Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bu ilk kez oluyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak, yaşadığı sert olaylara rağmen böylesini hiç görmedi. Libya, şahit olduklarına rağmen böylesine tanıklık etmedi. Lübnan, savaşlarının zirvesinde olmasına rağmen buna benzer bir durum yaşamadı. Somali ve Afganistan gibi birliği ve egemenliği tehlikeye maruz kalan komşularının ve daha uzakta olanların müdahalelerine esir düşen diğer ülkeler için de aynı şey söylenebilir. Suriye’nin hikayesi diğerlerinden farklı ve eşsiz. Bu kadar bayrak, çıkar, tehlike, ordu, milis, iç parçalanma, bölgesel düello ve uluslararası çekişmelerin tek bir oyun alanında toplandığı daha önce görülmedi. Güneyden İdlib, Hmeymim ve Afrin’e kadar Suriye barut deposu gibi görünüyor. Zorla çözülmesi imkansız, kayıp- kazanç dağıtımının güç olduğu, geniş ve karmaşık bir jeostratejik anlaşmazlığın merkezinde bulunan bir ülke konumunda. Bu ilk kez oluyor.

Suriye’yi 2005’te ordusunu Lübnan’dan çekmesinden önce bilenler, başına gelenin korkunçluğunu anlayacaktır.

O tarihten önce Suriye, çevresinde ve Ortadoğu’da önemli bir oyuncuydu. Diplomatlar onu, ‘düğüm ve çözüm’, ‘zorunlu geçit’ ve bölgedeki herhangi bir krize yaklaşmak için ‘gerekli ortak’ olarak niteliyorlardı. Şam, Saddam Hüseyin’den sonra Irak hakkında konuşulması gereken ikinci merciiydi. Lübnan’ın geleceği hakkındaki herhangi bir konuşmada muhakkak bulunmalıydı. Filistin sorununun çözümüne yönelik herhangi bir girişime yönelik tutumunu bilmek mecburiydi.

Suriye söz konusu oyunda kartları elinde toplamakta iyiydi. Iraklı, Lübnanlı, Filistinli, Kürt, Körfezli hatta Pakistanlı birçok muhalife ev sahipliği yaptı. Muhaliflere evini açtı ve hareketlerini çıkarları doğrultusunda programladı. Kabul ettiği ve gözettiği şeytanları kontrol altına alabilmedeki başarısı nedeniyle birçok kez ödüllendirildi. Suriye işte bu yöntemle başkalarının toprakları üzerinde oynardı ve onları sarsacak yahut değiş-tokuş yapmasını sağlayacak şeylere sahipti.

Suriye, İran’ın müttefikiydi. Ancak bununla birlikte, Suudi Arabistan- Mısır- Suriye üçgeninde izlediği denge politikalarının içeriğinde, pozisyonunun korunmasını sağlayan Arap derinliği gibi bir öneme sahip olduğunun farkındaydı. Suriye, Sovyet Birliği müttefiki olmadığı halde bir ‘Sovyet ajanıydı.’ Moskova’nın kucağında oturuyordu ve gözleri Washington’un üzerindeydi. Uluslararası olayları okur ve uyum sağlardı. Hafız Esed, Sovyetler Birliği’nin gerilediğini hissettiğinde bazı kontroller altında bile olsa, Kuveyt’i kurtarmak için savaşa katılmak üzere bir kuvvet gönderdi.

Maharetine delalet eden bir başka olay da Irak- İran savaşında yaşandı. İranlılar Suriye’den karadan karaya füze istediler. Baba Esed, Saddam Hüseyin’le olan düşmanlığa rağmen tarihin İran’ın, Irak şehirlerini Suriye cephaneleri ile bombaladığını yazmasını istemedi. Abdusselam Callud ve Muammer Kaddafi, ücretsiz füze temin etme cesareti gösterdiğinde Suriye makamları İranlı ziyaretçilerine Trablus’un kapısını çalma nasihatinde bulundular.

Yine söz konusu maharete delalet eden bir başka olayda şu oldu… Bir gün İran, Suriye’ye göndermesi gereken bir kamyon petrolü göndermedi. Suriyeli yetkililer buna İranlıların Suriye’den Lübnan’a geçişini ve dönüşünü engelleyerek yanıt verdi. Verilen mesaj açıktı. İçeriği ise ‘İran’ın Lübnan’daki Hizbullah’a erişiminin Şam’ın ve yetkililerinin elinde olduğuydu.

Suriye, zamanı gelince oynamak üzerinde kartları elinde topluyordu. Kapalı odalarda, en önemli silahı olan dış güçlerin Suriye içindeki kartlara sahip olmak ve onları harekete ettirmekten aciz olmaları ile övünüyordu.

Kart toplama oyunu Suriye’nin sağlam istikrarına ve coğrafi konumunun gücüne güç kattı. Hafız Esed’in 2000 yılında Cenevre’de Bill Clinton ile buluşmasına eşlik eden gazeteciler, Suriye’nin kendisine gerçek gücünden daha büyük bir çap kazandırmayı başardığını fark etti.

Suriye’nin eski hali ile şimdiki durumu arasında ne kadar da çok fark var. Moskova’nın bildirdiğine göre, Suriye’yi çökmekten kurtaran Rus ordusu oldu. Rusya’nın Suriye topraklarında ilan edilmiş meşru üsleri var. ABD’nin de Fırat’ın doğusunda üsleri ve havalimanları mevcut.

ABD’li generallerden daha tehlikeli ve siyasi bir çözüm dayatarak rejimi kurtaramayan Rusya’nın zıddına çalışan ve adı ‘zaman’ olan bir general var. Geçtiğimiz günlerde Rusya’nın gerilemesi gözlendi. ABD’nin açtığı ateş ile ölen Rus paralı askerler skandalının üzerine bir de Rus uçağının düşmesi, Soçi’nin çıkmaza girmesi ve Rusya, İran ve Türkiye arasındaki muhalefetin artması… Rus paralı askerlerinin hikayesi, efendileri ve mercilerinin, kendisine ‘Kremlin Aşçısı’ denilen kişi olduğunu, esas dertlerinin gaz ya da petrol yataklarını güvence altına almak ve bu rolün karşılığında yüksek bir komisyon yüklenmek olduğunu ve ABD’ye onları disipline etme ve Suriye’deki rollerini açığa çıkarmayı sağlayan son saldırılarının nedeninin bu açgözlülük olduğunu okuduğumuzda daha da heyecanlı hale geliyor.

Rusya ve ABD orduları, müttefikleri ile birlikte Suriye ordusu içinde olunca mesele durulmuyor. Orada bölgesel bir varlık daha var. İran, ‘Devrim Muhafızları’ ve onlara bağlı milisleri ile bölgedeki varlığının meşru olduğunu ve hükümetin talebi üzerine orada olduğunun altını çiziyor. Türk ordusu, Afrin’deki Kürt oluşumları dağıtmak ve sınırın Suriye tarafındaki güvenli bölgeyi kristalleştirmek için savaşıyor. Ankara, Suriye topraklarına girmek için Şam’dan izin almadı. Muhtemelen, Soçi’nin gidişatını gözlemeye ortak olma ödülünü kazandığı Rus kabulü ile yetindi. Daha da ötesi Ankara, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a Türkiye’nin Münbiç’ten çekilmesi karşılığında oraya ABD ve Türk askerlerinin konuşlandırılmasını teklif etmekte tereddüt etmedi. Aynı şekilde Moskova da Türklerin kendisini yok etme ihtimalini azaltmak için Afrin’deki Kürt savaşçılara Suriye ordusuna ait üniformanın giydirilmesini önermekten çekinmedi.

Bunlar daha önce benzeri görülmemiş sahnelerdir… İsrail, savaş uçağının Suriye topraklarında İran mevzilerini hedef aldığını ilk kez açıklıyor. Binyamin Netanyahu, İran İHA’sının enkazından bir parçayı havaya kaldırarak onun İsrail hava sahasını ihlal ettiğini söylüyor. Münih Konferansı’nda sadece İranlı ajanları değil, bizzat İran’ı hedef almakla tehdit ediyor.

Tüm bunların yanında bir de komşu çevrelerden ve uzaklardan Suriye topraklarına sızan gönüllüleri de unutmamak gerek. Bir savaşçı Kazakistan’dan rejim destekçilerini öldürmek üzere geldi. Afganistan’dan ise muhalifleri öldürmek üzere başka bir savaşçı geldi. Her iki amacın açıkça bir mezhep aroması var.

Suriye yangının tehlikeleri diğer tüm yangınların tehlikesini aştı. Fransa’nın eski Şam Büyükelçisi Michel Duclos, gazetemizde yayınlanan yazısında, Yugoslavya’daki savaşta ortak çıkarlara sahip olanların bir masa etrafında toplanarak savaşın sona ermesini sağlayan Dayton Anlaşması’nı örnek alarak bir anlaşma yapma çağrısında bulundu. Böyle bir masa için bölgesel ve uluslararası koşullar olgunlaşmış görünmüyor. Suriye trajedisi, en tehlikeli ihtimallere açık durumda. Suriye, topraklarında oynanan oyunun en zayıf halkası konumunda. En tehlikeli kararlar onsuz alınıyor. Bu ilk kez oluyor.