Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Gazze’nin Arap kimliği ve çektikleri | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tam 61 yıl önce Gazzeli bir genç olan Muhammed Ali el-Müşrif bir hükümet binasının bayrak direğine tırmanarak mavi renkli Birleşmiş Milletler bayrağını indirmesi ve yerine Mısır bayrağını yerleştirmesi üzerine BM’nin bir askeri tarafından vurularak öldürüldü.

O gün Gazzeliler gence ‘Bayrak Şehidi’ adını taktılar. Hatırlanacağı üzere, İsrail Ordusu Gazze’yi Süveyş Kanalı Savaşı’nda (1 Kasım 1956) işgal etmiş ve anlattığım bu olay İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesinden bir hafta sonra gerçekleşmişti. On yaşında bir çocuktum, ve kaderimde Gazze’nin uluslararası denetim altına alınmasına karşı çıkan protesto yürüyüşlerine katılmak ve El Müşrif’in vurulma anına şahit olmak vardı.

Beyaz Saray’da Gazze’deki insani durumun iyileştirmesi amacıyla bir toplantı yapılmış olsa gerek. Birbirine epey mesafeli olan Filistinli liderler toplantıya toptan karşı çıkmak üzerinde anlaştılar. Bu toplantı üzerinde hem fikir olan bu liderlerin bundan sonra da Filistinlilerin hem fikir olduğu konularda beraber olmaları umulur, zira kötü olan durumlar Filistin otoritesinin yetkililerinin içinde olduğu bozuşma ve fesadın da etkisiyle daha da kötüye giderek daha doğmamış devleti de tehlikeye sokmaktadır. Gazze’nin Arap aidiyeti hiçbir zaman tartışma konusu olmamış, tersi her zaman geçerli olmuş ve Gazze’nin Mısır’la olan özel ilişkisi geçerli olmuştur. Refah sınır kapısı Mısır’ın Batı Araplarına doğru ana kapısı olduğu gibi, Gazzelilerin tüm dünyaya açılan tek kapısıdır. Bu bağlamda, evlilik ve hısım akrabalık ilişkilerinin güçlenmesi ve dolayısıyla insanlar arasındaki iletişim bağlarının güçlenmesi bunun doğal sonucu olarak ortaya çıkmış ve herkesin yararına iş ilişkilerinin gelişmesine neden olmuştur. 5/6/1967 yenilgisi felaketine kadar Gazze ve Gazzelilerin Mısır devleti ve halkıyla olan ilişkisi ideale yakındı. İsrail’in Gazze’yi işgal etmesinden önce Gazze pazarları zor bir ekonomik durum karşısındaki Mısırlılara bir tür serbest bir pazardı. Mısır’daki herhangi bir üniversitede öğrenim görme, Liseye giren her Gazzeli öğrencinin ilk hayali olurdu. Kahire’ye geçmek, şimdi olduğu gibi imkansız değildi. Pek iyi, durumlar niye ve neden değişti? Mısır emniyet mensupları ülkeleri ve Gazze arasındaki bağların arasındaki farklılıklardan daha fazla olduğuna dair şüphe nasıl hasıl oldu?

Bir sorunun muhatabı özellikle Hamas ve İslami Cihad olmak üzere Filistinli gruplardır, hatta ve hatta iki hareketin askeri liderleridir. Tünel kazma politikaları kabul edilip ve daha sonra da silah kaçakçılığı için kullanılmasaydı, yani haksız ve baskıcı bir İsrail kuşatmasının sıkıntılarının üstesinden gelmenin ötesinde bu tüneller kullanılmasaydı, Hamas Gazze’yi devralana kadar Refah sınır kapasının sıkılaştırılmayacağı ve bu sıkılaştırmanın Hamas Gazze’de daha güçlü olduğunda yoğunlaşmayacağı kesindir.

İdeoloji, sadakat ve inanç çeşitliliği yaşayan Filistinli grupların liderlerinin Gazze’de yaşanan insani dramdan sorumlu olduklarını söylemek haksızlık olur mu? Muhtemelen cevap hayırdır. Fakat adil olmak gerekirse liderlerin hepsi aynı değil. “Direnişçi”, “teslimiyet karşıtı”, “Mücahit” ve bir spor salonunun bulunduğu bir Arap başkentinde lüks bir villada yaşayan bir Filistinli liderle, aynı fraksiyonda olup Gazze’de halkıyla birlikte yaşayan ve onların yaşadığını yaşayan bir lideri aynı çizgiye yerleştirmek doğru olmaz.

Bazı Filistinli liderlerin, halk nezdinde dahi geçerliliğini kaybeden ve faydası olmayan sloganları tekrar etme adetini bırakma zamanı gelmedi mi? Filistin davasının tasfiyesi anlamına geldiğini İddia ederek Beyaz Saray’ın Gazze’nin insani durumunu tartışmasına karşı çıkmak ta bu sloganlardan biri olduğu anlaşılmadı mı? Emin değilim, ama, ateşli açıklamalarda bulunmak bu liderler için daha kolay, ve bu açıklamalar ortalıkta uzun süre görünecek, galiba.