ladin’in evinde ele geçirilen 470 bin belge, örgütün ve kendisinin birçok ilişkisini ortaya koydu. Belgelerin içerisinden 19 sayfada Bin Ladin’in, İran’la olan güçlü ilişkisi yer almakta. Arap ülkeleri, ABD ve Batı’daki düşmanlarına karşı ortak hedefe yönelen Ladin ile İran liderleri arasındaki karşılıklı ilişki ve takdirlerini kanıtlayan bir çok belge ortaya çıkarıldı.

Pakistan’ın Abbottabad ilçesindeki evinde ele geçirilen belgelerin bir kısmında Bin Ladin, Suudi Arabistan, Mısır ve diğer ülkeleri mürted olarak tanımlıyor. ABD ve Batı’ya karşı gelen ve onlara karşı direniş sloganlarını yükselten İran’ın, Arap ve İslam dünyasındaki diğer rejimlerden daha iyi olduğunu söylüyor. Irak’taki yandaşlarını ve takipçilerini, ortak çıkarlar ve yararları gözeterek İran’ı hedef almaktan kaçınmaya davet ediyor.

Belgelerde, İran’ın “El Kaide’deki bazı Suudi kardeşlere” para ve silah teklif ettiğini, Lübnan’daki Hizbullah kamplarında eğitim önerdiğini ve Suudi Arabistan ile Körfez’deki Amerikan çıkarlarına saldırıda “ne istiyorlarsa vermeye hazır olduğunu” söylediği iddia ediliyor.

Belgeler, 17 Haziran 2013’te önde gelen İhvan liderlerinden İsam El-Iryan’ın, İran’ın zaferi üzerinden BAE’ye olan tehdidinde olduğu gibi El-Kaide lideri Bin Ladin de İran’a özel bir saygı gösterdiğini ortaya koyuyor.

Belgeler, İran’ın bölgedeki ABD veya müttefiklerini hedef alan herkese yardımcı olmaya hazır olduğunu, mezhepsel tartışmanın gerekli olmadığına inandıklarını ve ortak operasyonlarda işbirliğinin imkansız olarak görülmediğine işaret ediyor.

Bin Ladin ise bu mesajı memnuniyetle karşılıyor. ABD’ye ve Batı’ya karşı savaşta kendisi ile hemfikir olmasından ötürü, İran’ı kendisine herkesten daha yakın görüyor. Ayrıca yardımcısı Eymen ez-Zevahiri de 2005 yılında Zerkavi ile aralarındaki meşhur mektuplarda, İran’ı kaybetmemek gerektiği konusundaki kararlılığı vurguluyor.

Ortaya çıkan belge ve bilgiler İran’ın, 11 Eylül 2001 saldırılarının faillerinin hazırlıklarında ve lojistik destek konusundaki rolünü teyit ediyor.

Yeni belgeler, aynı zamanda İran’ın el-Kaide’ye maddi ve manevi destek sağlamaya devam ettiğini, liderlerine güvenli limanlar sağlamayı onayladıklarını gösteriyor. Bin Ladin’in de belirttiği gibi el-Kaide’yi bir “kart” olarak tuttuğunu gösteriyor.

Ortaya çıkan belgeler El-Kaide ve İran ilişkisini doğruluyor. Bin Ladin’in ve İhvan’ın pragmatist bir düşünceye sahip olduklarını ve bunun, Humeyni’yle olan ittifak ve hayranlık sayesinde sağlandığını ortaya koyuyor.