İtalya İçişleri Bakanı Matteo Salvini ile Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği’nde (AB) göç karşıtları ittifakı kurmak istediklerini açıkladı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, göç krizi karşısında pozisyonları birleştirmek hedefiyle Milano’da gerçekleştirdikleri toplantıda, İtalya İçişleri Bakanı Matteo Salvini hakkında, “Salvini, gücüm, kahramanım ve ortak kader yolunda yoldaşım” ifadelerini kulandı. Milano’daki Güvenlik Müdürlüğü’nün merkezinde gerçekleştiren toplantı, Salvini’nin hükümetteki bazı ortaklarının öfkelenmesine neden olurken, toplantıya İtalyan koalisyon hükümetinin ana partisi olan Beş Yıldız Hareketi partisinden hiçbir temsilci katılmadı.

Toplantıdan sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Salvini, “Avrupa’ya göçmen akınının önünü almak için birlikte çalışmak zorundayız. Bu toplantıyı diğer birçok toplantı takip edecek” ifadelerini kullandı.

Salvini, “İtalya, Macaristan’ın sınırlarını koruma konusundaki mutlak haklarına saygı duyuyor. Avrupa’yı değiştirmenin yolunun başlangıcı, ortak hedefimiz olan AB’nin dış sınırlarını korumaktır” dedi. Orban ise yasal ve pratik olarak göçmenlerin ülkeye gelmesinin durdurulmasının imkansız olduğunun söylenmesine rağmen, Macaristan’ın bunu gerçekleştirdiğini dile getirerek bunu büyük bir başarı olarak görüyor.

Beş Yıldız Hareketi’nden tepki

Fakat İtalya’yı, Avrupa’yı göçmenlere yasaklı müstahkem bir kaleye çevirmek gibi bir projeye sürüklemeye çalışan Salvini ile Orban arasındaki bu uyum, Beş Yıldız Hareketi içinde bir memnuniyetsizlik yaratıyor. Hareket, hükümetin sürekli bir seçim kampanyasındaymış gibi hareket eden Salvini’nin politikalarıyla nasıl rehin alındığını çaresizce izliyor.

Beş Yıldız Hareketi’ne yakın olan çevreler, Macaristan Başbakanı’nın “Salvini bir örnek teşkil ediyor ve Macaristan’da geniş bir popülariteye sahip. Eğer buradaki seçimlerde aday olmuş olsaydı kazanması kaçınılmaz olurdu. Salvini’nin sert üslubunu beğeniyorum. Denizler üzerinden gelen göçmen akınını durdurabileceğimizi kanıtladı. O, bu alanda liderdir ve başarısı Avrupa güvenliğine bağlıdır. Ondan bu tutumundan geri dönmemesini talep ediyorum. İhtiyacı olan yardımı sağlamaya hazırız” ifadelerine yönelik eleştirilerde bulundu.

Kuzey Ligi ve aşırı Macar sağı arasındaki bu yakınlaşmanın yeni olmadığını belirtmek gerekir. Fakat Avrupa çevrelerini endişelendiren şey, Avrupa’daki aşırı sağ güçlerin hızlı çabalarıdır. Onlar, gelecek yılın baharında yapılması planlanan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birleşik bir cephe oluşturmak için komisyonun yetkilerini baltalayıp Avrupa projesine darbe vurarak ve ulusal kararın kontrolünü ele geçirerek çabalarını birleştiriyorlar. Bu güçler, Alman Şansölyesi Angela Merkel’nin partisi, Orban liderliğindeki Fidesz Partisi, eski İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi’nin partisi ve İspanya Halk Partisi’nin üyesi oldukları Avrupa Halk Partisi içindeki mevcut anlaşmazlıkları istismar etmeye çalışıyorlar.

Orban’dan kaçamak yanıt

“Birçok şeyi değiştirmek istiyoruz. Avrupa sınırlarını demir yumrukla savunmaya çalışan yeni bir komisyon ve yeni bir Avrupa Parlamentosu istiyoruz. İttifaklar hakkında konuşmak için seçim sonrasını beklemek gerekir. Fakat Avrupa’nın rotasını düzeltmek için mümkün olduğunca fazla sandalye kazanmak için çalışıyoruz. Solcuları ve sosyalistleri uzaklaştırmak ve Avrupa kurumlarını orta yola çekmek için birlikte çabalıyoruz” açıklamasında bulunan Orban, sarf ettiği “çabalar” ile ne kastettiği hakkında gelen bir soruya cevap vermekten kaçındı.

Avrupa Komisyonu’ndaki gözlemciler, endişelerini gizlemiyor ve aşırı sağın tehditleri ile Avrupa projesine yönelik tehlikeyle karşı karşıya kalmanın ciddi bir sorunu barındırdığının farkındalar.

Macron’dan liderlere yanıt

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Danimarka’ya yaptığı ziyaret sırasında gazetecilere verdiği demeçte, Orban ve Salvini’nin göçmen karşıtı ve kendisine yönelik ifadeleri ile ilgili, “Ulusalcılara ve nefret söyleminde bulunanlara geçit vermeyeceğim. Göçmen dosyası hakkında başlıca rakipleri olarak karşılarında beni görmek istiyorlarsa haklılar. Şu anda Fransa’da olan şeyin milliyetçilik ve nefret politikası ile herhangi bir sorumluluk veya dayanışma söz konusu olmaksınız bize neyin uygun olduğunu dayatan Avrupa düşmanlığı olduğunu düşünüyorlarsa haklılar. Göç meselesini çözüme kavuşturmak için önümüzdeki günlerde derin kararlar vermeliyiz. Bu, sığınma hakkı gibi değerlerimize bağlı kalmakla birlikte ciddiyet ve sorumluluk duygusu gerektiriyor. Orban ve Salvini’nin önerdiği şey bu değil” ifadelerini kullandı.

Avrupa Komisyonu, göç konusunu görüşmek üzere 20 Eylül’de Salzburg’da toplanacak.