Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Miras hakları gasp edilen Yemenli kadınların çığlığı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Muhammed Kumani

Pek çok kadın, kanunlardaki boşluklar dolayısıyla miras dağıtımından mahrum bırakılıyor.

Örneğin Ahmed, 4 kız kardeşine, kumaş tüccarı olan babalarından kalan mirasın “kırıntılarından” daha fazlasını vermek istemiyor.

80 yaşındaki babaları felç olup hareket kabiliyetini kaybetmeden önce, tüm servetini, oğullarına yönetmeleri için vermişti.

Bu adaletsiz paylaşım, oğullarına 2013’ün ortalarında ölmeden iki ay önce dört kızına mirası haklarına göre dağıtmasını isteyen babalarının arzusuyla çelişiyor.

Babalarının ölümünden bir yıl sonra, küçük kızı Ummu Melek, çocuk sahibi olamadığı için eşinden ayrıldı ve kendini baba evinde, erkek kardeşlerinin yanında buldu.

Üzüntüsü yüzünden belli olan Ummu Melek, “9 ay erkek kardeşlerimle, eşleriyle ve çocuklarıyla beraber zemin kata izole edilmiş bir odada yaşadım. Onların hepsinden çok sert müdahale gördüm” diyor.

Anlattığına göre Ummu Melek erkek kardeşlerinden babasının mirasından onun payına düşeni vermelerini istedi. Fakat kardeşleri onun isteğini kabul etmedi. Bunun üzerine aralarındaki sorunlar arttı ve sonunda onu evden kovdular. Melek de mahkemeye başvurdu ve payına düşen mirası mahkemeden istedi. Ummu Melek bu süreci şöyle anlatıyor: “Mahkemelerde 2 yıl sonra, avukat ve dava masraflarını karşılamak için kişisel eşyalarımı sattım. Korkarım ki “Babamın mirası için yasal hakkımı arayıp bulmamdan önce, sahip olduğum her şeyi kaybettim”

Yapılan araştırmalar, Yemenli kızların ve kadınların yarısının meşru miras haklarından mahrum kaldıklarını, ihlalcilere karşı açık bir ceza metni olmadan, münferit davaların ayrılığı ve yargıçların kişisel statü hukukunun uygulanmasına farklı yaklaşımları ortaya koyuyor.

Yemen’de her 10 kız-kadından 4’ü, ailelerinde erkeklere karşı kayırmacılığı, kızlara karşı aşağılanmaya işaret ediyor.

Ayrıca, 6 ayda Ummu Melek’in öyküsüne benzer en az 40 vakıanın olduğu belgelendi. Araştırmalar aynı zamanda Yemenli kadınların meşru miraslarından mahrum bırakıldıklarını ve adli makamların hoşgörüsüzlüğü altında yasal haklarının tanınmadığını gösteriyor.

1992’de kabul edilen Yemen Medeni hukukunda kadınların miras hakları İslam hukuku kapsamında güvence altına alınıyor.

Şeyh Abdullah Hemedani, “Şeriat, kadınların mirastan hak alması konusunda açıktır. Haklarından mahrum bırakılan kadınların özellikle erkeklerin bu adaletsizliği yapmalarını kaldırdı. Tüm erkeklerin ve kadınların mirastan pay hakkı ayette belirtilir (erkek için iki kadın için bir miras hakkı vardır) diyor.

Medeni Hukuk Avukatı Muhammed Ömer, erkeklerin miras konusundaki eğilimlerini şöyle açıklıyor: Mirası kontrol eden taraf, sık sık mahkemelerde uzun süredir devam eden davalardan yararlanarak, akrabalarını fiziksel olarak tükenmesi ve onları feragat ve mahkemelerin dışındaki miraslarının bir kısmını kabul etmeleri için zorluyor.”

İnsan hakları aktivisti Muna Salah, mirastan yoksun bırakılma olgusunun Yemen toplumunda kadınlara 2. sınıf insan olarak bakılmasının sonucu olduğunu belirtiyor: “Yemen toplumunda, kadınların haklarını talep etmesi bir ayıp, kusurmuş gibi addediliyor ve mahkemeye gitmek İslam’dan çıkmak gibi görülüyor” diyor.

Veri yokluğu

Yemen Adalet Bakanlığı, Yüksek Yargı Konseyi, Ulusal Bilgi Merkezi ve Ulusal İstatistik Merkezi gibi kurumlar son yıllarda miras davaları ile ilgili istatistiklere dair çok sayıda araştırma yürüttü.

Verilerin yokluğunda, araştırmacı Muhammed el-Kumani Yemen’in 17 ilinde, 116 kadınla internet üzerinden anket yapmak zorunda kaldı. Ankete katılan 10 kadından 5’inde miras alma problemleri vardı. Yüzde 36’sı Yemen’deki kadınların miras haklarından mahrum bırakılmalarını onların görüşlerinin aşağılanmasına bağladı.

13 yıldan beri dul olan Malike el-Eşval, babasının mirasından hakkı olanı almaya çalışmaktan ve mahkemede yaşadıkları acıları ve sorunları hakkında akrabalarıyla konuşmaktan korktu.

“Hakkımdan mahrum kaldım” diyen el-Eşval, “mirasımı almak için bana çocuklarımı bırakmak gibi imkansız bir şart koydular” dedi.

Eşval, daha sonra mahkemeye başvurduğunu ancak mahkemenin bugüne kadar davasına karar vermediğini belirttikten sonra “Beni akrabalıktan reddettikten sonra öldürmekle tehdit ettiler” diyor. Eşval, çocuklarının trajedisini hatırlarken, gözlerinden yaşlar boşalıyor. 9 yıldan beri parası ve gücü sayesinde davayı manipüle eden erkek kardeşimle yüzleşmek için ne param var ne de bir şeyim…

40 yaşındaki Verde el-Cemal de 12 yıl önce amcasının eline geçen annesinin mirasından payını düşeni istiyor.

“Annem ölmeden önce iki yıl boyunca hasta kaldı ve ilaç masrafları fazlaydı. Özellikle de amcam tedavi masraflarını karşılamak için babamdan kalan miras hakkımızı vermeyince pahalı ilaç masraflarını ödeyemedik” diyen el-Cemal “Dava mahkemede ve ben hakkımdan ve annemin hakkından asla vazgeçmeyeceğim” ifadelerini kullanıyor.

Mahkemelerde uzun süren davalar miras almayı zorlu hale getiriyor. Yargıç Şemseddin “Bir kadın meşru mirastan pay almak için başvurduysa kanunu uygulamak için buradayız, bunun için hiçbir engel yok. Mülkün sınırlandırılması gibi yasal prosedürler takip edilmeli ve bu prosedürler dava için genişletilmiştir” diyor.

Aişe el-Kahali’nin hikayesi ise daha çetrefilli. Kahali annesine babasından kalan mirası almayı beklerken “aşiret otoritesinden dolayı miras almak için aşiret şeyhlerine başvurdu ancak sonuca ulaşamadım. Şimdi mahkemedeyiz, ne olacağını bekliyoruz” diyor.

İman Muhammed kiralık bir evde yaşayan ve sürekli gelir kaynağı olmayan dul bir kadın. “Ben ve kız kardeşim, üç erkek kardeşimden, mirasımızın anneme teslim edilmesini istedik, ancak onlar, miras hakkımızı reddettiler” diyor. İman “En sonunda polise başvurdum ve mahkemede dava açtım” diye de ekliyor.

“Bir kaç duruşmadan sonra miras hakkımı alamadım” diyor. Miras hakkını talep ettikten sonra erkek kardeşleriyle ilişkisi sorulan İman Muhammed, gözlerinden yaşlar boşalarak “Kardeşlerim beni aileden dışladı ve artık tatillerde bile beni ziyaret etmiyorlar” diye yakınıyor.

Cevaptan Kaçınmak

İki ay boyunca, Yüksek Yargı Kurulu’nun baş müfettişi, Yargıç Ahmed el-Mütevekkil, soruşturmanın tüm ayrıntılarına cevap vermeye çalıştı. Belgelenen tarihlere göre kameraları dört kez ileri ve geri taşıdık. Ancak toplantı tamamlanamadı. Mütevekkil, özür dilmesine ve yeni bir tarih vermesine rağmen sonunda bizimle görüşmeyi reddetti.

* Bu soruşturma Arap Gazeteciliği için Arap Medya Ağı’nın (ARIJ) desteği ile gerçekleştirildi.