İran, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından Avrupa’nın anlaşmayı korumaya yönelik tutumundan duyduğu memnuniyeti bir kez daha dile getirirken, Avrupa’nın atmış olduğu bazı adımların ise yetersiz olduğu ifade edildi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Pazar günü yaptığı açıklamada, ABD’nin çekilmesinin ardından Avrupa’nın nükleer anlaşmayı korumaya yönelik tutumuna ilişkin, Tahran’ın duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Zarif, Avrupa’nın ‘pratik adımlar atmaya henüz hazır olmadığına’ vurgu yaparken, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yaptırımlarla ilgili özel çalışma grubu kurulduğunu açıklamasına yanıt olarak, ABD’yi İran rejimini devirmeye çalışmakla suçladı.
İran, Avrupalıların adımlarını yetersiz olarak görüyor
Avrupa ülkelerinin şuan sadece tutumlarını açıkladıklarını belirten Bakan Zarif, Avrupalıların petrol ve bankacılık alanlarında yeni adımlar attıklarını söyledi. Tahran’ın Avrupalılar tarafından atılan adımları ‘yetersiz’ bulduğunu vurgulayan Zarif, “Bize göre, adımların atılmasından öncesinde en önemli mesele tutumun ilan edilmesiydi” şeklinde konuştu.
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz Mayıs ayında Washington’un nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklarken, iki hafta önce de, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları iki aşamalı olarak yeniden yürürlüğe girdiğini duyurdu. Ağutos ayında ilk aşaması uygulamaya konulan yaptırımların daha geniş kapsamlılarının Kasım ayında başlaması bekleniyor. Trump’ın Tahran’ın davranışlarını değiştirmeye zorlamak için daha sert yaptırımlar uygulamaya başlamasıyla, Avrupalı şirketler İran pazarından teker teker geri çekildi. Avrupa Birliği (AB) iki hafta önce bir kez daha boykot karşıtı kanunu yürürlüğe koyarken, kanun ABD yaptırımları ile aynı döneme denk geldi. Avrupa boykot karşıtı kanun, ilk kez 1996’da Avrupalı şirketleri ABD’nin yaptırımlarından ve maddi kayıplardan koruma amacıyla çıkarıldı.
Tahran’ın Avrupa’dan beklentisi yüksek
Avrupa ülkelerinden ABD yaptırımlarına karşı harekete geçmelerini isteyen Bakan Zarif, “Avrupalılar, uzak ve dışarıda kalan bir siyasi irade gösterdiler” dedi. Zarif, Tahran’ın Avrupa ülkelerinden beklentilerinin yüksek olduğuna işaret etti.
İran Dışişleri Bakanı Zarif, İran’a uygulanacak yaptırımlara yönelik ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Brian Hook başkanlığında kurulan özel eylem grubuna ilişkin açıklamasında ‘grubun amacının İran rejimini devirmek’ olduğunu ve ABD’li meslektaşı Mike Pompeo’nun ‘İran’ın davranışlarını değiştirmeye’ yönelik planlarının ‘başarısızlığa’ uğrayacağını söyledi. Reuters’ın haberine göre Zarif, 1953 darbesinin yıldönümü dolayısıyla Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajında, 65 yıl önce İran Başbakanı Muhammed Musaddık’a yapılan darbenin, ABD tarafından desteklendiğine işaret etti. Trump’ın dayattığı yeni yaptırımlar ile 1953’te Başbakan Musaddık’ı deviren darbeyi kıyaslayan Zarif, Tahran’ın tarihin tekerrür etmesine asla izin vermeyeceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Perşembe günü Washington’da yaptığı açıklamada, İran’a uygulanacak yaptırımlara yönelik ABD Dışişleri Bakanlığı bünyesinde özel eylem grubu kurulduğunu ve Bakanlığın Siyasi Planlama Dairesi Direktörü Brian Hook tarafından yönetileceğini aktarmıştı.
Zarif: Bir daha asla
Zarif, 1953 darbesinin yıldönümü dolayısıyla Twitter hesabı üzerinden paylaştığı mesajında, “65 yıl önce aynı günde ABD, halkın seçtiği merhum Dr. Musaddık hükümetini devirerek diktatör rejiminin yeniden güçlenmesini sağladı ve 25 yıl boyunca İran halkını egemenliği altına aldı. Bugün ise ABD yönetimi baskı, yalan ve demagojiyi içeren eylem planı vasıtasıyla aynı projeyi tekrarlamak istiyor. Bir daha asla!” ifadelerine yer verdi.
ABD ve İngiltere, İran’ın petrol endüstrisini ulusallaştırmak isteyen Başbakan Muhammed Musaddık’ı devirerek, iktidarı yeniden Şah Rıza Pehlevi’ye iade etmiş, 1979’da gerçekleşen İslam Devrimi ile Şah yönetimi yıkılmıştı.
İran, petrol satışı için yeni çözüm yolları arıyor
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri dün IRNA’ya verdiği demeçte, İran’ın petrol satışı ve petrol satışından elde edilen gelirlerin transferi için çözüm yolları aradığını söyledi. Ülkesinin nükleer anlaşmayı sürdürme senaryosunun yanı sıra Avrupalıların ABD’nin yaptırımları sonucu yaşadıkları sorunları çözememe senaryosuna da hazır olduğunu ifade eden Cihangiri, anlaşmanın korunmasının geri kalan ülkelerin anlaşmayı sürdürmelerine bağlı olduğunu belirtti.
Nükleer anlaşmanın geleceği konusunda Almanya, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya ile müzakerelerin sürdürüldüğüne işaret eden Cihangiri, Tahran’ın nükleer anlaşma taraflarının ‘siyasi performansından’ memnun olduğunu dile getirdi.
İran’dan İsrail ve ABD’ye karşı yeni önlem
Öte yandan İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Emir Hatemi, ülkesinin önümüzdeki günlerde yeni bir savaş uçağı tanıtacağını bununla birlikte İsrail ve ABD’den gelen tehditlere karşı balistik füze sistemlerini geliştireceklerini duyurdu. AFP’nin haberine göre, Cumartesi günü bir televizyon röportajında açıklamalarda bulunan Savunma Bakanı Tuğgeneral Hatemi, “En büyük önceliğimiz füze sistemlerimizin geliştirilmesi. Füze savunması alanında düşmanlarımızın çabaları göz önüne alındığında, bu sistemleri güçlendirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Birkaç gün önce kara ve deniz üzerindeki hedefleri vurabilecek kapasitede ‘Fatih Mübin’ adlı yeni nesil kısa menzilli balistik füzelerini görücüye çıkardıklarına dikkat çeken Bakan Hatemi, “Kaynaklarımız sınırlı ve mümkün olan en düşük maliyetle güvenliği artırmaya kararlıyız. Füzelerimizi düşmanlarımızın tehditleriyle orantılı olarak, düşmana karşı caydırıcı ve yıkıcı bir cevap verecek şekilde güçlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Ruhani, 28 Ağustos’ta parlamento karşısına çıkacak
İran Meclisi Başkanlık Divanı Üyesi Esedullah Abbasi, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin 28 Ağustos’ta, hükümetin ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik zorluklarla nasıl başa çıktığı konusundaki soruları yanıtlamak üzere parlamento karşısına çıkacağını söyledi. İran Meclis Haber Ajansı ICANA’nın haberine göre Abbasi, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin parlamento karşısına çıkacağı tarih olarak 28 Ağustos’un belirlendiğini kaydetti. Ancak IRNA Haber Ajansı’na göre İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hüseyin Ali Emiri, bu konuda ‘herhangi bir tarihin belirlenmediğini’ söyledi.