Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Şah, İran’a geri döner mi? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Humeyni tarzı ile belirlenen siyasi İslam’ın gizlediği radikal teorilerle yönetilen İran’da halkın dini rejime olan öfkesi yükseliyor. Bu yükselişle birlikte son İran Şahı’nın torunu Veliaht Prens 2. Rıza Pehlevi’nin yeniden ortaya çıkışı dikkatimi çekti.

Pehlevi, protesto hareketinde “İran halkı” için medyada boy gösterdi ve destekleyici nitelikte siyasi faaliyetler düzenledi. Elbette ki bununla babasının ve dedesinin krallığını deviren Humeyni rejiminin sonunun gelmesini umuyor.

Geçen perşembe günü ABD’de sürgünde bulunan Rıza Şah Pehlevi, İran’daki gösterilerin önemine vurgu yaptı. İran halkının büyük çoğunluğunun 40 yıldır dini bir diktatörlük altında yaşamaya mahkûm olduğunu ve söz konusu sistemin iyileştirilmesinin mümkün olmadığının özellikle altını çizdi.

Sürgündeki Prens, el- Arabiya kanalında yayınlanan Panoroma adlı programda “İran, Ortadoğu’nun Japonya’sı olabilirdi fakat maalesef bölgenin Kuzey Kore’si haline geldi” dedi. Bu ifadesiyle Humeyni taraftarlarının yönetiminde olan İran’a yönelik üzüntüsünü ortaya koydu.

Adam elbette ki İranlılara, dedesi Büyük Şah Rıza Pehlevi ve son Şah olan babasının dönemini, İran’ın nasıl altın çağını yaşadığını hatırlatmayı da ihmal etmedi.

Peki, İran’ın yeniden krallıkla yönetilmesini istiyor mu?

İran devrimine yönelik Şah konusunda ‘ertelenmiş’ yorumlarla ilgili beklenen bir soru bu. Ailesinin yeniden yönetime gelmesi için olmasa bile en azından yeni İran’da aktif rol oynaması ya da en kötü ihtimalle 40 yıllık Humeyni karalama propagandasından Pehlevi ailesini aklamak için bu hareketi kullanmaya çalışması oldukça anlaşılabilir.

Bu hedefi veya hedefleri, siyasal İslamcı gruplarda veya darbelere maruz kalan bölge ülkelerinde krallık dönemine dönüş özlemi içeren etkili bir değerlendirmeye yönlendiriliyor.

Kısmen de olsa bu özlemi Senusi ve oğlu Seyfülislam’a yönelik propagandalar yapıldığı süreçte Kaddafi döneminin terennüm ile övüldüğü Libya’da da gördük.

Irak’ta Haşimi Krallık Hareketi, 2003 yılında Saddam Hüseyin’in devrilmesinden kısa bir süre sonra faaliyete geçti ve zamanla çöktü. Mısır’da ise Faruk’un oğlu ve kız kardeşlerini Mısır gazetelerinde ve televizyon ekranlarında zaman zaman görmeye devam ediyoruz.

Havanın delinmiş balona, suyun da kırık testiye yeniden doldurulması, bu hayali meseleden daha olasıdır. Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Fakat bu hatıra ve hasret dalgalarından oluşan ibret, insanlar için daha iyi alternatif olduğunu iddia ederek krallıkları yerle bir eden utanç verici taahhütlerin başarısızlığının en bariz göstergesidir.

Bu ders, şu anda ülkeyi ve halkını değiştirmek isteyen her siyasetçiyi yönlendiren bir pusula olmalıdır.