Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Pentagon: Çin, ABD hedeflerini vurmaya yönelik tatbikatlar yapıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Pentagon ocak ayında Pekin ve Rusya’yı yeni ulusal savunma stratejisinin merkezine koymuştu. Washington ve Pekin arasında gerginliklere sahne olan askeri süreç devam ediyor. Söz konusu ilişki son aylarda, özellikle de Pentagon’un birçok ülkeyi kapsayan deniz tatbikatları için Çin’e yaptığı daveti geri çektiği mayıs ayında bir dizi sınamaya maruz kaldı. Bu nedenle Pentagon’un perşembe günü yayınladığı ve Amerikan Kongresi’ne sunduğu yıllık raporda Washington’ın Çin’in büyüyen askeri, ekonomik ve diplomatik gücü konusundaki rahatsızlığı ve Pekin’in uluslararası nüfuzunu inşa etmek ve bölgesel hegemonya kurmak için bunu nasıl kullandığına yönelik bilgiler yer aldı. Raporda Çin Hava Kuvvetleri’yle ilgili olarak şu ifadeler kullanıldı:

“Pekin’in bombardıman uçakları, Çin’den uzaktaki hedeflere ulaşmak için kapasitesini olabildiği kadar geliştirdi. Son üç yıl içinde Çin Halk Kurtuluş Ordusu, bombardıman uçaklarının su üzerindeki operasyon alanını hızla genişletti ve kritik denizcilik bölgelerinde tecrübe kazandı. Çin muhtemelen ABD’nin ve Amerikan müttefiklerinin hedeflerini vurmaya yönelik tatbikatlar yapıyor ve operasyonlarını Pasifik Okyanusu’na doğru genişletiyor..”

Çin’in küresel nüfuzunu artırma çabalarına ve Pentagon’un tahminine göre 2017 yılında 190 milyar doları aşan savunma harcamalarına vurgu yapılan yıllık rapordaki söz konusu değerlendirmeler ABD ve Çin arasındaki ticari gerilimin arttığı bir zamanda geldi.
Raporda, ekonomik büyümede beklenen yavaşlamaya rağmen Çin’in resmi savunma bütçesinin 2028 yılına kadar 240 milyar doları aşacağı belirtildi. Pentagon sunduğu raporda, Çin’in uzay programının da hızla ilerleme kaydettiği bilgisini vererek “Çin Halk Kurtuluş Ordusu, uzayın askerileşmesine karşı çıktığını ilan etmesine rağmen uzaydaki askeri kapasitesini güçlendirmeye devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

Başkan Donald Trump yönetimi geçen ay ordusuna altıncı bir kuvvet olarak “uzay gücü” eklemeye yönelik iddialı bir plan duyurmuştu. Bu gücün geliştirilmesini teyit eden argümanlardan biri, Washington’ın Pekin gibi rakiplerinin bir çatışma halinde ABD’nin uzaydaki varlığına daha fazla saldırı yapmak için hazırlanıyor olmalarıdır.

“Çin Halk Cumhuriyeti’nin Askeri ve Güvenlik Gelişmeleri” başlığını taşıyan raporda Çin’in uzun menzilli bombardıman uçaklarının başlıklarında nükleer kapasitesini geliştirmeye çalıştığı ve Çin Hava Kuvvetleri’nin yeniden nükleer bir misyonla görevlendirildiği belirtildi. Nükleer bombardıman uçaklarının yayılmasının ve kapsamlı hale getirilmesinin Çin’e ilk kez kara, deniz ve hava yoluyla konuşlandırılabilecek üç yönlü nükleer dağıtım sistemi sağlayacağı kaydedildi. Çin’in son dönemde tamamlanmış olan bombardıman uçaklarına ek olarak halihazırda nükleer savaş başlıkları taşıyabilen ve yapımının önümüzdeki 10 yıl içinde tamamlanması muhtemel olan uzun menzilli stratejik bir bombardıman uçağı geliştirmeye çalıştığına işaret edildi.

Çin Hava Kuvvetleri bu yıl, tartışmalı bölgedeki tatbikatlarının bir parçası olarak Güney Çin Denizi’ndeki adalara ve resiflere bombardıman uçakları indirmişti. Raporda, Çin ordusunun operasyonlarını genişletmeye devam ederek “kapasitesinin geliştiğini göstermeyen” bu uçuşları gerçekleştirerek Pekin’in hangi mesajı vermeye çalıştığının net olmadığı ifade edildi. 2017 yılının Ağustos ayında, Çin’e ait 6 adet “Şian H-6k” tipi bombardıman uçağı, Japon adalarının güneydoğusundaki Miyako Boğazı’nın üzerinde havalanmış, daha sonra ilk kez doğudan 47 bin Amerikan askerinin bulunduğu Okinawa’nın doğusuna yönelmişti.

Raporda Çin Kurtuluş Ordusu’nun “ABD’nin ve müttefiklerinin kuvvetlerini ve Guam da dahil olmak Batı Pasifik’teki askeri üsleri vurma gücünü” gösterebileceği de belirtildi. Haziran ayında James Mattis, 2014’ten beri Çin’i ziyaret eden ilk ABD Savunma Bakanı olmuştu.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Çin on yıllık bir programla geçmişte geri kalmış silahlı kuvvetlerini inşa ve modernize etme üzerinde çalışıyor. Çin’in askeri liderleri, 2050 yılına kadar dünya çapında bir orduya sahip olmayı hedef olarak belirledi. Nitekim Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, geçen yıl orduya çabalarını hızlandırma emrini vermiş ve ülkesinin savaşa ve zafere hazır bir orduya ihtiyacı olduğunu söylemişti.

Şi Cinping’in yaptığı çağrı Çin’e komşu ülkelerde, özellikle de Çin’le sınır anlaşmazlıkları yaşayan ülkelerde endişe uyandırmıştı.

Pentagon, Çin’in Pakistan gibi ülkelerde üsler inşa ederek küresel askeri varlığını genişleteceği tahmininde bulunduğu geçen yılki yıllık raporunu yayınladığında Pekin bunu reddetmiş ve raporu “sorumsuzca” olarak nitelendirmişti. Bu yılki raporda Çin’in Pakistan gibi ülkelerde yeni üsler kurmaya çalışacağı vurgulanıyor. Çin, ülkenin sınırları dışındaki ilk resmi askeri üssünü geçen yılın temmuz ayında Cibuti’de kurmuş ve birkaç ay sonra da Sri Lanka’daki Hambantota Limanı’nı satın almıştı. Bu durum, Washington ve diğer ülkelerde büyük tartışmalara yol açmıştı.

Cibuti’deki üssün açıldığı dönemde Çin’deki “Global Times” gazetesinin manşetinde Cibuti Üssü’nün Pekin’in planlarında büyük bir önem taşıdığı belirtilmişti. Gazetede şu ifadelere yer verilmişti:

“Bu kesinlikle Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun yurt dışındaki ilk üssüdür ve orada kalmak için asker göndereceğiz. Bu, ticari bir tedarik noktası değil. Bu üs, Çin filosunun ilerlemesine destek olabilir. Bu üs, birçok anlam ifade ediyor.”

Söz konusu küresel varlığın ana unsuru, borç verme ve altyapı projeleri yoluyla diğer ülkelerle ilişkileri güçlendirmeyi amaçlayan “Kemer ve Yol” girişimidir. Raporda ayrıca Çin’in Tayvan Boğazı’ndaki bir “acil durum” planı için sürdürdüğü askeri hazırlıklara da dikkat çekildi. Ayrıca şu tespitlere yer verildi:

“Çin resmi olarak Tayvan ile barışçıl bir yeniden birleşme çağrısı yapıyor ancak askeri güç kullanımını da asla reddetmiyor. Çin Kurtuluş Ordusu’nun Tayvan’ı Çin ile güç kullanarak birleştirmek için bir acil durum planı hazırlığında olması da muhtemeldir. ABD müdahale ederse Çin bu etkili müdahaleyi geciktirmeye ve oldukça yoğun, sınırlı ve kısa süreli bir savaşta zafer kazanmaya çalışacaktır.”