Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Abbas, BM’deki konuşmasında uyarılarda bulunacak | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Filistinli bir kaynak Devlet Başkanı Mahmud Abbas, bu ayın 27’sinde düzenlenmesi beklenen BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında iki devletli çözümün iptal edilmesi ve ardından karşılaşılacak yıkıcı sonuçları konusunda uyarılarda bulunacağını aktardı.

Söz konusu kaynak sözlerinin devamında şunları söyledi:

“Devlet Başkanı Abbas yapacağı konuşmada taraflara ya belirli referanslar çerçevesinde uluslararası bir barış konferansı düzenlemelerini ya da zor kararlar almaları gerekeceğini söyleyecek. Devlet Başkanı’nın konuşmasının ardından yapılacak merkezi toplantıda alınacak olan kararlar İsrail’in tanınmasının askıya alınmasını, İsrail ile yapılan anlaşmaların iptalini, Oslo Anlaşması’nın bir bütün olarak iptalini ve bir Filistin devletinin ilan edilmesini içerecek.”

Bir Filistinli yetkili, Abbas’ın BM’deki konuşmasının büyük ölçüde siyasal sürece ve ABD’nin önceki yönetimlerine ait olan tüm anlayışları terk eden mevcut ABD yönetimi ile olan ilişkilerine yoğunlaşacağını vurguladı.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu Üyesi Ahmed Mecdelani, Devlet Başkanı Abbas’ın uluslararası barış konferansının başlatılmasına dayanan siyasi girişimi desteklemeye dönük uluslararası pozisyonu harekete geçirmek konusundaki Filistin görüşünü açık bir şekilde sunacağını kaydetti.
Mecdalani açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Devlet Başkanı konuşmasında geçiş döneminin sona erdiğini onaylayan ulusal ve merkez konseylerinin kararlarına olan bağlılığını, Filistin devletini tanıyana kadar İsrail’in tanınmasının askıya alınmasını ve İsrail ile geçiş dönemi hususunda belirlenen ilişkileri vurgulayacak.”

Abbas, şubat ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) hitaben yaptığı konuşmada barış sürecinin yeniden başlatılması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunmuştu. Abbas’ın uluslararası bir konferans fikri, belirli bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştirilecek müzakerelerin gözetimi altında yapılacağı uluslararası bir mekanizmanın oluşturulmasına ve iki devletli bir çözüm olan belirlenen referanslara dayanıyor. Abbas, ABD’nin Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğunu ilan etmesi ve Amerikan-Filistin ilişkilerini en düşük seviyeye düşürmesi sebebiyle müzakereleri yönetecek tek güç olması değil, söz konusu mekanizmanın bir parçası olması gerektiğine karar verdi. Bununla birlikte ABD, Filistinlilere yönelik tüm fonlarını durdurdu ve ardından FKÖ ofisini kapatarak büyükelçiyi ve ailesini sınır dışı etti. Ayrıca BM oturumlarına katılacak olan Filistin Devlet Başkanı’na ve Filistin Dışişleri Bakanı’na vize verilmesini geciktirdi.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki vizelerin dün alındığını doğruladığığı açıklamasında resmi düzeyde yapılmak istenenin sadece çabalarla sınırlı kaldığını söyledi.

İbranice yayın yapan bir internet haber sitesi de Maliki’nin “BM Genel Kurulu’na katılmak için ABD’den vize alamadığı” açıklamasında bulunduğunu öne sürdü. Maliki’nin şunları söylediğini aktardı:

“Vize almadığım takdirde toplantılara katılmayacağım. ABD vizeleri engelleyebilir veya geciktirebilir. Ebu Mazen (Filistin lideri Abbas’ın lakabı) bile henüz vize alamadı.”

Ancak Maliki’nin daha sonra vizeyi aldığını açıkladığı belirtildi.

Filistinliler bugün Fransa’nın barış için girişimlerde bulunmasına ve Avrupa ülkelerini de bu yaklaşımı benimsemeye ikna etmesine güveniyor.

Filistin’in BM Büyükelçisi tarafından çarşamba günü yapılan açıklamada Filistin Devlet Başkanı’nın bölgedeki barış yollarını tartışmak üzere Güvenlik Konseyi’ndeki dışişleri bakanlarına ve diplomatlara New York’taki toplantıya katılmaları hususunda çağrıda bulunduğu belirtildi.

Abbas, 26 Eylül’de aralarında Filistin dosyasıyla ilgilenen BM komiteleri başkanlarının da bulunduğu 30 kadar bakan ve diplomatla bir araya gelecek. Toplantı hakkında daha fazla bilgi vermeyen Filistin’in BM Büyükelçisi Riyad Mansur, gazetecilere verdiği demeçte Trump yönetiminin İsrail-Filistin barış sürecini “kökten dönüştürdüğünü” söylemekle yetindi.

Filistin ile ABD yönetimi arasındaki büyük gerginliğe rağmen ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan yıllık raporda Filistin otoritesinin İsrail ve ABD ile koordineli bir şekilde Batı Şeria’daki “terörizm” ile mücadele etmeyi sürdürdüğüne atıfta bulunuldu.

Raporda Filistin yönetiminin İsrail işgaline karşı operasyonları engellemeye ve Batı Şeria’daki Hamas ve İslami Cihad eylemlerine karşı savaşmaya kararlı olduğu kaydedildi. Bu ayrıntılar, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 2017 yılında uluslararası alandaki terörizme ilişkin hazırlanan raporda verildi. Bu, tamamı Trump yönetimi altında yazılan ilk rapor olma özelliğini taşıyor.

Raporda, İsrail ile Filistin arasındaki meseleler hakkında eski ABD Başkanı Barack Obama’nın önceki raporlarına kıyasla önemli değişiklikler yok.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre raporun Filistin yönetiminin ele alındığı bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

“Otoriteye bağlı güvenlik güçleri, Batı Şeria’daki operasyonları önlüyor. Ayrıca otoritenin sorumluluğu altındaki alanlara ilişkin Hamas ve İslami Cihad örgütlerinin faaliyetlerine kısıtlama getiriyor. Trump yönetimi Filistin güvenlik güçlerinin faaliyetlerini destekliyor. Onlara fon sağlayarak eğitimleri konusunda destek oluyor.”

Dışişleri Bakanlığı raporuna göre Filistinlilerin 2017 yılında İsrail hedeflerine yönelik yürüttüğü operasyon sayısında önceki iki yıla kıyasla bir azalma oldu.

Rapor, İsrail ile ilişkilerin gözden geçirilmesi konusundaki diğer açıklamalara kıyasla güvenlik koordinasyonunun durdurulmasına işaret eden Filistin yönetiminin çıkarı için sağlam bir dayanak noktası olarak değerlendiriliyor.

Filistinliler, ABD’nin ve İsrail’in bölgenin yeni bir kaosa sürüklenme endişesinden dolayı Filistin’deki güvenlik hizmetlerini İsrail’le tam bir koordinasyon içinde tutmaya önem verdikleri görüşünde.