Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İbadi’nin zaferinden sonra Irak | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak kadar, bölge ülkelerini ve büyük dünya devletlerini de ilgilendiren Irak genel seçimlerinin gerçekleşmesiyle, ülke bugün yeni bir döneme girmiş oldu. Veya en azından öyle olması bekleniyor.

Seçimlerde 18 ilden, toplam 320 ayrı parti ve oluşuma bağlı 7 binden fazla aday 329 sandalyeli parlamentodan yer kapmak için uğraştı.

Nihai olmayan ilk sonuçlara göre, Başbakan Haydar el-İbadi’nin başkanlık ettiği ‘Zafer Koalisyonu’ açık ara önde giderken, onun arkasında bağımsızlığı ile tanınan Şii din adamı Mukteda el-Sadr’ın liderliğini yaptığı ‘Geliyoruz’ ittifakı geldi. İran’la irtibatlı Şii Bedir Kuvvetleri başkanı Hadi el Amiri’nin liderliğindeki ‘Haşdi Şabi’ ittifakıyla Nuri el Maliki liderliğindeki ‘Kanun Devleti’ ittifakı ise son sıralarda yer aldı.

Bu tablo, bugün Irak’ta ipi göğüsleyen Şii kanadında yaşandı, dolayısıyla Haşdi Şabi ve Maliki’ye karşı Mukteda Sadr’ın desteklediği İbadi’nin zaferi iyi haber olacak.

Öte yandan DEAŞ’ın yenilgisinin ardından ilk kez yapılan seçimler, ülkede bir önceki seçimlere göre orta seviyede, hatta düşük sayılabilecek bir ilgi ile karşılaştı; zira 24 milyon Iraklıdan 11 milyonu oy kullandı.

Amerikan haber ajansı Associated Press’e (AP) göre oylamaya katılım yüzde 44’te kaldı, oysa 2005 seçimlerinde bu oran en az yüzde 60 idi.
Ancak her ne kadar önceki seçimlere kıyasla katılım düşük olsa da, bu durum seçim sonuçlarının geçerliliğini etkilemez.

Şiddetli yolsuzluk ve milislerin devlet denetimi dışında yayılmasıyla ilgili şikayetleri olan Iraklıların, hükümetten mezhepçiliğin suç kapsamına alınması, yerel hizmetlerin güçlendirilmesi, yabancı yatırımların yurt içine getirilmesi ve ulusal birliklerin sürdürülmesi gibi talepleri var.

Bunlar ülkenin iç meseleleri… Dışarıya gelince ise bizi asıl ilgilendiren konu, ülkenin kararlarının ne İran’a ne de Arap veya Arap olmayan herhangi bir aktöre bağlı olmaması. Hem İbadi hem Sadr’ın yapmak istediği de tam olarak bu.

Trump’ın İran’la varılan nükleer anlaşmadan çekilme kararından sonra, önümüzdeki günlerde ABD ve İran arasında büyük bir çatışmanın emareleri görünüyor. Peki ya Irak’ta durum ne olacak?

Bağımsızlık, karar verme egemenliği ve Irak’ın çıkarlarını üstün tutma gibi sloganlar teoride kulağa güzel gelebilir, fakat hakikatle yanlış, muktedir olmakla olmamak arasındaki fark pratikte belli olur.

Tüm bunlara rağmen, Irak ile ilgili ümit verici gelişmeler de var. Örneğin parlamentodaki Sadr bloğunun lideri Ziya el-Esedi’nin, Times gazetesine verdiği bir röportajda Mukteda el-Sadr’dan bahsederken ‘’Sadr’ın mezhepçi olmayan sivil bir toplumda koalisyon kurmak istediğini’’ söylemesi, bunlardan bir tanesi.

Bugün İbadi ve Sadr’ın seçimleri kazandığına dair Irak’tan güzel bir mesaj aldık, acaba bu mesaj doğru çıkacak mı?

Hepimiz bunu bekliyoruz, ümitle ve sabırla…