Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Petrol fiyatlarıyla ilgili senaryo herkesi şaşırttı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Brent ham petrolün varil fiyatı iki yıl önce yani tam olarak 18 Ocak 2016 tarihinde 27,5 dolara düşerek son 12 yıldaki en düşük seviyeye gerildi. Bu durum, hem üreticiler hem de tüketiciler için adeta bir şok etkisi yarattı. Petrol fiyatlarındaki fazla yükseliş de fiyatların gerilemesi gibi küresel ekonomik krizin habercisidir. O zamanlar yeni ucuz petrol döneminin geldiği ve petrol üreten devletlerin kendi halkına ve ekonomisine karşı uzun ve zorlu yıllara hazırlanması gerektiği hususunda karamsarlık had safhaya ulaşmıştı.

Ancak fiyatlar, yavaş yavaş en düşük seviyedeyken dün, 70 dolar seviyesine yükseldikten sonra düşük petrol fiyatlarıyla ilgili tahmin ve öngörüler fiyasko çıktı. Fakat gerçek hikâye, siyah altının sadece iki yılda yüzde 100’den fazla yükselmesinde değil, aksine Suudi Arabistan liderliğindeki OPEC üyeleriyle Rusya öncülüğünde üye olmayan devletlerin petrol üretimini 108 milyon varile indirme konusunda anlaşmalarında gizliydi. Eğer petrol fiyatları, uzun süre 30 doların altında seyretseydi şiddetli bir ekonomik kriz meydana gelecekti. Sonuçta herkes, bu anlaşmayla birlikte dünyayı şiddetli bir ekonomik krizden kurtarmayı başardı.

Belki de biz, petrol piyasasının iyileşmesini beğeniyle takip ediyoruz. Analiz, inceleme ve değerlendirme gibi şeylerle petrol anlaşmasının hakkını vermedik. Yine belki de biz, bu gelişmeyi sadece doğal bir ekonomik iyileşme süreci olarak gördük. Hâlbuki petrol fiyatlarının iki katına yükselişi ve yaklaşık bir yıl önce stoklardaki 300 milyon varil fazlalığın şu anki 135 milyon varile düşürülmesi, başta Riyad ve Moskova olmak üzere önceden petrol alanında işbirliği yapmayan devletlerin yürüttüğü anlaşmayla sağlandı. Üzerinden bir yıl geçen ve bir yıl daha devam etmesi konusunda uzlaşma sağlanılan bu anlaşma olmasaydı belki de biz, hala fiyatların gerilemesiyle karşı karşıya kalacak ve piyasanın kendi kendine iyileşmesini bekleyecektik. Bu da kesinlikle 2 yıl olmayacak, aksine uzun bir zaman alacaktı.

Ne olmuştu?

OPEC’in toplam üretimi, günlük uluslararası üretiminin yaklaşık üçte birini oluşturmasına rağmen tarihi olarak fiyatların düşmesine ya da sarsılmasına karşı üretimi azaltmak için tek ilgili taraf OPEC ülkeleriydi. OPEC’in iki seçeneği vardı: Ya üretimi azaltmak ya da var gücüyle üretime geri dönmek. İkinci seçenek, ham petrol fiyatlarında keskin bir düşüşe neden olacak ve doğal olarak Suudi Arabistan gibi düşük maliyetli üreticiler dışında hiç kimse bu durumun sonuçlarına katlanamayacaktı. Bu seçenek, diğer üreticilerin çıkarlarına değil de düşük maliyetli üreticilerin çıkarlarına hizmet edecekti. Aynı zamanda ABD’nin kaya petrol üretimine sermaye akışını durduracak seviyeye kadar fiyatların düşmesine yol açacak ve OPEC örgütünün üretimine olan talebi teşvik edecekti. Bununla birlikte Riyad’ın yeni bir yol haritası çizmek konusunda aldığı karar, uluslararası piyasanın istikrarı için diğer üreticilerle işbirliği yapması önceden görülmemiş bir şeydi. Bunun üzerine OPEC üreticileri, üretimi hızlandırma fikrinden vazgeçtiler. Riyad, OPEC ile birlikte üretimi azaltmaya bağlı kalmayan Rusya’yı ilk kez ikna edebilmişti. Aynı şekilde Rusya’ya birlikte OPEC dışında 9 üretici daha vardı.

Bana göre anlaşmanın başarılı olmasındaki sihirli denklem, iki ayda bir toplanan 24 devletin anlaşmaya bağlılık derecesini gözlemlemek için ilk defa bakanlık komitesinin teşkil edilmesidir. Ayrıca bakanlık komitesinin bir kolu olarak her ay bir araya gelen teknik bir komisyon kuruldu. Tahminler, anlaşmaya bağlılık (günlük 108 milyon varile düşürme) seviyesinin aylar sonra ortadan kaybolacağı yönündeydi. Bir yıl geçtikten sonra şu an işbirliği seviyesi ve anlaşmaya bağlı kalma derecesi, önceden görülmeyen yüksek bir orana ulaştı. Bu da her şeyden önce anlaşmanın başarılı olmasını ve diğer yandan petrol piyasasının yeni kurallarının belirlenmesini sağladı. Hem fiyatlar düştüğünde hem de fiyatlar aşırı bir şekilde yükseldiğinde gelecek ekonomik krizler karşısında endişelere mahal vermemek için gelecekte bu kuralların üzerine yeni kurallar inşa edilecektir.

Şuna da işaret etmek gerekir ki petrol fiyatlarının düzelmesi, başta Suudi Arabistan olmak üzere üretici ülkeler için genel bir haberdir. Riyad’ın petrol politikasındaki dönüşüm planı, ekonomik çeşitliliği benimsemesi, diğer enerji kaynaklarını geliştirmesi ve sadece ham petrole itimat etmemesi, devamlılık ve kalkınma konusunda Suudi Arabistan’ın ekonomisini daha güçlü bir hale getirecektir. Petrol fiyatlarının yükselmesi, daima güzel bir haber olarak kalmaya devam edecek. Fakat daha da güzeli, petrole olan bağlılığın yıldan yıla azalmasıdır.