Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin’e ait gemilerin Kuzey Kore’ye petrol taşıdığı iddialarını yalanladı.
Çin, dün ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamalarının ve Güney Kore’nin Pyongyang’a yakıt sevkiyatı yaptığından şüphelenilen bir gemiye baskın yaptığını açıklamasının ardından Kuzey Kore’ye gizlice petrol gönderdiğine dair iddiaları yalanladı.
“Büyük hayal kırıklığına uğradım”
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) belirttiğine göre, Başkan Trump, Twitter hesabından “Suçüstü yakalandınız. Çin’in Kuzey Kore’ye petrol girişine izin vermesinden dolayı büyük hayal kırıklığına uğradım” açıklamasında bulunmuştu. Çin’in, nükleer programından caydırmak amacıyla Kuzey Kore’ye yönelik son uluslararası yaptırımları ihlal ettiğini savunmuş ve “Bunun devam etmesi durumunda Kuzey Kore sorununa dostça bir çözüm asla olmaz” ifadelerini kullanmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili de Perşembe günü, ABD’nin “Bazı gemilerin BM tarafından yasaklanan faaliyetler yürüttüğü, bir geminin başka bir gemiye petrol sevkiyatı yaptığı ve Kuzey Kore’den kömür taşındığı” bilgisine ulaştığını kaydetmişti.
Pekin iddiaları kesin bir dille reddetti
Pekin ise yaptığı açıklamada, söz konusu bu iddiaları kesin bir şekilde yalanladı ve bu bilgilerin “yanlış” olduğunu savundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, Trump’ın tweetine yanıt olarak, “Bence, medya yoluyla yapılan bu anlamsız yutturmaca karşılıklı güven ve iş birliğini geliştirmede yapıcı değil” dedi.
Ancak ABD Başkanının suçlamaları, Güney Kore’nin geçtiğimiz Kasım ayında, Pyongyang’a petrol gönderdiği öne sürülen Hong Kong bandıralı bir gemiye el konulduğu konusunda dün yaptığı açıklamalarla güçlendirildi. Açıklama, BM’nin Kim Jong-un rejimine karşı ek yaptırımlar ilan etmesinin ertesi günü geldi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) Perşembe günü, Kuzey Kore bandıralı dört kargo gemisinin Pyongyang’a uluslararası yaptırımlar kapsamındaki ürünleri taşıması şüphesiyle dünyadaki herhangi bir limana girmesini yasakladı.
Söz konusu gemilerin UL JI BONG-6, Rong Ra-2, Ray Sung Gang-1 ve Sam Jong-2 olduğu belirtildi.
Öte yandan Güney Kore Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili, 24 Kasım’da Lighthouse Winmore gemisinin ele geçirildiğini açıklarken, geminin 19 Ekim’de uluslararası sularda Sam Jong-2 gemisine petrol ürünleri sevk ettiği konusunda araştırma yürüttüklerini duyurdu.
Yetkili gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bu durum, Kuzey Kore’nin yasadışı ağlar kullanarak BMGK yaptırımlarını nasıl manipüle ettiğinin tipik bir örneğidir.” dedi.
Çin sözcüsü ise iddiaları reddederken, “Gerçekte bahsedilen gemi Ağustos’tan bu yana Çin’e ait bir limanda demirli değil ve Çin limanlarına girdiği ya da ayrıldığı yönünde bir kayıt yok” açıklamasında bulundu.
4 gemi kara listeye alındı
BM, geçtiğimiz Ekim ayında Komorlar, Saint Kitts ve Nevis, Kamboçya ve Kuzey Kore bandıralı bir kaç geminin de dünyanın herhangi bir limanına demir atmasını yasakladı. ABD ise kara listeye alınması için BMGK’ya 10 gemi önerdi. Ancak isminin belirtilmesini istemeyen bir yetkili AFP’ye, “Sadece 4 gemi onaylandı. Diğer gemiler konusunda da kapı hala açık” şeklinde konuştu.
Diplomatik kaynaklar, hedeflenen dört geminin de Kuzey Kore bandıralı olduğunu duyurdu. Kaynaklar, Çin’in ABD tarafından önerilen diğer 6 geminin kara listeye alınmasına karşı çıktığına da dikkat çekti. Bu bağlamda “Çin, 6 geminin listeye alınmasına karşı çıktı. Sadece 4 Kuzey Kore gemisine engel olmadı.” dedi.
BMGK’den Kuzey Kore’ye 3 yaptırım
BMGK, Çin de dahil tüm üyeleri tarafından oy birliğiyle 2017’de Kuzey Kore’ye karşı 3 yaptırım uyguladı. Bu bağlamda ülkeyle ilgili olarak ithalat ve ihracat yapılması sınırlandırıldı. İlk yaptırımlar 5 Ağustos’ta gerçekleştirildi. Söz konusu yaptırımlar demir, kömür ve deniz ürünleri ticaretini de kapsıyordu.
Tekstil sektörünü de içeren ikinci yaptırımlar, 11 Eylül’de gerçekleştirildi. Bunun yanı sıra Kuzey Kore’ye petrol ihracatı sınırlandırıldı. Üçüncü yaptırım paketi ise 22 Aralık’ta gündeme gelirken, Kuzey Kore’ye ihraç edilen özellikle rafine edilmiş petrol türevlerinin yüzde 90’ı bloke edildi.
Yaptırımlar, Kuzey Kore’nin kıtalararası balistik füze ve nükleer denemelerine karşılık onaylanırken, ülkeyi askeri programlarıyla ilgili müzakerelere zorlama amacı taşıyor.