Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Iraklı uzmanlar: Nehirlerin kurumasının en büyük sorumlusu İran | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bağdat/Şarku’l Avsat

Irak ve İran’ı birbirine bağlayan coğrafi gerçekler nedeniyle ortaya çıkan sorunlar bir günde çözümlenecek gibi durmuyor. Uzun süredir iki ülkeyi birbirine bağlayan siyasi ilişkiler gerginlikler, çatışmalar ve iniş-çıkışlara sahne olurken, İkili ilişkiler 1980-1988 yılları arasında savaş çıkacak kadar kötüleşti. 2003 yılından sonra ise Tahran’ın Bağdat üzerinde önemli ölçüde etkili olmaya başladı.

Irak ve İran arasındaki sorunlar sınırların belirlenmesi ve ortak petrol alanları ile sınırlı değil. Bunun yanında su konusunda yaşanan sıkıntılar ve karşılıklı suçlamalar var. İran’ı kendi topraklarından çıkan nehirleri kesmekle suçlayan Bağdat, İran’ın Irak’taki nehirlerin kuruması ve Şattülarap nehrindeki tuz miktarının artmasından sorumlu olduğunu söylüyor. Buna karşılık İran ise Irak’ı el-Azim gölünde yaşanan kuraklık ve yangınları görmezden gelmekle suçluyor.

İran’ın suçlamalarına karşılık Iraklı uzmanlar, İran’ın kendi topraklarından çıkan tüm akarsu kollarını kesmesinden dolayı Irak’taki nehirleri vuran kuraklıktan ve bölgede hâkim olan kuraklık ve artan sıcaklık sebebiyle çıkan yangınlardan sorumlu olduğunu söylüyor.

Su kaynakları konusunda uzman olan Casim el-Esedi yaptığı açıklamada, “İranlılar gölün kendi toprakları içinde bulunan kısmını ‘el-Azim’ biz de gölün kendi topraklarımızda bulunan kısmına ‘Havizah’ olarak adlandırıyoruz. Söz konusu göl iki ülke arasında ortaktır. Gölün İran’da kalan kısmı yaklaşık bin 350 kilometrekare iken Irak’taki kısmı ise yaklaşık 1250 kilometrekaredir” dedi.

Esedi, Şarku’l-Avsat’a yaptığı açıklamanın devamında, “İranlılar Havizah gölünün 2016 yılında dünya mirasları listesine eklenmesine karşı çıkarak gölün kendi topraklarındaki kısmının da bu listeye dahil edilmesini istediler. Ancak biz kabul etmedik. Onlara siz Karkheh gölü üzerine 3 baraj ve 54 kilometre uzunluğunda toprak baraj inşa ederek gölün tüm su kaynaklarını kestiniz dedik. Yine onlara gölün dünya mirasları listesine eklenmesi sürecine dahil olamayacaklarını ve Havizah nehrinin kurumamasının onlar için önemli olmadığını söyledik” ifadelerini kullandı.

Ortada İran’ın şikayetlerini meşru kılan hiçbir sebep olmadığına vurgu yapan Esedi, mevcut belgelerin İran’ın aleyhinde Irak’ın ise lehinde olduğunu söyledi. 1975 yılında İran’ın Ramser kentinde imzalanan Ramser Anlaşması hiçbir devletin göllere suyun gitmesini engelleyen toprak veya beton baraj yapmasına izin vermediğini söyleyen Esedi “İran bu maddeye bağlı kalmadı. İran’ın değil Irak’ın şikâyette bulunması gerekirdi” ifadelerini kullandı.

Bu minvalde Zi Kar Valisi’nin su işleri konusundaki danışmanı Dr. Bedi Libnan el-Hayun İran’ın, kendi topraklarından çıkarak Irak’a ve Şattularap’a dökülen göllerin akarsu kollarını kapatarak Irak’taki göllere verdiği zarara vurgu yaptı.

Hayun, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, İran’ın suçlamalarının siyasi olduğunu ve Irak’taki göllere verdikleri zarardan sıyrılmak istediklerini söyledi.

Köylülerin taze ot elde etmek için çıkardıkları yangınların küçük zararları olduğuna değinen Hayun, “Yangınlardan çıkan duman ve gaz, uzak bölgelerde oturan halka ve çevreye zarar verebiliyor. Ancak bu yeni değil çok yaygın bir uygulamadır. Irak makamları şu ana kadar yangınlardan dolayı halktan birinin öldüğüne veya yaralandığına dair bir olayla karşılaşmadı” dedi.