Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İbadi, Şii radikalleri DEAŞ örgütünü kışkırtmakla suçladı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak Başbakanı Haydar el-İbadi, radikal Şii grupları 2017’nin sonlarında askeri yenilgiyi kabul eden DEAŞ örgütünü kışkırtmakla suçladı. İbadi, dün Bağdat’ta düzenlenen Uluslararası Ilımlılık Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Halkımızın birliği terörizmin üstesinden geldi ve farklı meşreplere sahip insanları bir araya getirerek zafer kazandı” dedi.

İbadi konuşmasının devamında, “İslam’ın en büyük düşmanı olan teröristler, cehaletin rehberliğiyle İslam’ın koymuş olduğu orta yolu tahrif etmeye çalıştılar, fakat birliğimizle onların üstesinden geldik” açıklamasında bulundu. DEAŞ çetesinin ümmetin birlik ve beraberliğini tahrip ettiğini belirten İbadi, “Biz Bağdat’ta bu trajediyi sona erdirmeye karar verdik. Terörizm tarafından tahrip edilen her şeyi, özellikle insani yapıyı yeniden inşa edeceğiz” dedi.

Irak başbakanı, spekülasyonları ve korkuları körüklemek, düşmanca eylemleri kışkırtmak isteyenlere karşı uyarıda bulundu ve “Bunlar, Peygamberimizin zamanından bu yana bir iç tehlikedir” dedi. İbadi, “Müslümanların birlik olması ve farklı inanç sahiplerine müdahale edilmemesi ve engel olunmaması” çağrısında bulundu.

Öte yandan, Selahaddin İl Meclisi Başkanı Ahmed el Kerim, “Selahaddin ryaleti DEAŞ tarafından tehdit ediliyor. Bu durum 2014 yılında, DEAŞ’ın eyaletin tüm vilayetlerini büyük bir direniş olmaksızın işgal ettiği zamanın korkularını geri getiriyor” uyarısında bulundu.

El Kerim dün yaptığı açıklamada, “Selahaddin eyaleti DEAŞ tehdidi altındayken, güvenlik güçleri unsurları petrol kaçakçılığıyla ve kontrollerde vatandaşlardan rüşvet almakla meşgul” dedi.

El Kerim konuşmasının devamında DEAŞ’ın saldırılara başlamak için için uygun zamanı ve yeri kolladığını belirterek DEAŞ’a karşı herhangi bir önlem alınmadığı takdirde şehrin bir felaketle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

Öte yandan Selahaddin İl Meclisi Resmi Sözcüsü Şeyh Mervan el-Cabbar Şarku’l Avsat’a yapmış olduğu bir açıklamada, “Selahaddin’de maruz kaldığımız ve sık sık uyarılarda bulunduğumuz temel sorun Havica’da gerçek bir kurtuluşun gerçekleşmemiş olmasıdır. Aslında süreç her bakımdan tamamlanmadı. Diyala, Kerkük ve Selahaddin’in vilayetlerini birleştiren açık alanların yanı sıra, bölgelerimizin çoğunda adam kaçırmalar ve günlük cinayetler devam ediyor” ifadelerini kullandı.

El Cabbar, DEAŞ örgütünün Hemrin havzasında bulunduğu ve Diyala, Kerkük, Selahaddin, Kuzey Samarra, Zuluiya ve el-Alam’ın çeşitli bölgelerinde hareket ettiklerini belirtti. Ayrıca Cabbar, bu bölgelerden bazı alanların askeri operasyonlar için yumuşak ve gevşek uçlar olduğunu söyledi.

Dicle, Samarra ve Selahaddin askeri operasyon üslerine atıfta bulunan Cabbar, DEAŞ’ın operasyon için seçmiş olduğu bölgelerin bir kısmının herhangi bir üssün kontrolü altında olmadığına dikkat çekti.

Cabbar açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Çözüm, bu alanların bir kısmındaki askeri yoğunluğun arttırılması ve diğer bölgelerin uçaklar ile kontrol edilmesine bağlıdır. Çünkü bu bölgeler, asker konuşlandırarak kontrol edilemeyecek kadar geniş. Ayrıca terörle mücadele cihazlarının sağlanması ile birlikte bu alanların bazılarında nitelikli askeri harekata ihtiyacımız var. Çünkü onlar engebeli alanlarda savaşmak üzere üst düzey bir eğitim aldılar.”

Aynı bağlamda, Irak Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komitesi Üyesi İyad Cuburi Şarku’l Avsat’a yaptığı bir açıklamada, “DEAŞ örgütünün ortadan kaldırılması sadece askeri çabalar ile üstesinden gelinebilecek bir görev değildir. Bu çabaların istihbarat, politik ve toplumsal yönlerden desteklenmesi gerekiyor” dedi.

Cuburi açıklamasına, “Askeri çabalar, DEAŞ yenilgiyi kabul ettiği anda tamamlandı. Fakat silahlı çeteler ve terörist gruplar eylemlerini farklı yollarla gerçekleştirmeye çalışabilirler. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Çünkü en nihayetinde bu örgütlerin amacı; durumu karıştırarak ortamı telaşlandırmak ve herhangi bir kusurdan faydalanmaktır” diye devam etti.

Cuburi, elde edilen askeri zaferin önemi ile birlikte birçok lider ve kurumun yolsuzluk, kayıtsızlık ve tembelliğe devam etmesi arasında irtibat kurdu. Yerel halka açılmak için yeterince önlem alınmadığına değinen Cuburi; vatandaşlar, aşiret büyükleri, siyasi ve entelektüel elitler arasında güven köprülerinin kurulmasının önemine dikkat çekti.