Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Niçin ‘Al-Asuf’ dizisiyle mücadele ediyorlar? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Çünkü Al-Asuf, bir durak, bir temsilci ve bir yazardır. Al-Asuf, yayınlanmadan önce bile fikir, konu, diyalog ve ekran olarak hedef alınmaktadır. Bu, yıllardır alıştığımız bir Ramazan mücadelesidir. Ramazan hilali, bir televizyon savaşıyla görünür. Radikal sesler birleşip her yıl Al-Asuf’a saldırır. Niçin tam olarak Ramazan ayı olduğuna gelince; çünkü çoğu izleyici, Ramazan ayında bir araya gelmektedir. Radikal seslerin amacı, sanatsal çalışmaları karalamak ve durdurmaktır. Onlar, sanatsal çalışmalara tamamen karşılar. Radikaller, kendi söylemlerine karşı sanatsal çalışmaların toplumu ve toplumun bakış açısını etkileyeceğini biliyorlar.

MBC kanalının yayınladığı Al-Asuf, 70’li yılları(1970-1975) konu alan bir dizidir. O dönemi, gerçek belge ve fotoğraflardan alıntılar yaparak güzel ve ince ayrıntılarla anlatıyor. Al-Asuf karşıtlarının kötü şansına olacak ki dizi, uzun bir bölümden oluşuyor. Bu, ilk bölüm. Radikaller, bu diziyi gelecek 20 yıl için inşa ettikleri ve “sahve/uyanış” olarak isimlendirdikleri süreci yıkmaya yönelik bir girişim olarak gördükleri için bu diziye karşılar. Onlar, haklılar. Çünkü Al-Asuf dizisi, karalama yapmaksızın dindar ve muhafazakâr bir Suud toplumunun fotoğrafını sunuyor. Radikaller ise, bu karalamaları sadece Suudi Arabistan’ı değil, bütün İslam dünyasını kötüleyen İran devriminden sonra devreye soktular.

Radikaller, öfkelenmekte haklılar. Çünkü Al-Asuf dizisi, eski bir sandığı açtı. İzleyicilerin yüzde 80’inden çoğu, o dönemi yaşamadı. Pek çok izleyici, eski Riyad şehrinin karanlık bir şehir ve Riyad halkının da cahil, içine kapanık ve radikal bir halk olduğunu zannediyor. Gerçekler ise bunun tam tersidir. Şehrin ve ülkenin tarihi silinerek yeniden yazıldı. Yalancı şahitler, Al-Asuf dizisini durdurarak insanların hakikati keşfetmesini istemiyorlar.

O dönemle ilgili büyük bir tartışma dönüyor. Değerler, gelenekler, yaşam tarzı ve İslam’ın farklı yorumları gibi radikallerin ürettiği kavramların hâkim olduğu bugünün dünyasıyla eski mahalle zamanının kıyaslanması… Mahalleyi, şehri, ülkeyi ve İslam dünyasını yönetmek isteyen gruplar…

Kimsesizler, anlaşmazlıklar ve aşk hikâyesi gibi bazı küçük hikâyeleri yakalayıp bu düşünceyi kötülemek için Al-Asuf dizisine saldırıyorlar. Evet, bunların hepsi gerçek. O zamanki toplum, normal bir toplumdu. Medeni toplumların bildiği tüm kusurlar o toplumda mevcuttu. Nübüvvet dönemi de dâhil olmak üzere her dönemde soyu bilinmeyen insanlar vardı. Tüm normal toplumlarda olumsuz uygulamalar mevcut. Fakat bu olumsuzluklar, o dönemde nitelik ve nicelik bakımından daha azdı. Radikaller, bu olumsuzluklara itiraz etmiyorlar. Aksine onlar, nefret ve aşırılığı bilmeyen hoşgörülü bir toplumu resmetmekten korkuyorlar. İnsanların gerçeği bilmelerini istemiyorlar. Humeynizm, radikalizm ve uyanış sürecinin ortaya çıkmasının ardından sinema salonları kapatıldı, kutlamalar durduruldu, sanatçılar takibe alındı, romanlara ve kitaplara el konuldu. Tekfircilik yayıldı, yazarlar ve düşünürler tehdit edildi. Sempozyumlar durduruldu ve depresyon kaynağına dönüşene kadar televizyona baskı yapıldı. Onlar, eğitim faaliyetlerini kontrol ettiler. Hayır çalışmalarını amacından saptırdılar. Kahramanları ve örnek insanları gençlerin gözünde Afganistanlı savaşçılar ve davetçiler gibi gösterdiler. Tarihi, edebiyatı, fen bilimlerini, sanatı ve medyayı hedef alan çarpıtma işlemlerinin yanı sıra bankacılık bile onlardan kurtulamadı.

Kasıtlı olarak karanlıkta kalmış bir döneme ışık tuttuğu için Al-Asuf dizisine saldırıyorlar. Sahveci radikaller, ışığı söndürmek istiyorlar. Bilinçli yaşama ve 1979 öncesine geri dönülmesiyle birlikte bu durum, onların öfkesini daha da artırıyor. İşte kusurlarıyla ve faziletleriyle eski ve gerçek toplumumuz budur. Çok normal…