Lübnan Başbakanı Saad Hariri, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri arasındaki 1994 mezunlarına ‘kıdem’ verilmesiyle patlak veren gerginlik hususunda tarafsız kalmayı başaramadı. Krize karşı sessiz kalan Hizbullah’ın aksine Hariri, Berri ile ilişkilerinin gerilmesine yol açan kararnamenin Avn tarafından imzalanmasının ardından Cumhurbaşkanı ile aynı safa geçmek zorunda kaldı.
Kararname krizinin patlak vermesinin ardından geçen süreye ve çatışma taraflarının krizi sonlandıracak uygun yöntemi bulamamasına rağmen, vakit (Berri’nin yaşadığı) Ayn el-Tineh ve (Hariri’nin bulunduğu) merkez evi arasında akan suyu geri getirmeye yetmedi. Ancak siyasi ittifaka yakın ilişkiler kurmak üzere iki liderin bir araya geldiği belirtildi.
“Hariri sözünü tutmuş olsaydı, Berri ve Avn arasındaki kriz bu seviyeye ulaşmazdı”
Öte yandan Berri’ye yakın kaynaklar tarafından aktarılan bilgilere göre, Temsilciler Meclisi Başkanı, daha önce Cumhurbaşkanı Avn’ın imzalaması durumunda dahi kararnameyi imzalamama sözü veren Başbakana karşı eleştirilerde bulunuyor. Bu bağlamda kaynaklar tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamalarda, “Hariri sözünü tutmuş olsaydı, Berri ve Avn arasındaki kriz bu seviyeye ulaşmazdı” ifadeleri kullanıldı. Kaynaklar, bu durumun Berri ve Hariri ilişkilerine de olumsuz yansıyacağını belirtti. Berri liderliğindeki Kalkınma ve Kurtuluş bloğunda milletvekili olan Ali Haris, Başbakan Hariri’ye karşı ‘bazı eleştirilerde’ bulunulduğunu söyledi ve bu eleştirilerin, muhabbet seviyesinde olabileceğini kaydetti.
Parlamento ve hükümet başkanları arasındaki ilişkiyi ‘normal’ olarak tanımlayan Haris, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Söz konusu mevzu, anayasayla, maddelerine saygıyla ve uygulanmasıyla ilgilidir. Liderler arasındaki kişisel ilişkilerle ilgili değildir. Başbakan Hariri’nin, Meclis Başkanı Berri’den talep ettiği randevu iddiasına gelince, Berri ona herhangi bir randevu vermedi. Bu açıklamalar doğru değil” ifadelerini kullandı. Emel Hareketi ve Başkanının Lübnan ve halkı adına ‘tüm taraflarla istisnasız bir şekilde iyi ve sağlam ilişkiler kurmaya çalıştığını’ söyleyen Haris, “Fakat kararname konusu ve seçimlerden iki ay önce seçim yasasını değiştirmeye çalışmak gibi yasaları tehdit eden köklü bir mevzu söz konusu olduğunda, konu tolere edilemez” dedi.
Öte yandan Müstakbel Hareketi liderlerinden Mustafa Alluş, konuya dair ‘Müstakbel ve Emel hareketi ilişkileri’ ve ‘Berri- Hariri ilişkileri’ olarak bir ayrım yapmayı tercih etti. Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Alluş, “Temsilciler Meclisi Başkanı, kararname konusunun arka planına dair belki akşama kadar eleştirilerde bulunabilir. Ancak Başbakan Hariri’nin, en başından beri yeni dönemin başarısı için çalıştığı açık. Öyle ki cumhurbaşkanı ile iyi ilişkiler kurdu. Şüphe yok ki, tarafsız kalması durumunda Lübnan’ın yapısı, herhangi bir siyasi yetkiliyi birçok engelle karşı karşıya bırakacak” dedi.
Berri ile Hariri arasındaki gergin ilişki muhtemelen seçim ittifaklarına da yansıyacak. Bu bağlamda gerginlik, özellikle de Emel Hareketi’nin Hizbullah ile omuz omuza parlamento seçimlerine katılacağını açıkça belirtmesiyle ikili arasında tam bir ayrımın yaşanmasına neden olacak.
Nitekim Hizbullah ile seçim işbirliğini reddeden Müstakbel Hareketi de Özgür Vatansever Akım ile koalisyon kuracağını duyurdu.
Bu bağlamda Haris’e göre, ‘Emel’ ve ‘Hizbullah’ı birleştiren koalisyon, her düzeyde kurulmuş bir koalisyon niteliğinde olurken, istisnasız bütün bölgeleri de içerecek.
Konuyla ilgili olarak tüm çevrelerde adayların Şii olacağına dikkat çeken Haris, “Şüphesiz Emel, müttefikinin yanında yer alacak” dedi. Alluş ise Berri ve Hariri arasındaki ilişkinin iyi veya kötü olması durumunda da bu koalisyon kararının alınacağını söyledi. Bu bağlamda Alluş, “Her iki durumda da Müstakbel Hareketi, Emel- Hizbullah ittifakının oylarından yararlanmayacak” dedi.
Alluş sözlerini şöyle sürdürdü; “Beyrut’ta, Güney Lübnan’da veya Bekaa’da Emel Hareketi ile aramızda birden fazla temas noktası var. Ancak Başkan Berri ile mevcut ilişkinin ittifakları veya seçim sonuçlarını etkileyeceğini düşünmüyoruz. Çünkü Emel ile işbirliğini engelleyen durum, hareketin Lübnan’ın tüm düzeylerinde yapılacak seçimlere Hizbullah safında katılması oldu.”