Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran’ın Babu’l Mendeb Boğazı’na saldırısı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tahran rejimi kurnazdır, bu özelliği onu, Irak’taki Saddam rejimiyle kıyaslandığında, önceki kötü rejimlerden ayırır. Husilerin Kızıldeniz’deki Babu’l Mendeb Boğazı’nı hedef almaları sadece bir İran saldırısıdır. İran rejimi Körfez’deki Hürmüz Boğazı gibi petrol nakil koridorlarını vurmakla tehdit ediyor ama Babu’l Mendeb Boğazı’ndaki petrol tankerlerini bombalamak işini kendisine roketler veren Yemenli Husi vekiline veriyor.

Bir yandan İran, doğrudan sorumluluğu üstlenmeden Amerika Birleşik Devletleri ve bölge ülkelerine karşı tehditlerini yerine getirmeyi başarmış oldu. İranlılar doğrudan sorumluluğu üstelenmez diyoruz çünkü görünürde olayı yapanlar Yemenli. Suudi Arabistan gibi petrol ihraç eden ülkeler petrollerini Kızıldeniz’den geçirmekten vazgeçerse, İran petrol ihracatını kısmen bozmayı ve dünya petrol piyasasında kaos yaratmayı başarmış olacaktır.

Aslında Lübnan’daki Hizbullah, Gazze’deki Hamas, Irak’ta Asibi El-Hak ve Yemen’deki Husiler İran’ın bölgedeki vekilleridir ve on yıllardır İran tarafından büyük meblağlarla finanse edilmiş ve silahlanmıştır. Batı ve başta ABD olmak üzere, İran’la olan çatışmanın başlangıcında, Tahran’ın oyununa gelerek, İran’la bağlantılı olduklarını bilmelerine rağmen, örgütlerle bağımsız organlarmış gibi görüştü, isteklerine uydu ve anlaşmalar yaptı. ABD örgütler ve İran arasındaki ilişkileri bilmediğinden değil, İran’la doğrudan bir çatışmaya girmemek için bu yolu tercih etti.

Lübnanlı Hizbullah, 1980’lerde Beyrut’ta bir dizi Amerikalı ve diğer Batılıları kaçırıp öldürdüğünde, Batılı hükümetler, kaçırılanın serbest bırakılması için arabuluculuk rolünü üstelenmek için İran ve Suriye rejimlerinin müdahalesine ihtiyaçları oldu. Sonuç olarak, bu uygulamalar yanlış yönetilen oyunun kurallarını ortaya koydu ve düşük maliyetle İran’ın etkisinin yükselmesine yol açtı.

İran, suçlarının bedelini hiçbir zaman ödemedi, İran’a karşı Batı’nın en çok büyük yaptırımları, Lübnanlı Hizbullah liderlerine suikast düzenlemesiydi, ama bu ucuz bir yatırımdır, zira; İran, öldürülen liderleri diğer Lübnanlılarla değiştirilebiliyordu. Yaklaşık 30 yıl boyunca Tahran’daki gerçek suç yöneticisi hiçbir zaman yaptıkların bedelini ödemedi. Batı, 1980’lerde ve 1990’larda, bu örgütlerin eylemlerini  İran’a doğrudan mal etseydi, Hizbullah, Hamas, İslami Cihad, Asib El-Hak ve diğer örgütler ortaya çıkmazdı. İran, Beyrut’taki ve Suudi Arabistan’daki Huber Kulelerindeki Amerikalıların öldürülmesinden, Paris sokaklarındaki kanlı saldırılardan veya TWA gibi uçakların kaçırılmasından sorumlu tutulmamıştır.

Bugün, Tahran bundan önce Güney Lübnan’da yaptıklarını tekrarlıyor, zira; Husiler, Tahran’ın emirlerini yerine getiren bir İran örgütüdür. Babu’l Mendeb’e yapılan bu saldırı, Beyaz Saray’ın kararlarına tepki olarak İranlı liderlerin tehditlerinin yerine getirilmesine yönelik bir saldırıdır. İran Devrim Muhafızlarının Kudüs Tümeni Komutanı General Kasım Süleymani, Hürmüz Boğazı’na yönelik saldırıları gerçekleştirmeye hazır olduğunu söylemesi gerçek plan üzerindeki dikkatleri dağıtmaya yöneliktir. İran, elini kire bulaştırmadan kendisinin yerine Husilere, yine kendi adına, görevi yerine getirmesini istedi.

Tahran, üzerine sorumluluk almaksızın, varlığını ve koşullarını silahlı gruplarını kullanarak empoze etmek istiyor. Hiçbir devlet bu vekiller savaşında İran’a karşı kendi vekillerini oluşturmaya çalışmadı. Son yıllarda Suriye’de yaşanan savaş bunun istisnası sayılabilir. Bu savaşta, İran’ın vekili olan Hizbullah’ın başarısızlığından sonra, müttefiki olan Esed rejiminin vekalet savaşında düşmesinden korkan İran, tarihinde ilk defa güçlerini göndermeye zorlandı, ama buna rağmen Suriye’nin silahlı muhalefetinin önünde başarısızlığa uğrayarak Rus kuvvetlerine başvurdu.

Tahran rejimi, örgütlerinin eylemlerinden sorumlu olduğunu ve suçlarını doğrudan ödeyeceğini anlamadıkça, İranlılar kaos ve terörizmi yaymaya; Lübnan, Suriye ve Irak’a müdahale etmekten vazgeçmeyecekler.