Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

‘Yahudi ulus devlet’ yasası İsrail’in Apartheid rejimi olduğunu tescilledi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İsrail’de sağcı bakan ve milletvekilleri Perşembe sabahı parlamentoda “Yahudi ulus devleti” olarak adlandırılan yasa tasarısını alkışlarla kutlarken Ortak Arap Listesi’nin öfkeli milletvekilleri yasayı protesto ederek yasa metnini yırttı ve Başbakan Netanyahu’nun koltuğuna “bu yasa İsrail’in apartheid devlet olduğunu ispat eden ırkçı bir yasadır” diye bağırarak attı. Oturum başkanı Filistinli İsrail milletvekillerini meclisten çıkarmaya karar verdi.

55 “hayır” oyuna karşılık 62 “evet” oyuyla meclisten geçen yasada şu ifadelere yer verildi: “İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin devletidir. Ülkenin kendi kaderini tayin etme hakkı yalnızca Yahudilere aittir. Dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı vardır. Arapça artık ülkenin resmi dili değildir. Tek resmi dil İbranicedir. İsrail’in başkenti sonsuza kadar Kudüs’tür. Hükümet İsrail topraklarında Yahudi yerleşimciliğini teşvik eder.”

Ortak Arap Listesi milletvekilleri ise kanunu son yıllarda yürürlüğe giren en tehlikeli yasalardan biri olup, Yahudilerin Araplara karşı ırksal üstünlüğünü vurgulayan hükümlerden oluşan apartheid sistemi kurduğunu ifade ettiler. Filistinli vekiller yasanın herhangi bir olağan mevzuatı geçersiz kılarak mahkemelerde yasaların yorumlanmasını etkileyeceğini de belirttiler. Ayrıca kanunun ülke ve devlette tek egemenlik sahibinin Yahudilik olduğu belirlemesinin yapıldığı ırkçı bir kanun olduğunu vurguladılar.

Filistinliler tarafından 1948 toprakları olarak tanımlanan İsrail içerisindeki İsrail vatandaşı Filistinlilerin seçtikleri Ortak Arap Listesi milletvekillerinden yapılan açıklamada kanunun apartheid rejimin özelliklerini taşıyan antidemokratik bir kanun olduğu ifade edilirken şimdiye kadar kendini Yahudi ve demokratik olarak tanımlayan devletin bu yeni kanunla demokratik kelimesini sildiğini belirtti. Devletin Yahudi karakteri ile demokrasi karakteri arasındaki gerilimin bu yeni yasayla antidemokratik Yahudi Devleti olmasıyla sonuçlandığının ifade edildiği açıklamada, kanunda demokrasi ve eşitlik gibi kavramların aksine bütün maddelerin birey ve toplum olarak Yahudi ırkının üstünlüğüne vurgu yaptığı belirtildi. Açıklamada, yasanın şüpheye yer bırakmayacak şekilde Yahudileri birinci sınıf, Arapları ise ikinci sınıf vatandaş konumuna getirdiği vurgulandı.

Ortak Arap Listesi’nden yapılan açıklamada devletin kendi kaderini belirleme hakkının yalnızca Yahudilerle sınırlandırılmasının Filistin halkının kendi kaderini belirleme hakkını reddedilmesi anlamına geldiği ifade edilirken Yahudi ve Araplar’ın hakları konusundaki ayrımcılığı haklı göstermeye çalıştığını vurguladılar. Bu yasaya göre eşitlik Yahudilere uygulanır ve Araplar bu yasadan istisna tutulur ve onlara karşı uygulanan ayrımcılık yasal olarak meşrulaştırılmış olur. Böylelikle Araplar kendi vatanlarında yabancı olurlar. Açıklamada Yahudi yerleşimciliğin teşvikiyle ilgili maddenin hizmet, kalkınma, toprak ve konut tahsisi alanlarında Yahudilere öncelik tanındığı, Arap belediyelere karşı ise ayrımcılık yapılmasını meşrulaştırdığı belirtildi ve bu yasanın ayrıca Yeşil Hattın her iki tarafında yerleşimciliğe meşruiyet kazandırdığı da vurgulandı.

FKÖ ve Hamas ırkçı yasayı kınadı

FKÖ Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Saib Ureykat, İsrail’in ırkçılığı kanunlaştırma, yasalarla kendini ırkçı ve ayrımcı bir sisteme dönüştürmede gayet başarılı olduğunu belirtti. İsrail meclisinde kabul edilen “ırkçı” yasayı kınayan Ureykat, söz konusu yasanın “yerli halkın kendi topraklarındaki hakkını kasıtlı olarak görmezden gelen, diğerini yok sayan ve etnik temizliğe dayalı ırkçı sömürge anlayışını güçlendirmeyi hedeflediğini” kaydetti. Ureykat, “kendini Ortadoğu’da tek demokratik devlet olarak tanımlayan İsrail böylelikle demokrasi iddiasını silip attı” dedi.

Filistin hükümeti sözcüsü Mahmud Yusuf da İsrailli yetkililerin bütün insani ve demokratik değerlere düşman ırkçı yasayı onaylayarak suç işlediklerini söyledi. “Bu yasa, halkımızın şanlı mirasını yok etmeyi amaçlayan halkımıza ve topraklarımıza karşı bir savaştır” dedi. Yusuf, bu yasa 67 yıldır topraklarımızı işgal eden İsrail’in, 138 devletin Filistin Devleti’nin başkenti olarak kabul ettiği Doğu Kudüs’te kalması anlamına geldiğini ifade ederken ayrıca Yahudi yerleşimciliğinin özendirilmesiyle Filistin topraklarının ve halkın mülkünün işgal edilmesine teşvik edildiğini vurguladı. Sözcü, İsrail’in bu eyleminin ilke, değer, yasa ve barışı tehdit ettiğini söylerken uluslararası toplumun tehlikeli işgal politikaların durdurulmasına yönelik çağrısını yineledi.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Hamas, İsrail devletini, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı olduğunu vurgulayan “Yahudi ulus devlet” yasa tasarısının İsrail meclisinde kabul edilmesini kınadı. Filistin tarafı, “İsrail tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi anavatanıdır” denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve haklarını görmezden gelen yasaya tepki gösteriyor. İslami Cihad liderlerinden Dr.Hüseyin el-Hasaye “yasa herhangi bir şüpheye mahal bırakmadan 1948 Filistin topraklarına el koymayı içerdiği gibi Batı Şeria’nın da pek çok kısmını oradaki yerleşimciler lehine el koyacaktır” açıklamasında bulundu.

Hasaye “Bu kanun yürürlüğe girdiğinde Kudüs ve içeride yeni bir tehcir politikasıyla karşı karşıya kalacağız. Bu yasaya karşı ulusal ve bölgesel düzeyde güçlerimizi birleştirip karşı koymamız gerekir” dedi ve kanunu son yıllarda İsrail parlamentosu tarafından çıkarılanların en tehlikelisi olarak nitelendirdi. Irkçı kanunun Yahudilere tanınan imtiyazı arttırdığını bu toprakların gerçek sahibi olan Arapları ikincilleştirerek onları göçe zorladığını söyleyen İslami Cihad lideri, Filistin hükümetini bu tehlikeli adımı düzeltmeye ve ihtilal güçleriyle aralarındaki koordinasyonu durdurmaya çağırdı.

Hamas Sözcüsü Fevzi Berhum da yayımladığı açıklamada, bu yasayla Filistin halkının, kendi topraklarındaki tarihi hakkının, mal varlıklarının ve kaynaklarının hedef alındığına işaret etti ve ekledi: “İsrail işgal güçlerinin işlediği ihlallere, bölgesel ve uluslararası camianın sessiz kalması ve ABD’nin sınırsız desteği neticesinde bu adımlar atılıyor.” denilen açıklamada, “Bu yasalar, hukuksuzdur. Realitede hiç bir şey değiştirmeyecek.” ifadesine yer verildi.

Öte yandan “İsrail’de “Adalet Merkezi” yasanın ırkçı bir yasa olduğunu belirterek İsrail, Doğu Kudüs ve işgal altındaki Golan tepelerindeki Filistinli vatandaşlara karşı ayrımcılık içerdiğini belirtti. Merkez yayınladığı bildiride yasayı uluslararası kanunlara aykırı ırkçı bir yasa olarak değerlendirdi.

Adalet Merkezi bu antidemokratik kanunun ilk kez Yahudi ırkını devletleştirmeyi sağladığını söyleyerek Yahudiler’in imtiyazlarını yerleştireceğini, Filistin halkını da ikinci plana iteceğini açıkladı. Açıklamada bu kanunla ilke ve kanunların hatta İsrail devletinin tüm vatandaşları kapsadığını yazan kendi kanununu bile deldiğini vurguladı.

Bu bağlamda Türkiye’den de bir açıklama geldi ve kanun, uluslararası kanunlara aykırı ve Filistinlilerin hakkını söküp atan bir kanun olarak kınandı.

AB de yeni kanunla ilgili olarak iki devletli çözümü zora sokan endişe verici bir karar olarak nitelendirdi.