Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hamaney’in konuşmasının söyledikleri | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran’ın dört bir yanına yayılan halk ayaklanması sonrasında Ayetullah Hamaney bu meseleyle ilgili konuşmak için sahneye çıktı. Özellikle bu gösterilerdeki sloganların ana ekseni çok ağır bir şekilde kendi şahsına yönelmişti. Zira kendisi ülkenin birinci derece karar mercii ve Velayet-i Fakih rejiminin de akıl hocasıdır. Rejime karşı ayaklanan halka yönelik rejimin tutumunu anlamak açısından bu konuşmada ne söylediği kuşkusuz önemliydi.

Hepimiz biliyoruz ki kıdemli politikacılar yarım saat konuştuklarında, iletmek istedikleri esas mesajları sadece birkaç dakikada ya da demecin satır aralarında verirler. Dinleyen kişiye düşen ise bu eksen ve amaçları arayıp bulmak ve ortaya çıkan konuların genişliğine aldanmamaktır. Hamaney’in konuşmasının ana ekseni söz konusu ayaklanmanın sebebi olarak kendi düşüncesine göre ‘üçlü’ olarak adlandırdığı unsurları koymasıydı. Amerikalılar, ikiyüzlüler (Halkın Mücahidleri Örgütü) ve üçüncüsü de ‘Körfez ülkelerinin para devi’ olarak da bilinen Suudi Arabistan…

Konuşmanın ana eksenine odaklanmak gerektiğine dair yazdıklarıma dönecek olursak, ben inanıyorum ki ABD ve Suudi Arabistan’ı dile getirirken kendisi bu konuda ciddi değildi ve bu iki ülkenin gösterilerin arkasında olmadığını çok iyi biliyordu. Zira İran gibi bir ülkede, yabancı bir ülkenin müdahalesi ile halkın gösteri düzenlemesi mümkün değildir. Bununla ben, devletlerin aldıkları pozisyonların bu gibi ayaklanmalara hiçbir etkisinin olmadığını söylemek istemiyorum. Zira özellikle 2009’da gördüğümüz gibi Barak Obama’nın Hamaney ve Ahmedinejad ile olan pozisyonları İran halkının taleplerine aykırıydı. Bütün bunlar halkın takınacağı tavırda etkili olmuştur. Ancak Hamaney’in konuşmasının odak noktası, ‘Halkın Mücahidleri Örgütü’ ve onun ayaklanmasındaki rolü idi. Bu odak noktayı bilmek için söylediklerine bakmak yeterlidir. Dedi ki: “Aylardır hazırdılar. İkiyüzlü Medya bunu ortaya koydu. Bu günlerde Amerikalılarla temas kurduklarını söylediler. Piyade kuvveti rolünü oynamak için örgütlendiler. Onun bunun ziyaretine gittiler. İçlerinde bazı insanları belirlediler. Onlara yardım etmelerini sağladılar. Sonra halka çağrı yaptılar. Bu çağrıları yönlendirenler de bunlar. Sloganı yükselttiler (hayat pahalılığı istemiyoruz). Bu herkes tarafından memnuniyetle karşılandı. Bu slogan toplulukları harekete geçirdi. Sahaya indikten sonra uğursuz hedeflerine yürüdüler ve arkalarından da insanları sürüklediler…” Bana göre, Hamaney, İran’da ‘Halkın Mücahidleri Örgütü’nün hükümeti etkilemeyeceğini ısrarla vurgulayan Batı propagandasına son verdi.

Hamaney yaptığı konuşmada, iki önemli konuyu vurguladı: Birincisi, bu olayların yurtdışından planlandığını söylemesiydi. Burada, ayaklanmanın kendiliğinden olduğu şeklindeki analizlere bir gönderme var. İkincisi ise; İntifada’nın devamına olan inancıydı. Ayaklananlara atıfta bulunarak, “Düşmanın ajanları vazgeçmeyecek” dedi. Bu sözler Devrim Muhafızları Komutanı’nın geçtiğimiz hafta, ayaklanmanın sona erdiğini duyurduğu ve Ruhani’nin Fransa Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde kendisine, ‘bu rahatsızlıkların iki gün içinde sona ereceğini’ söylediği bir zamana denk geldi. Analizi tamamlamadan önce, ABD Başkanı’na işaret ettiği bazı noktalara değinmek istiyorum. Bence, yaptığı konuşmada ABD Başkanı’na hakarette bulunması, sinirlerine hâkim olamadığını ve kendini kontrol edemediğini gösterdiğini düşünüyorum. Çünkü bir devletin liderinin aklı, mantığı ve dengesi nasıl olursa olsun başka bir lider hakkında bu türden sözler söylemesi mümkün değildir. Hem de O’na “aptal” dedi. Diğer bir deyişle, kurumsal piramidin üst kısmındakinin kontrol kaybı, rejimin tamamında olası bir istikrarsızlığı haber verir.

‘Halkın Mücahidleri Örgütü’nün ayaklanmadaki rolüne geri dönecek olursak şüphesiz, İran halkının evlatlarının mevcut siyasi iktidarı kınamasını, en güçlü bir şekilde dile getirmiştir. Çünkü İran halkı, fakirlik ve yoksulluk içinde yaşıyor. Yaklaşık 40 yıl boyunca halk bu rejimden baskı, idam, işkence, bağımlılık, yoksulluk, hayat pahalılığı, işsizlik, savaş, terörizm, çevre tahribatı, her türlü acı ve kederden başka bir şey görmedi. Sokaklara buna bir dur! demek için çıktılar. Her türlü güzellik ve servete sahip bir ülkenin tarihinden bu kara dönem ortadan kaldırılmalıdır. Vatandaşların sokaklarda 100’ün üzerinde kentte attığı sloganlar, uzun yıllar boyunca ‘İran Direnişi’ tarafından gündeme getirilen sloganlardı. Onlar için ağır bedeller ödediler. Bu duruşlarına bağlı kaldıkları için Rejim tarafından 120 bin kişinin idam edilmesi, bu ağır bedelin bir parçasıydı. Yine 1988’de doğrudan Humeyni tarafından verilen bir emirle 30 bin kişi korkunç bir şekilde katledilmiştir. İnfazı ise şu anda iktidarda bulunanlar tarafından gerçekleştirilmiştir. İşte tam da burada halkın evlatları ile İran Direnişi, duruş, hırs ve sloganlarıyla aynı noktada birleşmiş oldu.

Ayetullah Hamaney şunu söylerken ne kadar da doğru söyledi;

“Sahaya indiler… Arkalarından da insanları sürüklediler”