Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Batılı meslektaşlarının Suriye krizini çözmek için sundukları yeni karar tasarısını reddetti.
Birleşmiş Milletler, Moskova’nın talebiyle düzenlediği toplantıda ABD’nin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki Rakka yakınlarındaki Rukban Mülteci Kampı’yla ilgili son durum hakkında BM Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Mark Lowcock’un brifingini dinledi.
Lowkock, BMGK’da yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Rakka ve Rukban Mülteci Kampı’nın sakinleri, yardıma muhtaç olan Suriyelilerin sadece yüzde 1’ini temsil ediyor. Fakat onların ihtiyaçları, ülkenin diğer bölgelerinde yardıma muhtaç olanların yüzde 99’undan daha önemsiz değil. DEAŞ’ın ekim ayında Rakka’yı terk etmesinin ardından yaklaşık 100 bin kişi buraya geri döndü. Ama durum, bölgedeki çok sayıda patlamamış mühimmat ve hasarlı altyapı nedeniyle geri dönmek için uygun değil. Savaşın kalıntılarına her hafta 50’den fazla kurban veriliyor. Kamp’taki yaklaşık 50 bin insanın düzenli insani yardıma ihtiyacı var.”
Rus Temsilci Nebenzia ise BMGK’ya Suriye Devlet Başkanı Esed yönetimindeki ‘meşru seçilmiş hükümete karşı nefret söylemini durdurmanın’ yanı sıra, ‘Suriye’ye yönelik saldırganlık ve tehdit eylemlerini durdurulması’ gibi 6 maddelik bir öneri sundu.
Nebenzia, BM Misyonu’nun en sonunda içerideki durumu görmek için Rakka şehrine girmeyi başardığını söyledi. Her ne kadar ziyaret sadece birkaç saat sürse de şehirdeki büyük tahribatı görmek için bunun yeterli olduğunu belirtti.
Rukban Mülteci Kampı yakınında ABD askerinin varlığını olduğuna dikkat çeken Nebenzia, bunun Suriye’nin ulusal egemenliğin ihlali olduğunu belirterek ABD, Fransa ve İngiltere’nin Suriye’ye saldırdıktan sonra ülkede ahlaki olarak inisiyatif almaya haklarının olmadığını vurguladı.
Batılıların karar tasarısına işaret eden Nebenzia sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim de 6 maddelik bir planımız var. Bu maddelerden ilki; Suriye çatışmasında askeri bir çözümün kabul edilmemesi, BM’nin 2254 sayılı kararı, Astana ve Suriye Ulusal Diyalog Konferansı neticesinde siyasi çözüm süreci, ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye karşı güç kullanmaya yönelik saldırganlık ve tehditlerini durdurmaları… İkinci madde; Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü zayıflatmak, Suriye’nin bazı bölgelerinde yabancı işgalini sürdürmek ve bölmeye çalışmak gibi bütün girişimlerin durdurulması… Üçüncü madde; tüm ülkeler ve Suriyeli muhalif gruplara, Suriye’deki meşru hükümete karşı saldırgan ve nefret dolu söylemlerin yanı sıra hükümeti zorla değiştirmeye yönelik önlemler almayı durdurma… Dördüncü madde; silahlı gruplar üzerinde etkisi olan ülkelere, kendilerini nihai olarak teröristlerden ayırarak, çifte standart olmadan terörle mücadele için uluslararası işbirliğine başlamaları… Beşinci madde; bütün ülkelere, insani yardım çalışmalarına hızla başlamak ve bu konunun siyasi amaçlar için manipüle edilmemesi çağrısı… Son olarak altıncı madde; muhaliflere, dış güçlerin saldırganlığını arttırmaya neden olan kimyasal silahlarla ilgili provokasyonları terketme ve Batılı destekçilerinin bu yöndeki provokasyonlarını kullanmama çağrısı…”
Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi François Delattre de, “İngiltere, ABD ve Fransa tarafından sunulan karar tasarısı, insani yardım konusunda ilerleme kaydetmeyi, Suriye’nin kimyasal silah programına son vermeyi ve belirleyici siyasi müzakerelerin başlatılmasını amaçlıyor” diye konuştu.
Suriye’nin BM Temsilcisi Beşar el Caferi ise ABD’nin liderliğindeki Uluslararası Koalisyon’un saldırılarının Rakka’dan 4 bin teröristi çıkardığını ancak onlarla birlikte yaklaşık 300 bin şehir sakininin de bölgeden ayrılmasına neden olduğunu dile getirdi.