Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Hamaney: Gerekirse nükleer anlaşmadan çekiliriz | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Londra/Adil es-Salimi

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, nükleer anlaşmanın ulusal çıkarlara hizmet etmediği sonucuna vardıkları takdirde anlaşmadan çekilebileceklerini belirtti. ABD ile pazarlık kapılarını kapatan Ali Hamaney, Avrupa’ya karşı da temkinli olunmasını istedi. Dini lider, Avrupa ülkeleriyle müzakerelerin sakıncasının olmadığını belirtse de, nükleer anlaşmanın korunması ya da ekonomik sıkıntıların bertaraf edilmesi gibi konularda Tahran’ın Avrupa’dan ümidini kesmesi gerektiğini dile getirdi. Hamaney, iç anlaşmazlıklar konusunda da uyarılarda bulundu.

Desteğini giderek kaybeden Ruhani, Hamaney ile görüştü

Dün Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani başkanlığındaki Bakanlar Kurulu üyelerini kabul eden İran dini lideri Hamaney, çıkarlar örtüşmezse nükleer anlaşmadan çekilebileceklerini kaydetti. Bununla birlikte nükleer anlaşmanın ‘bir amaç değil, araç’ olduğunu söyleyen Hamaney, ulusal çıkarlara hizmet etmediği sonucuna varılırsa anlaşmadan çekilebilecekleri sinyalini verdi. Hamaney, ABD ile görüşmeler konusundaki tutumunu yineleyerek, “ABD’li yetkililerle yapılan görüşmeler bu duruma yol açtı. ABD, İran’a yaptırım uyguladığı sürece hiç bir seviyede hiç bir görüşme olmayacak” şeklinde konuştu. Hamaney, “ABD’liler, bizi müzakere masasına çekme konusunda manevra yapmak istiyorlar. Ancak daha önce de açıkladığım üzere herhangi bir müzakere girişiminde bulunmayacağız” dedi.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yargı yolunun görünmesi ile ilgili çelişkili bilgiler yayılıyor. Bir grup milletvekili, meclis iç hukuku uyarınca, meclisi ikna etmede başarısız olan Cumhurbaşkanı Ruhani’ye yargı yolunun açılması için başvuru talep ederken, bazı kaynaklar, başvurunun engellenmesi ve konunun meclisin kapalı kapıları ardında tutulabileceği olasılığına işaret etti. Meclis iç hukuk kuralları gereği, dosyanın yargıya gönderilmesi gerekiyordu. Ancak, AFP’nin dünkü haberine göre, Ruhani’ye yakın bir isim olan Meclis Başkanı Ali Laricani, bunun yasal bir dayanağı olmadığını belirtti.

Öte yandan İran dini lideri Hamaney, dün, İranlı yetkililer arasındaki anlaşmazlıkların medyaya sızması konusunda uyarıda bulunarak, bunların kapalı kapılar ardında kalmasını tavsiye etti. Cumhurbaşkanı Ruhani de önceki gün meclisteki konuşmasında iç anlaşmazlıklar konusunda uyarıda bulunmuş ve İranlıların ‘ABD yaptırımları ve tehditlerinden, iç anlaşmazlıklar kadar korkmadıklarını’ söylemişti.

Konuşmasının başında Hamaney’in önerilerini dikkate aldığını belirten Ruhani, sorgulanması öncesinde İran dini lideri ile bir araya geldiğine işaret ederek, milletvekillerinden içeriklerini sorgulamadan bu önerilere uymalarını istedi.
Hamaney’in, ‘Hükümet Haftası’ vesilesiyle Çarşamba günü, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve bakanlar kurulu ile yaptığı geleneksel görüşme, Cumhurbaşkanı’nın, üyeleri İran Dini Lideri tarafından atanan yargı organlarına gönderilmediği yönündeki söylentileri destekledi.

Hamaney’in gündemi: Ekonomi, hükümet, nükleer anlaşma ve AB

Diğer yandan Hamaney’in Ruhani başkanlığındaki bakanlar kuruluna yaptığı konuşma resmi internet sitesinde iki bölüm olarak yayınlandı. Dini lider ilk bölümde, ekonomik koşullar ve hükümetin ne yapması gerektiği konusuna değindi. İkinci bölümün ana konusu ise nükleer anlaşma ve ABD yaptırımları sırasında Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler oldu.

Birinci bölümde ekonomik duruma değinen Hamaney, ülkesine karşı ekonomik bir savaş yürütüldüğüne işaret ederek, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin önceki gün mecliste yaptığı konuşmanın içeriğiyle aynı söylemlerde bulundu. Düşmanların bazı zayıflık ve dengesizlikler nedeniyle ekonomiye odaklandığını belirtti.

Hükümetin ekonomik boşluğu doldurmak ve ekonomiyi iyileştirmek için gece gündüz çalışması gerektiğinin altını çizen Hamaney, İran ekonomisinin ‘çıkmazda’ olmadığını savundu. Hamaney konuşmasında dirençli bir ekonominin önemine vurgu yaparken, ‘kaleler inşa etmek’, ‘saldırı ve savunma hattı kurmak’ gibi için askeri terimleri kullandı.

İran’ın Kasım ayı korkusu

Diğer yandan Ruhani, hükümetin başta işsizlik ve ekonomik durgunluktan kurtulmak olmak üzere ekonomik krizi ortadan kaldırmaya yönelik politikalarına dair kendisine yöneltilen 5 soruya verdiği cevaplardan 4’ü, milletvekillerinin çoğunluğunun desteğini kazanamamıştı. Bununla birlikte ABD’nin Mayıs ayında nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurmasından bu yana İran para birimi tümen, neredeyse değerinin yarısını kaybederken; Washington’ın Kasım ayında İran ekonomisinde önemli rolü olan petrol ve doğalgaz sektörüne yönelik yaptırımlar uygulamasıyla birlikte durumun daha da kötüye gitmesi bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Ruhani önceki gün mecliste yaptığı konuşmada, ülkedeki ekonomik krize ilişkin İranlı yetkilileri eleştirdi. Hamaney, daha önce de aynı şekilde yetkilileri eleştirmişti. Reuters’ın aktardığı bilgilere göre İran dini lideri, “Ekonomik alanda güçlü olmalıyız. Yetkililer, sorunları çözmek için gece gündüz çalışmalı” ifadelerini kullandı. Hamaney, Cumhurbaşkanı ve meclise, İran’daki güç ve istikrar için gösterdikleri için teşekkür etti.

Bakanlar bir bir görevden alınıyor

Bu arada İran meclisinde, üç gün önce yerel para biriminin çöküşü ve artan işsizlik gibi sorunlarda sorumluluğu olduğu gerekçesiyle hakkında gensoru oylaması yapılan Ekonomi ve Maliye Bakanı görevden alınırken; birkaç hafta önce de Çalışma Bakanı görevinden azledilmişti. Eğitim Bakanı hakkında 20 milletvekili tarafından verilen gensoru önergesi kabul edilirken; 70 milletvekili, İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı hakkında meclise gensoru önergesi sunulması için mutabakat imzaladı.

Ruhani’nin zor dönemi

İlk kez meclise ifade vermek için çağrılan Cumhurbaşkanı Ruhani, bu ayın başlarında televizyonda yayınlanan konuşmasında, mecliste sorgulanacağını ve bazı gerçekleri söylemeye hazır olacağını belirtti. Ancak bir gün sonra açıklamalarda bulunan Meclis Başkanı Vekili Ali Mutahhari, Ruhani’nin gerçekleri söylemeye cesareti olmadığını söyledi. Hamaney, hükümete ekonomiyi güçlendirme politikasını harekete geçirme çağrısında bulundu. Bu cümle, İran dini lideri tarafından 2011’de ABD’nin yaptırımlarına karşı tepki olarak ortaya koyduğu politikayı ifade ediyor.
Hamaney: Tahran umutlarını Avrupa’ya bağlamamalı

Konuşmasının ikinci bölümünde İran dış politikasını ele alan Hamaney, hükümeti komşularıyla aktif bir dış politika izlemeye çağırdı. Avrupa ülkeleriyle ilişkilere dair yorumlarda bulunan Hamaney, bir yandan ilişkileri kurmayı ve müzakereleri sürdürmeyi önerirken, Cumhurbaşkanı Ruhani ve Dışişleri Bakanı’na, nükleer anlaşma ve ekonomi konusunda umutların Avrupa’ya bağlanmaması gerektiğini belirtti. Nükleer anlaşma ve yaptırımlar gibi konularda Avrupalıların hamlelerine ve açıklamalarına şüpheyle yaklaşılması gerektiğini söyleyerek, “Sorunları ciddiyetle ele almalıyız” ifadelerini kullandı. İran dini lideri, ABD’nin tavrının ardından Avrupa’nın söz konusu anlaşmayı koruma konusundaki niyetine ‘şüpheyle’ yaklaştığını belirtti. Hamaney, “Avrupa’dan ümidinizi kesin” diyerek, hükümet yetkililerinden Avrupalılara bel bağlamamalarını istedi.

İran-ABD anlaşmazlığı için gözler Lahey’de

Öte yandan dün, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı (UAD), ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları değerlendirdi. İran’ın mahkemedeki temsilcisi Muhsen Muhebi, mahkeme heyetine İran için zamanın tükenmekte olduğunu söyledi. Muhebi, “Bu ülkede yaşayan milyonlarca kişi, ABD tarafından İran’a yeniden uygulanan yaptırımlardan ciddi şekilde zarar görüyor” ifadelerini kullandı.

İran, ABD Başkanı Donald Trump tarafından Tahran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması yönünde bir kararın alınması için geçtiğimiz Temmuz ayında UAD’ye başvurarak, Washington’a dava açtı. ABD ise buna karşılık olarak dün, uluslararası güvenliği korumak için yaptırımların yeniden uygulanmasının gerekli olduğunu ve İran’ın başvurduğu UAD’nin bu konuyu değerlendirme yetkisinin olmadığını vurguladı.

ABD’nin ilk yaptırım paketi Ağustos ayı başında yürürlüğe girerken, Kasım ayında uygulanmaya başlanacak ikinci yaptırımlar paketi, İran ekonomisinde önemli bir rol oynayan petrol ve doğal gaz sektörünü hedef alıyor. Bununla birlikte İran’da yatırımları olan çok sayıda uluslararası şirket, yaptırımların yeniden uygulanması sonrasında ülkeden çekildiklerini açıkladılar. İran ise ABD yaptırımlarının 1955 İran-ABD Dostluk Anlaşması’nı ‘ihlal ettiği’ konusunda ısrar ediyor.

Birçok kişi tarafından haberdar olunmayan bu anlaşma, iki ülke arasında dostane ilişkiler kurmaya ve ticari anlaşmalar yapmaya teşvik ediyor. Ancak, ABD ve İran arasında 1980’lerden bu yana diplomatik ilişkilerin kesilmiş olduğu herkesçe iyi biliniyor.

Diğer yandan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, UAD’nin kararlarını uygulama ve ceza verme yetkisinin olmadığını ancak Tahran’ın ‘ABD üzerinde baskı kurmak istediğini’ kaydetti.