Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in Filistin’i işgalinden en çok etkilenen kesimin Filistinli çocuklar olduğunu söyledi.
Kuveyt’in Başkenti Kuveyt’te Filistinli çocukların mağduriyetine dair düzenlenen uluslararası bir kongreye katılan Abbas, konuşmasında, şunları söyledi;
“Hepimizin bildiği gibi, Filistin insanı, Nekbe gününden bu yana en acımasız işkencelere ve uluslararası kanunlarca tanınan insan hakları ihlallerine maruz kalıyor. Filistin nüfusunun yüzde 39’unu oluşturan 16 yaş altı gençler ve çocuklar, Filistinliler arasında işgalden en fazla etkilenen kesimdir. İsrail güçleri, yaş gözetmeksizin herkesi tutuklamaktan geri durmuyor. Özellikle Filistinli çocuklar en acı insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. Filistin’i işgal eden İsrail, başta 1989 yılında imzalanan çocuk anlaşması olmak üzere her türlü uluslararası sözleşmeyi ihlal ediyor. İsrail, 2009 yılında çocuklara özel hapishaneler açarken, 2015 Kasım ayında çıkardığı yasayla, 12 yaş altı çocukların tutuklanmasının önünü açarak, bunun da ötesine geçmiş durumda. İşgalci İsrail güçleri, 12 yaş altı çocukları tutuklayarak, onları reşit olana kadar özel idari hapishanelerde tutuyor. Haklarında resmi işlem yapılabilecek yaşa geldiklerinde de bu işlemleri yapıyor. Bu çocuklar, yaşadıklarından dolayı psikolojik bunalımlarla karşı karşıya kalıyor.”
Filistin devletinin, başta 1989 çocuk sözleşmesi olmak üzere bütün uluslararası sözleşmelere katıldığını dile getiren Abbas, “Bizler, kanun üstünlüğüne uygun olarak devlet müesseselerini kurma çalışmalarını ve aileler ile çocuklarının hayatlarına olumlu etki sağlayacak olan kadınları ve gençleri sosyal hayata kazandırma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bununla birlikte, 1967 sınırları esasında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurmak için çabalıyoruz” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında, İsrail işgaline artık bir sınırlama getirilmesi gerektiğini ifade eden Abbas, şöyle devam etti;
“Bu durum devam ederken, Filistin toprakları üzerinde hiçbir hakkı olmayan bir tarafın, yine hiçbir hakkı olmayan başka bir tarafa Filistin topraklarını vaat eden, İngiltere tarafından 1917 yılında yayınlanmış Balfour Deklarasyonu’nun yüzüncü yılını, İsrail’in Filistin topraklarının tamamını işgal ettiği Nekbe’nin ise yetmişinci yılını yaşıyoruz. Uluslararası Toplum, artık İsrail’in Filistin’i işgaline bir sınırlama getirerek, başta Birleşmiş Milletler’in (BM), Yahudi yerleşimlerini yasaklayan ve bu yerleşimlere finans sağlayanlara yaptırım ön gören 2334 sayılı kararı olmak üzere, İsrail’in bütün uluslararası kararlara uymasını sağlaması gerekmektedir. Bugün artık, sayıları 13 milyona ulaşan Filistinli mültecilerin mağduriyetleri giderilmelidir”
Hamas ve Fetih arasında gerçekleşen barış anlaşmasına da değinen Abbas, yeni hükümetin, Kahire Anlaşması’nın gereği olarak, Filistinlilerin çıkarları doğrultusunda kurulduğunu belirtti. Anlaşmaya ulaşılması noktasında sarf ettiği çabalardan dolayı Mısır’a teşekkürlerini sunarak, bu anlaşmanın Gazze’de yaşayan Filistinlilerin mağduriyetlerinin azaltılmasına büyük bir etki edeceğini dile getirdi. Ulusal hedeflerin gerçekleştirilmesinde, Filistin halkının ve topraklarının bütünlüğünün önemine vurgu yaptı.
Öte yandan Abbas, kongreye katılmak üzere gittiği Kuveyt’te, dün, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile bir araya geldi. İkili arasında gerçekleştirilen toplantıda, İsrail ve Filistin arasındaki müzakerelerin yeniden başlatılması amacıyla, başta ABD olmak üzere, uluslararası aktörlerle yapılan görüşmelerin sonuçları değerlendirildi.
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Arap Birliği Genel Sekreteri Resmi Sözcüsü ve Müzakerecisi Mahmud Afifi, “Mahmud Abbas, Filistin tarafının, önceki görüşmelerde uluslararası güçlerin gözetiminde varılan mutabakatlara uyduğunu ancak başta başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulması olmak üzere, Filistin halkının meşru haklarından taviz verilmeyeceğini söyledi” ifadelerini kullandı.
Afifi, açıklamasında, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu Gayt’ın, bu aşamada, Filistin’de ulusal birliğin sağlanmasının önemine dikkat çekerek, bütün Filistinli grupların, İsrail’i yeniden masaya dönmeye zorlamak için el ele vermesi ve İsrail’in Filistin devletinin kurulmasını engellemeye yönelik adımlarını sürdürmesine fırsat verilmemesi gerektiğini söylediğini bildirdi.