Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Hamas’ı bağımsız Filistin devletinin kurulmasını engellemeyi amaçlamakla suçladı. Birkaç gün içinde kritik kararlar alacağını söyledi.
Abbas, Filistin eski Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın ölümünün 14’üncü yıldönümü vesilesiyle Ramallah’taki başkanlık konutunda düzenlenen anma törenine katıldı.
Konuşmasında geçen ay sonunda yapılan Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Filistin Merkez Konseyi 30’ıncı dönem toplantısına değinen Abbas şunları söyledi:
“Yüzyılın Anlaşması adı altında bir ABD komplosu, bu anlaşmayı uygulamak isteyen İsrail komplosu ve ne yazık ki bağımsız devletin kuruluşunu engelleme amacı taşıyan bir de Hamas komplosu ile karşı karşıyayız. Bundan dolayı Merkez Konseyi, önümüzdeki birkaç günde bu taraflarla olan ilişkilerimize yönelik kritik kararlar alacak. Kesinlikle korkmuyoruz ve kimse de bizi suçlamasın. Zira biz bu davayı korumak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Ancak onlar davayı engellemekte diretiyorlar. Size kesin bir dille ifade ediyorum: Asla ama asla engelleyemeyecekler, devam edeceğiz.”
Abbas’ın tehditleri, Gazze’de yürürlüğe giren ateşkesin ardından Katar’ın, İsrail üzerinden Gazze’deki memurların maaşlarının ödenmesi için nakit para gönderdiği bir dönemde geldi. Filistinli yetkililer, Hamas’a mali destek veren Katar’ı Gazze’deki bölünmeyi derinleştirmekle suçluyor.
Perşembe günü Gazze’ye ulaşan 15 milyon dolarlık desteğin Katar’ın 6 ayda taksitler halinde göndereceği 90 milyon dolarlık bir paketin ilk kısmı olduğu belirtildi.
Gazze’ye ulaşan parayla birlikte Büyük Dönüş Yürüyüşleri’ne katılımda gözle görülür bir biçimde düşüş yaşandı. Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın dünkü haberine göre Büyük Dönüş Yürüyüşleri’nin başladığı 30 Mart tarihinden bu yana çıkan olaylarda 43’ü çocuk 220 kişi şehit oldu, 25 bin kişi de yaralandı.
Filistin lideri Abbas konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bugünlerde birçok tehlike ve komploya maruz kalıyoruz. Bu komplolar, Yüzyılın Anlaşması’nın ilanıyla birlikte zirveye ulaştı. Bu anlaşma günümüze kadar uygulanmaya devam eden Balfour Deklarasyonu’nun içinde yer alıyor. Bugün tüm belgeler ortaya çıkmış durumda. Gizledikleri ve bizim için hazırladıkları her şey açığa çıktı. Halkımızın bir devleti, varlığı olmasını istemiyorlar. Bugün gördüğümüz, duyduğumuz budur. Ancak istediklerini yapmalarına izin vermeyeceğiz. Balfour Deklarasyonu uygulamaya konulsa bile Yüzyılın Anlaşması planını uygulamaya koyamayacaklar. Biz kararlı bir şekilde burada duruyoruz. Onların gözlerinde ve boğazlarında diken olacağız. Filistin halkının kendi kaderini tayin ve bağımsız devletini kurma yolundaki mücadelemiz ahirete kadar sürdürecek.”
Abbas, daha önceki açıklamasında Hamas’ı ‘Yüzyılın Anlaşması’ planı kapsamında ateşkes yapmaya çalışmakla suçlamıştı.
Filistinlilere göre Yüzyılın Anlaşması, Gazze’nin Batı Şeria’dan ayrılması planının bir parçası. Ancak ABD tarafı bu iddiayı reddediyor.
Abbas anma töreninde yaptığı açıklamada şu değerlendirmede bulundu:
“Bugün ciddi manada zor şartlardan geçiyoruz. Dediğim gibi, önümüzdeki günlerde daha sert uygulamalar olacak. Ancak bununla birlikte yine de kapıları açık tutacağız. Biz, Yüzyılın Anlaşması dışında her şeye açığız. Zira bu anlaşma umutlarımızı, hayallerimizi ve hedeflerimizi bitirmeyi amaçlıyor. Yaser Arafat’ın da dediği gibi burada ‘davaya ihanet edecek, komploları kabullenecek’ kimse yok.”
Abbas, Hamas’a yönelik uygulanacak yeni tedbirler kapsamında hangi adamların atılacağına dair ipucu vermedi. Ancak Şarku’l Avsat’ın konuyla ilgili Filistinli bir kaynaktan edindiği bilgiye göre Abbas’ın alacağı tedbirler arasında Hamas’a yönelik ödemelerin tamamen kesilmesi de ihtimaller arasında yer alıyor. Filistin yönetimi halihazırda Hamas’a aylık 96 milyon dolar ödenek ayırıyor.
Abbas’ın son açıklamalarını değerlendiren kaynak şunları söyledi;
“Başkanın mantığı basit: Gazze’yi teslim etmek istemiyorlarsa ve maaşlarını ödeyecek birilerini de bulmuşlarsa o zaman Gazze’nin ve masraflarının sorumluluğunu da kendileri üstlensin.”
Abbas, daha önce birçok defa gündeme gelmesine rağmen Gazze ile ilişkileri tamamen keserek burayı isyancı bölge olarak konumlandırmak istemiyor.