Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

AB liderleri Brüksel’deki AB Konseyi binasında toplandı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İngiltere, haziran 2016’da Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmak için bir referendum yaptı. Londra’nın AB’den ayrılma sürecini (Brexit), mart sonuna kadar resmen başlatacağı açıklandı. Lizbon Anlaşması’nın 50’nci maddesinin işletilerek İngiliz halkı ve AB ile ilişkilerin geleceği için iyi bir anlaşma yapmayı kararlaştırdı.
İngiltere’nin bu sürpriz kararı, Londra ve 27 ülke arasındaki ilişkiye gölge düşürürken anlaşmaların her iki taraf için de olumsuz olacağı öngörüsünde bulunuldu. Ancak dün ilk kez Londra ve Brüksel’deki ilgili taraflar, dostça anlaşma konusunda iyimserlik gösterdiler ve müzakerelerin ikinci aşamasına geçmeye karar verdiler.

Brüksel’de toplanan AB liderleri, İngiltere’nin Birlik’ten ayrılma müzakerelerinde ikinci aşamaya geçilmesi konusunda anlaştı. Bu aşamada İngiltere ile AB arasındaki ilişkilerin gelecekte nasıl olacağı masaya yatırılacak. Tartışılacak konular arasında geçiş süreci ve ticari ilişkiler de var.

AB liderleri İngiltere’ye geleceğe ilişkin niyetleri konusunda “daha açık olma” çağrısı yaptı.

AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu’nun başkanı Jean-Claude Juncker de Brexit müzakerelerinde özellikle ikinci aşamanın “zor olacağı” uyarısında bulundu.

Juncker, AB’nin önceliğinin müzakereleri ilerletmeden önce “anlaşmayı resmiyete dökmek” olduğunu söyledi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise alınan karar sonrası sosyal medya hesabından İngiltere Başbakanı Theresa May’i tebrik etti.

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk yaptığı açıklamada, Avrupa ortak savunmasına ilişkin düşüncenin yarım asır önce ortaya çıktığını ancak karşılaşılan bazı sorunlar nedeniyle gerçekleşemediğini belirterek “Bugün bu hayal gerçek oluyor. Bugün, Avrupa savunmasını inşa etme irademizin pratikteki karşılığı olan Yapılandırılmış Daimi İş Birliği’ni, yani PESCO’yu başlatıyoruz” dedi.

Avrupa Birliği’nin 23 üyesi savunma alanında daha sıkı işbirliği ve koordinasyon için kısaca PESCO olarak adlandırılan Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği Savunma Anlaşması’nı imzalamıştı.

Tusk, PESCO’nun AB ve müttefikleri için iyi, düşmanları için ise kötü haber olduğunu ifade etti.

Donald Tusk, Avrupa müzakere heyeti başkanı Michel Barnier ve İngiltere Başbakanı Theresa May’ın çabaları sayesinde bu konuda hemfikir olduktan sonar 27 üye ülkenin birliği adına ortak bir sesle konuştu. İkinci tur müzakerelerin başlatılacağını söyledi.

İngiltere Başbakanı Theresa May de AB’nin kararını memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti.

Theresa May, AB’den “yumuşak ve düzenli çıkış” yolunda önemli bir adım atıldığını vurguladı.

May, İngiltere’nin AB ile ilişkilerini uzun vadede şekillendirecek müzakerelere her iki tarafın da “yaratıcı ve azimli yaklaşmasını” talep etti.

Sky News ile yaptığı röportajda “İlişkilerimizin geleceğine ilişkin görüşmelere derhal başlayacağız”dedi. İngiltere Başbakanı, yapılması gereken çok iş olduğunu söyledikten sonra İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden 29 Mart 2019’da çıkacağını duyurdu.

Avusturya Başbakanı Christian Kern, “İngiltere ile müzakerelerin ikinci aşamasını başlatmamız çok önemli. İlk turda ilerleme kaydettikten sonra ikinci turda da bunu sürdürmeliyiz” ifadesini kullandı.

Avrupa dışişlerinde görevli İngiliz uzman Simon Taylor: “İngiltere ve AB arasındaki ticaret anlaşmasına ulaşmada güçlük çekilmesi nedeniyle ikinci aşamadaki görüşmeler çok zor olacak” açıklamasında bulundu. “Diğer 27 ülkenin bunu kolayca ve Londra’nın özlemlerine, isteklerine göre yapmayı kabul edeceğini düşünmüyorum” dedi.

Juncker bu açıklamaya yönelik “Önce çekilme anlaşmasını formüle etmeli, oy kullanmalıyız ve daha sonra ne olacağını göreceğiz” cevabını verdi. Ancak AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, İngiltere’nin AB döneminde anlaşmazlık çıkmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayarak “Zor dönem şimdi başlayacak” uyarısında bulundu. Avrupalılar, özellikle vatandaşların hakları, finansal yerleşim ve İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır konusunda yapılan müzakerelerde kaydedilen ilerlemenin, geçiş aşaması ve gelecekteki ortaklık konulu müzakerelere başlamak için yeterli olduğunu düşünüyor” dedi.

AB zirvesinde göçmenler konusunda anlaşmaya varılmadı

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’ne katılan liderlerin siyasi anlamda çatışmaya girdiğini söyledi.

Brüksel’deki zirveye katılan Orban, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, görüşmelerde liderlerin sınır koruması ve sığınmacıların sınır dışında durdurulması konusunda hemfikir olduğunu ancak sığınmacıların yerleştirilmesi konusunda görüş ayrılıklarının bulunduğunu belirtti.

Macaristan’a istemedikleri halde yabancıların yerleştirilmek istendiğini iddia eden Orban, “Bu saate kadar çatıştık. Siyasi anlamda mücadele ettik. Halen göçü durdurmak yerine sığınmacıları Avrupa’ya getirmek ve onları zorla dağıtmak isteyenler çoğunlukta ve güçlüler. Bu şekilde Macaristan’a da yabancıları, sığınmacıları istemediğimiz halde yerleştirmek istiyorlar” ifadesini kullandı.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni de AB ülkelerinin her birinin Akdeniz kıyılarında yoğunlaşan ya da Kuzeybatı ülkelerine giden sığınmacıları ülkelerine almalarını talep etti. Merkel, Reuters’in bildirdiğine göre, göçmenlerin gelişlerinin Türkiye ve Balkan ülkeleriyle yapılan anlaşmalardan sonra önemli ölçüde azaldığını ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki göç yolunun kapandığını belirtti.

AB ülkeleri arasında keskin bir ayrıma neden olan göçmen krizinden iki yıl sonra, blok liderleri arasındaki anlaşmazlıklar mülteci konusuyla nasıl mücadele edileceği konusunda devam ediyor. Perşembe akşamı başlayan tartışmalar ceza kanunlarının değiştirilmesi konusundaki çelişkili görüşleri almak için cuma sabahının erken saatlerine kadar devam etti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel gazetecilere verdiği demeçte: ‘Önümüzde yapacak çok iş var, tutumlar değişmedi’ dedi. Göçmenler konusunda, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Slovenya, Macaristan’ın tavrını destekledi. Özellikle Müslümanlar olmak üzere çok sayıda göçmen almayı göze alamayacaklarını vurguladılar.