Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Lübnan Arap ülkeleriyle Esed arasında sıkışmış durumda | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bugün başlayacak Arap zirvesi öncesinde ABD’nin Suriye’ye yönelik başlattığı saldırı, Lübnan’ın zirvedeki konumu üzerinde yeni bir baskı unsuru oluşturdu. Nitekim Lübnanlı yetkililer Arap ülkeleri arasındaki Esed karşıtı tutum birliğiyle Esed-Hizbullah saflaşması arasında uzlaşı rolü oynuyor.

Bu bağlamda geçtiğimiz yıl Amman Zirvesi tarafından aynı metne ilişkin önerilerin kabulü göz önüne alındığında, Arap Dışişleri Bakanlarının onayıyla ve “Direniş Hakkı” konusunda Arap liderlere sunulacak karar taslağının amacına ulaşması bekleniyor. Zira metinde, “Lübnan ile tam bir dayanışmayı yineleme ve Lübnan’ın ulusal birliğini, güvenlik ve istikrarını, tüm toprakları üzerindeki egemenliğini koruyacak bir şekilde ülkeye, hükümetine ve tüm anayasal kurumlarına siyasi ve ekonomik destek sağlama, Lübnanlıların Şeba Çiftlikleri’ni, Kafr Şuba tepeleri ve Gacar beldesinin bir kısmını özgürleştirme, ayrıca herhangi bir saldırıya karşı meşru yollarla direnme hakkını onaylama, uluslararası sözleşmeler ve hukuk ilkelerince bir hak olarak tanınan İsrail işgaline karşı terörizm ile meşru direnişi ayırt etmenin önemini ve gerekliliğini vurgulama, direniş eylemlerini terör eylemleri olarak addetmeme” talepleri yer alıyor.

Diplomatik kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre, Lübnan’da istikrar gerekliliği ve resmi kuruluşların kalkınması hususunda Arap devletleri ve uluslararası açıdan bir fikir birliği mevcut. Bu bağlamda son zamanlarda Lübnan, Roma ve Paris’te iki özel destek konferansı gerçekleştirilmesine dair Arap ülkelerinin çabalarına tanık oldu.

Kaynaklar aynı zamanda, Hizbullah mevzusunun farklı bir mesele olduğuna dikkati çekerken, uluslararası toplum da bu konuyla başa çıkma ve yakın bir zamanda meseleyi çözüme kavuşturma konusunda kararlılığını ortaya koydu. Kaynaklar, Arap ülkelerinin milisler tarafından oluşturulan güvenlik tehdidini kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade ederken, Hizbullah’ın Lübnan’da artık tahammül edilemez bir konuma geldiğini vurguladı.

Diğer taraftan Lübnanlı resmi kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre, belgede Arap çıkarlarını sarsmamak üzere Lübnan’da bir kararın var olduğu belirtilirken, kaynaklar da bir şeylerin yolunda gittiğini ifade etti.

Arap dışişleri bakanları tarafından onaylanan ve İsrail çatışmasıyla ilgili geleneksel maddelere ek olarak, açıklamada “Lübnan ordusu ve güvenlik güçlerinin istikrarına ve sivil barışı sağlamada üstlendikleri role, aynı zamanda devletin egemenliğini uluslararası alanda tanınan kararlar uyarınca genişletme çabalarına destek verildiği” vurgulandı. Açıklamada ayrıca Lübnan ordusunun terörizmle ve terör örgütleriyle mücadelede ortaya koyduğu fedakarlıklarını, özellikle de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2015 yılına ait 2170 sayılı kararı uyarınca takdir etme, birden fazla Lübnan bölgesine yapılan saldırıları kınama, dost ülkelerin Lübnan’a sağladığı desteği memnuniyetle karşılama ve tüm devletlere de ülkede güvenlik, istikrar ve sivil barışı sağlama yollarının temel taşı olarak Lübnan ordusunun yeteneklerini güçlendirme çağrısı yapıldı.

Aynı şekilde açıklamada, Suriyeli mültecilerin sayısının artması nedeniyle Lübnan’ın “sosyal, ekonomik ve güvenlik patlamasının eşiğinde olduğu” ifadelerine yer verildi.