Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Şam-Tel Aviv müzakerelerinin düğümü ‘Golan’ | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İsrail-Suriye sınırında bulunan ve geçtiğimiz Çarşamba gecesi iki taraf arasında karşılıklı füze saldırılarına sahne olan İsrail işgalindeki Golan Tepeleri, özellikle tatlı su kaynaklarının zenginliği açısından her iki ülke için de stratejik bir önem arz ediyor.

Golan Tepeleri’nin Galile (Celile) kenti ve Taberiye Gölü’nün yer aldığı kısmı İsrail kontrolünde bulunurken, Şam’a giden yol ise Suriye kontrolü altında.

İsrail, Golan tepelerini işgal etti

İsrail, 9 Temmuz 1967 tarihinde Golan Tepeleri’ni işgal ettikten sonra bölgenin geri kalan 510 kilometrekarelik bölümünü de 1973 Ekim savaşında ele geçirmişti. Suriye kuvvetleri ise 1974 yılında, İsrail tarafından işgal edilen bölgenin küçük bir kısmını geri aldı.

1974 yılında silahlardan arındırılmış bir bölgede imzalanan ateşkes anlaşması kapsamında Birleşmiş Milletler (BM), iki taraf arasındaki çatışmaları önlemek üzere bölgeye barış gücü gönderdi.

İsrail, 1981 yılında Ekim savaşında işgal ettiği Golan Tepeleri’nin bin 200 kilometrekarelik bölümünü ilhak ettiğini ilan etti. Ancak, BM, bu ilanı tanımadı.

150 bin kişi bölgeyi terk etti

1967 ve 1973 savaşlarında Golan’da yaşayan Suriyelilerin büyük bölümü (150 bin kişi) bölgeyi terk etmek zorunda kaldı. Bugün, Golan’da yaklaşık 18 bin Suriyeli Dürzi yaşıyor. Ancak Suriyeliler, İsrail vatandaşlığını reddediyor.

20 bin Yahudi Golan’a yerleşti

1967 savaşından bu yana Golan’a 20 bin İsrailli yerleşti. Bölgeye yerleşen Yahudiler, kurulan 33 zirai yerleşimde yaşıyor.

İsrail hükümetinin verilerine göre, İsrail’deki üzüm üretiminin yüzde 21’i, maden suyu üretiminin yüzde 40’ı ve Dana eti üretiminin yüzde 50’si Golan’dan karşılanıyor. Su sıkıntısı yaşayan İsrail açısından Golan’ın önemi her geçen gün biraz daha artarken, Suriye açısından ise Şeria (Ürdün) Nehri’ni besleyen Benyas Nehri ve Dan nehrinin bölgeden geçmesi açısından Golan önemli bir konumunda.^

Ürdün Nehri sorunu

Su sorunu 60’lı yıllar boyunca Suriye-İsrail arasındaki gerginliğin temel sebebi konumundaydı. Bu sorun 1967 savaşına neden olurken, dönemin Suriye hükümeti, İsrail’i Ürdün Nehri’nin yatağını kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmekle suçlamıştı.

İsrail-Suriye arasında 90’lı yıllarda yaşanan sorunların tamamı Golan’dan kaynaklanırken, Şam yönetimi bölgeyi İsrail’in başlıca tatlı su kaynağı konumundaki Taberiye Gölü’ne ulaşana kadar ele geçirmeyi amaçlıyordu.

İki ülke arasında, Türkiye’nin arabuluculuğuyla başlayan barış müzakereleri, İsrail’in 2008 yılında Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı askeri operasyon nedeniyle durmuştu.

Yediot Ahranot gazetesi, 2011 yılında Şam –Tel Aviv arasındaki müzakerelerin yeniden başlayacağını iddia etmiş ancak aynı yıl Suriye’de başlayan iç savaş nedeniyle müzakereler başlatılamamıştı.

Suriye savaşının başlamasıyla birlikte iki ülke arasındaki gerilim yeniden tırmanırken olaylar Suriye tarafından İsrail topraklarına atılan havan topları ve İsrail’in verdiği karşılıklarla sınırlı kaldı.

2011’de 30 mülteci öldürüldü

Bu süreçte meydana gelen en dikkat çekici olaylar ise 2011 baharında meydana geldi. 15 Mayıs ve 5 Haziran 2011’de, İsrail ordusunun Golan sınırını geçmeye çalışan Suriyeli ve Filistinli mültecilere ateş açması sonucu BM verilerine göre 30 kişi öldü.

Savaş sürecinde Suriyeli muhalifler ile Esed rejimi güçleri arasında meydana gelen şiddetli çatışmalardan Golan’da bulunan BM kuvvetleri de nasibini aldı. 2014 yılında BM gücüne bağlı 45 askeri esir alan Nusret Cephesi, daha sonra askerleri serbest bıraktı.
İşgal altındaki Golan’a düşen Suriye kaynaklı havan topları aralıklarla tekrarlanırken şuana kadar herhangi bir can kaybına sebep olmadı.

Ocak 2015’te İsrail’e ait savaş uçaklarının Hizbullah mevzilerine düzenlediği bombardımanda iki İranlı subay yaşamını yitirdi.