Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Şii dini merciden Basra’nın “federasyon” talebine ret | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak’ta Necef merkezli Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani, hakların elde edilebilmesinin tek yolunun, kitlelerin tepkisini sürdürmesinden geçtiğini söyledi.

Ali es-Sistani, Muhammed Said al-Hakim and Muhammed Ishak al-Fayad ile birlikte dört büyük Şii dini merciden biri olan Ayetullah Beşir el-Necefi ise, zengin petrol yataklarına sahip Basra’nın “federasyon” olması yönündeki talepleri reddetti.

Bu arada Irak’ın güneyindeki Basra ve Mesna gibi bazı kentlerde, oturma eylemleri birinci haftasını doldururken, ülke genelindeki gösteriler yarın birinci ayına girmiş olacak. Necef’deki dini otorite de kitlelerin öfkeli tutumunu sürdürmesi gerektiğini yineledi.

Ahmed es-Safi: Iraklıların tepkisi ve öfkesi sürmeli

Irak’ta Necef merkezli Şii dini merci Ali es-Sistani’nin vekili Ahmed es-Safi, dün Cuma hutbesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bir kişi ekonomik, toplumsal, kişisel veya siyasi, askeri alanlarda öfkelenmesine sebep olacak bir sorunla karşı karşıya kalmışsa, bu durum, kişinin söz konusu sorunla mücadele etmesi için onu evinden çıkarır. Kontrollü öfke, övülmüş öfkedir. Öfkenin olumlu etkileri vardır. İnsan, başına gelen şeylerden etkilenir ve öfkelenir. Bu öfke, bazen kişinin kendini koruma refleksiyle olur bazen de bir amacı, bir kutsalı korumak ve onun kirletilmesine mani olmak için ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.

Hutbenin devamında Safi, “Öfkenin, kendisini olumlu bir biçimde ifade edecek bir üslubu ve talepleri olması gerekir. Öfkenin buna hakkı var. Çünkü hak verilmez alınır. Başına gelen olumsuzluklara, kontrollü olması şartıyla, öfkelenmek de hak talep etmenin bir parçasıdır. İşte o zaman kanıtların inandırıcı olur ve taleplerine kulak verilir. Öfke çok önemlidir ve kontrol altında tutmak gerekir” diye konuştu.

Necefi: Irak’taki temel sorun yasaların uygulanmaması

Bu bağlamda Şii dini merci Beşir Necefi, Irak’taki sorunun yönetim şeklinden değil, yasaların uygulanmamasından kaynaklandığını söyledi.

Necefi, dün Basra ilinden gelen heyeti kabul etti. Heyetteki üyeler yapılan görüşmede Basra’nın “federasyon” olması yönündeki taleplerini iletti.

Konuya ilişkin Necefi’nin ofisinden yapılan açıklamada, federasyon taleplerine karşı Necefi, “Bunun için referandum ve güçlü, dürüst kadrolar gerekir. Ayrıca bu, federasyonların ayrılmasına ve bölünmesine engel olabilecek güçlü bir merkezi devlet şartlarında gerçekleşmesi gerekir. Sorun Irak’taki federasyon yasalarının uygulanmasında değil, fakat söz konusu sorun federasyonları ve merkezleri yönetecek güçlü ve dürüst kadrolarda. Irak’ın yakınlarında veya uzak ülkelerde federasyonu belirli rejimler ve ölçütler doğrultusunda uygulayan devletlerin tecrübesi var ortada. Önemli olan Irak’ın birliğini korumak” ifadelerini kullandı.

Ali es-Sistani, haklarını elde edebilmesi için kitlelerin öfkeli duruşunu sürdürmesi ve bunu da makul sınırlar içerisinde yapmaları gerektiğini söyledi.

Fadıl Kureyşi: Protestolara destek, belli şartlara bağlıdır

Şarku’l Avsat’a konuşan Şii din adamı Fadıl Kureyşi ise şunları söyledi:

“Şii lider Ali es-Sistani, gösterilere ve protestolara olan desteğini açıkladığı ilk zamanlarda bunu belirli şartlara bağlamıştı. Bu şartların en önemlilerinden biri de gösterilerin barışçıl bir şekilde, kamu ve özel mülkler tahrip edilmeden yapılmasıydı. Bu yüzden protestoların barışçıl olmaktan çıkması, güç kullanılarak bastırılmasını gerektirdi. Dini merci de hak talep etmenin yasal olduğunu, gösterilerin de bu hakkın bir parçası olduğunu her zaman vurguladı. Ancak yetkililerin baskıların boyutunu görmesi ve talepleri kabul etmesi için onlara yapılan baskıyla birlikte sahici taleplere odaklanılması gerekir. Herkesin de kabul ettiği gibi dini merci, emniyet görevi görür. Aldığı kararlara hem göstericiler hem de yetkililer önem verir” değerlendirmesinde bulundu.

Dr. Halid Abdulleh: Federasyon talebi yeni değil

Öte yandan Necefi’nin Basra’daki “Federasyon” taleplerini reddetmesini Şarku’l Avsat’a değerlendiren siyaset bilimi uzmanı Dr. Halid Abdulleh, “Basra’nın federasyon olma talebi yeni bir durum veya gösterilerle birlikte ortaya çıkmış bir olgu değil. Bu talepler resmi olarak ilk kez 2008’de gündeme geldi. Ancak federasyon olabilmesi için resmi kanallardan gerekli desteği görmedi. Irak Anayasası’nın 119. Maddesi federasyonu kabul etmekte. Fakat bunu coğrafi temelinde kabul ediyor, mezhep temelinde değil. 2006 ve sonrasında mezhep temelli ayrışmaların iyice belirginleşmesi, şu an Irak’ta federasyon olgusuna yönelik korkuların devam etmesine sebep oluyor. Federasyon taleplerinin kabulü, ülkenin mezhep ve etnisite temelinde devlet veya devletçiklere bölünmesinde bir başlangıç noktası görevi görebilir. Federasyon talebi sadece Basra’yla sınırlı kalmayacak, 2013 yılında federasyon almak isteyen ve bu konuda tüm şartları sağlamasına rağmen hükümet tarafından federasyon talebi rafa kaldırılan Selahaddin iline de uzayacak. İçerde duyulan korku, bu taleplerin başkalarını da beraberinde getirmesi ve en nihayetinde ülkenin bölünmesine yol açmasıdır” diye konuştu.

Toplumsal dokuyu etkileyen federasyon sistemi, merkezi hükümetin mevcut sorunlardan kurtulmak için federasyon taleplerini kabul etmesinin bir çözüm olup olmadığı sorusunu da yanıtlayan Abdulleh, “Açıkçası federasyon, Irak için başarılı veya işe yarar bir çözüm değil. Çünkü böyle bir yapının en büyük risklerinden biri de toplumdaki dokuyu etkilemesidir. Bazıları bu taleplerin, günümüzde insanların bu yöndeki hassasiyetini kaşımaktan başka bir şey ifade etmediğini düşünüyor. Çözüm belki de merkezi hükümetin illerdeki yerel yönetimlere yetkilerin devredilmesi şeklinde olabilir” ifadelerini kullandı.

Ancak Başbakanlık Ofisi Sözcüsü Sad el-Hadisi bu konuda yaptığı açıklamada, “Yetkilerin devredilmesi süreci 2015’in Ağustos ayından bu yana sürüyor. Fakat bu yetkilerin devredilmesi, tecrübeyi ve çatışmadan uzak kalmayı gerektirir. Özellikle birçok il meclis yönetimi bu konuda sıkıntı çekmekte” şeklinde konuştu.

Ayrıca Irak hükümeti, iki gün önce ülkenin orta ve güneyinde yer alan illere Başbakan’ın ödemeyi vadettiği özel ödeneğin uygulamaya konulduğunu duyurmuştu. Ancak sokaktaki tansiyonun yüksekliğine bakılırsa, söz konusu ödenek, halkı, gösterileri durdurma konusunda ikna etmiş görünmüyor. Dün Basra, Meysan, Mesna, Zikari ve hatta başkent Bağdat’ta gösterilerin devam etmesi, halkın tepkisinin sürdüğünü gözler önüne seriyor.