Irak’ta “yalan yemin” ve “Irak’ın bölünmesi yönünde çalışmak” suçlamalarıyla yargılanan Kürt milletvekillerinin akıbetine ilişkin gelişmeler sürüyor. Federal Mahkeme’nin Kürt bölgesinde eylül ayında gerçekleştirilen referandumu geçersiz sayma adımının karşısında milletvekillerinin durumunu yeniden gözden geçirme ihtimali heyecan yarattı.

Söz konusu milletvekillerinden bazıları, mahkemenin ‘referandum sonuçlarını iptal etme’ kararındaki bir ibareyi, kendilerine karşı yürütülen hukuki işlemlerin kaldırılması olarak yorumladı. Ancak Irak Temsilciler Meclisi’nde, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi Başkan Yardımcısı Tarık Sıddık Kürdi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ibareyi bu şekilde yorumlamanın yanlış olduğunu belirterek “Federal Mahkeme’nin kararı bazı tarafların referandumda oy kullanan Kürt milletvekillerine karşı açtığı davaları durdurmayacak. Karar, konunun çözüme doğru yöneldiğine dikkat çekiyor” ifadesini kullandı. Kürdi, bu bağlamda Irak Temsilciler Meclisi’nin elini çekerek davayı Irak yargısına bırakacağını belirtti.

Kürdi konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mesele, diğer bloklardan bazı milletvekillerin ‘evet’ oyu kullanırken çekildikleri fotoğraf ve videoların yayınlanmasıyla başladı. Zira bu durum, Arap ve Türkmen taraflardan bazı parlamenterlerin provoke edilmesine ve yalan yemin ile anayasayı ihlal etme suçlamalarıyla yargılanmaları için 50’den fazla imza toplanmasına yol açtı.

Gelişmeler üzerine 4 milletvekili, söz konusu vekillerin görevlerinden azledilmesi için Meclis Başkanlığı’na başvurdu. Ancak yeterli çoğunluğu sağlamada başarısız olundu. Nihayetinde milletvekillerine dava açıldı.

Parlamento Başkanlığı’ndan dün yapılan açıklamada “İddialar sürüyor. Davanın Irak Mahkemesi’nde devam etmesi dosya kapatılarak pozisyon değiştirildi” denildi.

Kürdi, sorunu çözmek ve bu çabaları sona erdirmek için Parlamento blokları arasında herhangi bir siyasi çözümün bulunup bulunmadığına dair sorulara da cevap verdi:

“Irak Parlamentosu yargıda herhangi bir taraf sayılmıyor. Ancak tabii ki mahkeme bu konuda Parlamento tarafından kurulan soruşturma komitesinden herhangi bir bilgi talep ederse, kurul bilgi vermekle yükümlüdür. Ancak ben, Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığının kolay olmayacağını düşünüyordum. Herhangi bir meclis üyesinin dokunulmazlığının kaldırılması için 165 oy gerekiyor. Bu sayının sağlanması gerçekten zor. Şu an halen dokunulmazlığı Parlamento tarafından kaldırılmayan ve hakkında dava açılan 27 milletvekili var. Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması nasıl kabul edilebilir? Bölgesel yönetim, Federal Mahkeme kararlarına olan bağlılığına ve saygısına devam ettiği sürece, atmosferin sakinleşeceğini, milletvekillerine ve bloklara güven sağlanacağını düşünüyorum. Bu konunun otomatik olarak çözüleceği inancındayım. Çünkü Parlamento dokunulmazlığı kaldıramaz.”

Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden milletvekili Şivan Davudi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Federal Mahkeme’nin kararından sonra Bağdat ve Erbil, askıdaki tüm sorunları sona erdirmek, suyun eski akışını sağlamak ve Kürt bölgesindeki durumu normalleştirmek için ciddi müzakereleri başlatmalıdır” dedi.

Davudi sorunun dostane olarak çözülebileceğine dikkat çekti:

“Biz, Kürt milletvekilleri olarak, Irak Parlamentosu’nda bu krizden çıkmanın bir yolunu bulmaya çalışıyoruz. Sorunun çözümü için diğer bloklarla fiili olarak anlaşmak istiyoruz. Federal Mahkeme’nin referandumun etkilerini iptal etme kararının, aramızdaki askıda kalan sorunları, özellikle de yaptırımları için dostane ve kardeşçe bir şekilde çözme fırsatı sağlayacağına inanıyoruz. Zira Irak vatandaşlarından oluşan bölge, ekonomik bir kriz yaşıyor.”

Konu, Goran Hareketi’nden milletvekili Emin Bekir’in de gündemindeydi:

“Yasal açıdan Federal Mahkeme bağımsızlık lehine oy kullanan Kürt milletvekillerinin yargılanmasına dair yasal işlemleri sürdürüyor. Milletvekillerine açılan dava, Irak’ı bölmek ya da topraklarının bütünlüğüne zarar vermek için çalışan kişileri cezalandıran Irak Ceza Kanunu’na dayanıyor. Nitekim Kürt milletvekillerine yönelik suçlamalar da bu yasanın maddelerine göre oluşturuldu. Bununla beraber mevcut kovuşturmaları siyasi baskı olarak nitelendiriyoruz. Bu nedenle, Parlamento Başkanı Selim el-Cuburi ile bir araya geldik ve kendisine eğer milletvekilleri bağımsızlığa oy verdikleri için yargılanıyorsa, bu durumun Bölgesel Hükümet’in tüm çalışanları dâhil, referandumda oy kullanan milyonlarca kişinin yargılanacağı anlamına geldiğini belirttik. Bu mantıksız bir durum. Bu nedenle milletvekillerine yönelik işlemleri durdurmak veya parlamentoda dokunulmazlıklarının kaldırılması durumunu yok etmek için anlaşma sağlanacağına inanıyorum. Koşulların hafifletileceği konusunda iyimseriz.”