Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran’da protestocular molla eğitim merkezine saldırdı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran’daki protesto gösterileri birçok şehirde sürerken, İranlı protestocular dün gece, başkent Tahran yakınlarındaki Kerec bölgesinde, bir Molla eğitim merkezine saldırdı.

Saldırıda bir kişi hayatını kaybetti. ABD yaptırımlarının yaklaşması ve yer yer çıkan protestolarla birlikte bu yeni gelişme mollalar rejimi için bir tehdit olarak görülüyor. Bu durumun ekonomiye olan yansımaları da bulunuyor. ABD yaptırımlarının uygulamaya konulacağı tarihin yaklaşmasıyla birlikte ülkenin para birimi hızla değer kaybetmeye devam ediyor.

İran’ın resmi haber ajansı tarafından, önceki gece yayınlanan habere göre, Şiraz, Ahvaz, Meşhed ve Tahran’da yüzlerce kişinin katıldığı protesto eylemleri düzenlendi.

İran’ın İsfahan, Tahran ve Kerec kentlerinde de enflasyonun yükselmesi ve ABD yaptırımlarının uygulanacağı 7 Ağustos tarihinin yaklaşmasıyla birlikte ülkenin para birimi riyalin giderek değer kaybetmesi protesto edildi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre, saldırıya uğrayan okulun müdürü Huccetu’l İslam Hindiyani “Beş yüz kadar protestocu, dün gece yarısından sonra, okulun kapısını kırarak içerde yangın çıkarma girişiminde bulundu. Taş vardı ellerinde ve rejim karşıtı sloganlar eşliğinde okul mescidinin bütün pencerelerini kırdılar” dedi.
Hindiyani açıklamasında, polisin duruma müdahale ederek, bazı protestocuları gözaltına aldığını bildirdi.

Fars News’in haberine göre, Tahran’ın batısındaki Kerec kentinde çıkan gösterilerde en az bir kişi hayatını kaybetti 25 kişi de tutuklandı. Haberde, bir göstericinin öldüğü olayda “kimliği belirsiz kişi veya kişilerce ateş açıldığı” ve “ruhsatsız silahların kullanıldığı” bilgisine yer verildi. Ajansa açıklamada bulunan Devrim Muhafızları Sözcüsü, “Bu yeni protesto dalgasında protestoları kadınlar yönetiyor” dedi.

İran üniversite öğrencileri haber ajansı İSNA’ya konuşan Barz kenti Emniyet Müdür Yardımcısı Hayrullah Tarhani, “Bu süreçte yönetim protesto yürüyüşlerini takip etmeye ve göstericilerin seslerine kulak vermeye çalıştı. Ancak gördüğümüz kadarıyla bunlar ekonomik talepler değil tamamen rejim karşıtlığı” ifadelerini kullandı.

Tarhani açıklamasında, söz konusu olayların çıkış sebepleri arasında fiyatlardaki yükselme, döviz kuru ve külçe altındaki fiyat artışı, ekonomik bunalım, psikolojik savaş ve ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesini gösterdi.

İran Çalışma Bakanı Ali Rebii önceki gün İtimad gazetesine yaptığı açıklamada, ABD yaptırımlarının bir sonucu olarak ülkede işsizlik oranında artış yaşandığını ve işsiz sayının yaklaşık bir milyona ulaştığına işaret etti. Rebii, ABD yaptırımlarının uygulamaya girmesiyle ülke üzerindeki ekonomik baskının daha da artacağını ifade etti.
Son protesto dalgası İran basınında geniş yer buldu. Ekonomi gazetesi “Cihan-ı Sanat” manşete taşıdığı haberde, hükümetin, vatandaşların yaşadığı sorunları görmezden geldiği ve fiyatlardaki artış hususunda çaresizliğini dikkatlerden kaçırmak için suçu ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesine attığı belirtildi. Haberde, yetkililerin talepleri karşılanmayan halkın öfkesine karşı “dış güçleri” günah keçisi olarak ilan ettiği ifade ediliyor. Haberin devamında ise “Birçok siyasetçi, ekonomist ve analist gösterilerin ay sonuna kadar sürmesini bekliyor. Zira ekonomik koşullar insan üzerindeki baskıyı daha da artırıyor” ifadeleri yer aldı.

Gazetede dış politikanın detaylı olarak değerlendirildiği bir yazıda ise şu ifadeler kullanılıyor : “Önümüzdeki süreçte ekonomik gidişat ile ilgili endişeleri olan insanlar, İran’ın Yemen ve Suriye’deki varlığına ve buralara harcadığı paralara karşı son derece öfkeliler. İran kamuoyu sorguluyor: Ekonomik şartlar gittikçe kötüleşirken İran neden hala bu ülkelerdeki varlığını sürdürüyor? Döviz kuru ve altın fiyatlarını bile idare etmekten aciz yetkililer varken neden İranlı askerler ABD’ye yönelik sert bir üslup benimsiyor? Elinde kalanı da ABD ile bir savaşta kullanmayı nasıl isteyebilirler? ABD ile müzakereye oturmak belki de İran üzerindeki yaptırımları engelleyecekken neden İran, ABD ile müzakereyi reddediyor?”

Fars News’in bölgeden aktardığına göre, gösteriler sırasında “Diktatöre Ölüm!”, “Ne Gazze ne Lübnan İran canım sana feda” şeklinde sloganların atıldığı bildirildi.

ABD, 2015’te imzalanan nükleer anlaşmadan Mayıs ayında çekildiğini ilan etti. Anlaşma, İran’ın nükleer programında sınırlamaya gitmesi karşılığında ülkeye uygulanan uluslararası yaptırımların hafifletilmesini öngörüyordu. İran’ı güvenlik tehdidi olarak niteleyen Washington, anlaşmadan çekilmesinin ardından Tahran’a yönelik yaptırımların yeniden uygulamaya konulacağını duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump mayıs ayında İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamıştı. Beyaz Saray, İran’a 7 Ağustos’tan itibaren yeni yaptırımların uygulanacağını duyurmuştu.

ABD, İran’dan petrol ve doğalgaz ithal eden ülkelere bu ticareti durdurmaları için 4 Kasım 2018’e kadar süre vermişti. Yaptırımların ikinci safhası da 4 Kasım’da başlamış olacak.

ABD 7 Ağustos’tan itibaren İran’n altın ve kıymetli madenleri ticaretine yasak getirecek. Ham veya yarı işlenmiş metaller, kömür ve endüstriyel yazılımlar da yaptırım listesinde yer alıyor.

İran’da imal edilen halı ve gıda maddelerinin ithalatı ve bazı mali işlemler de yaptırım kapsamında yer alacak.

İran’da birçok protesto gösterisi mali sorunlar ve yolsuzluk gibi konularda atılan protestolarla başlarken bu süreç hızla evrilerek rejim karşıtlığına dönüşebiliyor. Bu yüzden batıyla işbirliğine karşı çıkan muhafazakar din adamları, rejim karşıtı gösterileri gerekçe göstererek Ruhani hükümetine ağır eleştiriler yöneltebiliyor. Muhafazakarlar böylece yolsuzluğa karşı çıkan her öfkeli hareketten faydalanarak Ruhani’den kurtulmaya çalışıyor. Ülkedeki muhafazakar kesime yakınlığıyla bilinen Kum Haber sitesi, Meşhed’de kılınan cuma namazı sonrası hatibin gösteri için toplanan kalabalığa yaptığı konuşmayı yayınladı. Kalabalığın kendisini destekleyen sloganları arasında Hatip yaptığı konuşmada şunları söylüyor: “Birçok milletvekiliniz halkın sorunlarıyla ilgilenmiyor. Çoğunun pasaportu var ve aileleri yurtdışında yaşıyor. Yargının bunları bularak tutuklaması gerekir”

Sosyal medya aracılığıyla yayınlanan görüntülere bakılırsa günlerdir süren protestoların, 25 kişinin ölümüyle sonuçlanan Aralık ve Ocak aylarında yapılan protestolar gibi alan bulabileceği düşünülüyor. İranlılar ise ekonomideki kötü gidişatı daha da ileri boyuta taşıyacak olan ve yarından itibaren uygulamaya konulacak ABD yaptırımları için endişeli bekleyişi sürdürüyor.
İran Ulaştırma Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, yaptırımlar uygulanmadan önce Fransa ve İtalya’nın ortak uçak üreticisi ATR’den bugün 5 uçak teslim alınacağını açıkladı.

Bu arada 3 yıl önce İran pazarına giren Peugeot, Renault ve Total gibi çok uluslu, dünyanın önde gelen Fransız şirketleri, ülkeden çıkmaya hazırlanıyor. Başkent Tahran’da hidrokarbon işi yapan Batılı bir iş insanı ise yaptırımların ne şekilde uygulanacağı konusundaki belirsizliğin kendilerini endişelendirdiğini söylüyor.

Tüm bu gelişmelerin İranlıların günlük hayatına nasıl etki edeceği henüz net değil, ancak Tahran’da ekonomiyi takip eden batılı bir diplomatın ifadelerine göre, temel gıda maddelerdeki fiyatların oldukça yüksek olduğu belirtiliyor.
O diplomat, yaptığı açıklamada şunları söylüyor:

“Hammadde ithalatının azalmasından duyulan endişenin sonucu olarak araba fiyatlarında çok yüksek oranlarda artışların olduğunu görüyoruz. Kasım ayındaki petrol satışlarındaki etkileri de hesaba katarsak o zaman bunun günlük hayatın üzerindeki etkilerini görmek için elimizde daha net bir resim olacak.”