Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Çin’e karşı Asya Dörtlüsü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

10 yıldır Hindistan, ABD, Japonya ve Avustralya yetkilileri tarafından resmileşmesi için çalışılan ve en önemli jeopolitik gelişmelerden biri olan ‘Asya Dörtlüsü’, son dönemde gerçekleşen 31. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) Zirvesi ile Manila’daki 12. Asya Doğu Asya Zirvesi’ne katılan dört ülkenin liderleri arasında gerçekleşen kapalı kapı diplomasisi ile geldi.

Yetkililer, Hint Pasifik bölgesinde, etkili kurallara dayalı bir sistemle özgür, açık ve disiplinli olmak için bölge önemini tartıştılar. Hindistan dışında tüm taraflar bu bölgedeki herkesi, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki taleplerine karşı çıkma ve özgür bir şekilde deniz ticaretini yürütme çağrısında bulundular.

İlginçtir ki, ABD Başkanı Donald Trump ve üst düzey yardımcıları, daha önce Asya-Pasifik Bölgesi olarak bilinen bölgeyi Hint-Pasifik bölgesi olarak ifade etmeye başladılar. ‘Asya-Pasifik’ yerine ‘Hint-Pasifik’ teriminin ortaya çıkışı, bölgedeki Çin etkisini açıkça kısıtlamayı amaçlayan bir grubun, Hindistan’ı kutuplaştırmak ve önemini vurgulamak için uyguladığı bir çaba olarak görülüyor.

Gazeteci Rohan Mukherjee, yaptığı değerlendirmede, “Asya Dörtlüsü, özellikle deniz alanları üzerindeki anlaşmazlıkların çözümü ile ilgili olarak, kurallara dayalı bir bölgesel sistem ilkeleri uygulamaya çalışıyor. Böylece, özellikle Güneydoğu Asya ve Doğu Asya’daki küçük ülkelere güvenlik garantisi vererek, bölgesel ticaret sistemlerini serbestleştirmeyi ve denizlerde özgür dolaşımı teşvik etmeyi amaçlıyor. Asya Dörtlüsü ülkeleri, bölgede özgür ve şeffaf bir dolaşımın sağlanması için destekleyici bir güç olmaya hazır” ifadelerini kullandı.

Asya Dörtlüsü ve eski bir fikrin canlanması

Asya Dörtlüsü konusunda eskiden beri var olan fikir, ilk olarak 2007’de Japonya Başbakan Shinzo Abe tarafından ortaya atıldı. O yıl Abe, Hindistan ve Avustralya mevkidaşları ve ABD Başkanı Yardımcısı Dick Cheney ile Manila’da bir araya geldi. Bu toplantı, resmi olarak protesto ettiğini belirten Çin’in endişe duymasına sebep oldu. Toplantı Çin’in baş küresel rakibi ABD ve bölgesel rakipleri tarafından Çin’e kısıtlamalar getirilmesine yönelik bir girişim olarak görülüyordu. Avustralya daha sonra gruptan geri çekildiğini açıkladı.

O tarihten bu yana, dört ülke işbirliğini resmileştirmeden ilişkileri derinleştirmek istiyorlar. Japonya ve Avustralya, ABD’nin doğal müttefikleri ve 2002 yılından beri Washington ile üçlü bir güvenlik diyaloğunda aktif olarak yer alıyorlar. Bu diyaloğun başlıca görevi Hindistan’ı bu gruba dahil etmekti. Hindistan ve Japonya arasındaki ortaklık istikrarlı bir şekilde büyüdü. Yeni Delhi ile Canberra arasında önemli güvenlik anlaşmaları imzalandı. Obama yönetimi, 2016 yılında Hindistan’ı ‘büyük bir savunma ortağı’ olarak nitelendirdi ve iki ülke arasındaki ilişkiler Başkan Trump döneminde de derinleşmeye devam etti.

Son 10 yılda, Asya’nın jeopolitik manzarası tamamen değişti. Çin yayılmacı hırslı bir ülke haline geldi. Hindistan, Japonya ve Avustralya hükümetlerinde meydana gelen değişiklikler yaşandı. Önce Asya Dörtlüsü fikrini öneren Japonya Başbakanı yeniden başbakanlık görevine seçildi. Hindistan ve Avustralya’daki mevcut liderler ile ABD yönetimi arasında daha iyi ilişkiler kurmaya yönelik belirgin bir ilgi var. Liderler henüz bunu dillendirmese dahi, artık Asya Dörtlüsü’nün çok özel niyetleri varmış gibi görünüyor.

Yeni Delhi Araştırma ve Gözlem Vakfı Araştırmacısı Harsh Pant, konuyla ilgili verdiği demeçte, “Asya Dörtlüsü fikri, sadece bir yıl önce az bir ivme ile yeniden ortaya çıktı. Bunun en basit nedeni, Çin’in önemli bir küresel güç olarak yükselişinin yanı sıra, ABD (kişisel olarak) ve Hint-Pasifik bölgesindeki iktidar merkezlerinde gerginliği artıran hırs ve istekleri” ifadelerini kullandı.

Eski Hintli diplomat B. S. Raghavan, verdiği demeçte, dört ülke arasında Çin’e karşı bir tepki oluşmasının onu önemli bir rakip olarak görmeleri ve Çin’in Güney Çin Denizi’nde uluslararası yasalar ve normlara sürekli karşı eylemlerde bulunmasına artık bir ‘dur’ deme isteği sebebiyle oluştuğunu belirtti. Hindistan ve Çin, Doklam sınır krizinde doğrudan askeri çatışma dönemindeydi. Hindistan ayrıca son Çin yolu zirvesini boykot etti. Japonya ve Çin Senkaku Adaları konusunda çalkantılar yaşarken Japonya ve Avustralya, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki varlığı konusunda endişe duyuyor.

Tüm bu sonuçlar göz önüne alındığında, Asya Dörtlüsü, NATO ile aynı ölçüde bir oluşum olmayacak. Aslında çoğu gözlemci, Asya Dörtlüsü’nü geleceğine dair belirsiz çabalarda bulunduğunu belirtiyor. Bazıları ise, yine de Pekin’e güçlü bir mesaj göndereceğini umuyor.

Eski Hintli Bakan Kapil Sibal, “Çin, hırslarının çatışma olmadan devam ettiremeyeceğini öğrenmelidir” ifadelerini kullanarak şöyle devam etti, “Avustralya’nın ABD’nin geri çekilmesinden memnun kalacağını zannetmiyorum. Çin’in Güney Çin Denizi ve geniş Asya-Pasifik bölgesinde daha iddialı bir rol oynamasına izin veren herhangi bir senaryo görmüyorum” şeklinde konuştu.

Ticari ilişkilere karşı meydan okumalar

Asya Dörtlüsü iç çelişkiler yaşanması açısından daha tehlikeli. Japonya ve Avustralya’nın ticaret hacmi yaklaşık yüzde 22 oranında Çin’e bağımlı. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘adaletsiz’ ve ‘çok açık’ olduğunu düşündüğü ABD ve Japonya arasındaki ticari şartları yeniden gözden geçirme arzusunu dile getirerek, Çin öfkesini ve belki de düşmanlığını provoke etmesi bu ülkelerdeki yerel seçimlerde olumlu sonuçlar vermesi pek olası değildir.

Sorunun çözümü için gösteri aşamasının ötesine geçilmesi gerektiğini belirten B. S. Raghavan, Asya Dörtlüsü, Avustralya’nın Çin ile ticari ilişkilerine olan güvenini de içeren birçok dezavantajdan dolayı zorluk çekiyor” dedi.