Yemen’de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’ndan (Arap Koalisyonu) üst düzey bir yetkili Bab’ül Mendep ve Kızıldeniz’in güvenliğinin sağlanmasına yönelik uluslararası ve bölgesel alanın da sorumlulukları olduğunu söyledi. Açıklama, Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Türkî el-Maliki’nin Husilerin Hudeyde’deki Sevre Hastanesi’ni ve balık pazarını hedef aldığını duyurduğu sırada geldi.

Bir Koalisyon yetkilisi, el-Arabiya kanalına verdiği demeçte uluslararası ve bölgesel bir sorumluluklar olmasına rağmen Arap Koalisyonu’nun Bab’ül Mendep ve Güney Kızıldeniz’in güvenliğini sağlamak için tüm uluslararası toplum adına da çaba sarf ettiğini belirtti. Bab’ül Mendep Boğazı’ndaki ticaret ve petrol akışını sağlamak için sarf edilen çabalara katılımda uluslararası alanın da menfaatin bulunduğuna dikkat çekti.

Arap Koalisyonu Sözcüsü Albay Türki el-Maliki de dün Riyad’da düzenlediği basın toplantısında Husilerin Hudeyde’deki Sevre Hastanesi ve balık pazarını hedef aldığını gösteren deliller sundu.

Maliki, saldırıda kullanılan mühimmatın Husi milislerine ait olduğunu belirterek Hudeyde’deki askeri operasyonların bir haritasını sundu. Haritadaki kırmızı noktaların Koalisyon’un bombaladığı hedefler, yeşil noktanın ise Sevre Hastanesi ve balık pazarı olduğunu kaydetti.

Maliki açıklamalarının devamında şunları söyledi:

“Şehrin dışındaki bir havalimanı civarındaki milis teşebbüslerine karşı konuldu. Ayrıca bu iki gün içinde gerçekleştirilen askeri operasyonlar, Hudeyde’nin güneyindeki Tahita beldesinde yoğunlaştı. Husiler, hava bombardımanlarının hastane ve pazar üzerindeki etkilerini gösteren görüntüleri kendilerine ait el-Mesire kanalından yayınlayarak yaptıklarını da kınamış oldu. Koalisyon, askeri operasyonların başlangıcından bu yana Yemen’deki operasyonlardan öğrenilen dersler, askeri hedefler ve uluslararası hukuk çerçevesinde çatışma ilkelerini geliştiriyor. Cenevre Sözleşmesi ve ek protokolleri uyarınca bu ilkeleri uyguluyor. Husi milislerinin uluslararası ve insani hukuku ihlal ettiğini biliyoruz. Husiler devleti, meşru hükümetin yönetiminden çıkardılar ve özellikle eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in öldürülmesinden sonra Yemen halkına karşı çok sayıda düşmanca eylem gerçekleştirdiler.”

Maliki, BM’nin geçici başkent Aden’de ofis açmayı reddetmesine yönelik yaptığı açıklamada da şu değerlendirmelerde bulundu:

“Uluslararası yetkililere birçok kez bilgi verdik. Sana’da çalışan görevlilerinin karşı karşıya kaldıkları riskler şehir dışında başka ofislere sahip olmayı gerekli kılıyor. Görevliler, sadece diğer illerde değil, aynı zamanda başkent Sana’da da hareket edemiyor. Ayrıca burada çelişkili veriler de var. Mesela BM bir yandan ölen 10 binden fazla sivile dair açıklamalar yapıyor. Diğer yandan raporlarında bu sayısı verirken 5 binden fazla sivilin öldüğünü söylüyor.”

Saldırılara tepki büyüyor

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Yemen İnsan Hakları Bakanlığı da Husilerin Hudeyde’deki Sevre Hastanesi’ne ve balık pazarına gerçekleştirdiği saldırıyı “Korkunç suç, iğrenç katliam” diye niteleyerek kınadı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada saldırıda 14 kişinin öldüğü ve çoğunluğu sivil olan 30 kişinin de yaralandığı bilgisi verildi.

Yemen resmi ajansı SABA’nın aktardığı bilgilerde de Bakanlık tarafından yapılan şu açıklamaya yer verildi:

“Bu iğrenç suç, uluslararası insan haklarının, dört Cenevre Sözleşmesi’nin ve ek protokollerin ciddi bir ihlali anlamına geliyor. Bu, insanlığa karşı işlenen ve zaman aşımına uğramayacak bir savaş suçudur. Kasıtlı bir şekilde işlenen bu suç, Güvenlik Konseyi toplantısı ile aynı zamana denk geldi, BM elçilerinin yaptığı bilgilendirmeden saatler önce gerçekleştirildi. Gözlemciler ve görgü tanıklarıyla birlikte olayı yaşandığı ilk dakikadan bu yana takip ediyoruz. Tanıklar saldırının Husi milisleri tarafından askeri kışlalara dönüştürülen ve füzelerin fırlatılması için platform olarak kullanılan komşu mahallelerden atılan bir dizi havan mermisi ile gerçekleştirildiğini teyit etti. Arap Koalisyonu da daha önce yaptığı açıklamada saldırının gerçekleştiği gün Hudeyde üzerinde herhangi bir uçuş kaydedilmediğini bildirmişti.”