Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Abbas, Trump’a karşı Uluslararası Adalet Divanı’na başvurma kararı aldı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Ramallah/Kifah Zebun

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Filistin yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistin halkının aleyhine kararları ve Kudüs sorunu için Uluslararası Adalet Divanı’na başvurma kararı aldığını açıkladı. Abbas, İsrail’in Filistinlilere yönelik uygulamalarına karşı da Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtti.

Abbas, Filistin Yönetimi’nin kendisinin 27 Eylülde BM’de yapacağı konuşmanın ardından Uluslararası Mahkemelere başvuracağını vurguladı.

Abbas açıklamasında, ”Halkımızın sorunlarını tüm dünyaya anlatmak için BM’ye gideceğiz. ABD’nin son kararları ve İsrail’in tutumları başta olmak üzere halkımızın karşı karşıya olduğu tüm sorunlar ile ilgili mesajını dünyaya ileteceğiz” dedi.

Abbas, BM dönüşünde orada yaşananları ve gözlemlerini sunmak için FKÖ Merkezi Meclis’in bir toplantı düzenleyeceğini ve son kararın meclis tarafından alınacağını da kaydetti.

“Dünyaya iletmek istediğimiz birçok önemli sorunumuz var” diyen Abbas, “Örneğin, Batı Şeria’yı bölecek olan yolun önündeki tüm engelleri kaldırmak amacıyla İsrail’in Han el-Ahmer’a saldırması ve orada yaşayanları göç etmeye zorlaması gibi. Bu sorun, son derece tehlikeli ve ciddi bir sorundur. Buna ek olarak sürekli genişleyen Yahudi yerleşimleri sorunu ve Mescid-i Aksa sorunu da var. Zira İsrail’in Müslümanlar gibi Yahudilere de Mescid-i Aksa’da namaz kılma izni vereceği yönünde birçok kanıt bulunuyor. Bu da İsrail’in İbrahim Mescidi Şerifi katliamının tekrarlanmasını istediği anlamına gelmektedir. Tüm bu sorunları BM’de ele alacağız. Ama bu iki gelişmeden daha da önemli olanı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuru kararımızdır” açıklamasında bulundu.

ABD Başkanı Trump’ın Kudüs, Birleşmiş Milletler Yakındoğu Filistin Mültecilerine Yardım Ajansı (UNRWA) ve Han el-Ahmer ile ilgili kararlarına karşı, Abbas’ın almış olduğu Uluslararası Ceza ile Adalet Divanı’na başvurma kararına FKÖ İcra Komitesi’nden de destek geldi.

Abbas, İsrail’i tanıma kararının askıya alınmasını da kapsayan adımlarla Oslo Anlaşması’na karşı çıkarak, işgal altında bir Filistin devleti ilan etmeyi planlıyor.

Abbas bu beklenen adımları, mevcut ABD idaresi ve İsrail hükümeti ile barışın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı yönünde Filistin tarafına yoğun öfke ve umutsuzluk duygularının hakim olduğu bir zamanda açıkladı.

Önemli Filistinli müzakerecilerden biri olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Sekreteri Saib Arikat, İsrail ve ABD’ye yönelik yaptığı açıklamada, ”Her şey yıkıldığında onlar bunun bedelini ödeyecekler ve hepimiz cehennemde, şiddet ateşinde buluşacağız” dedi.

Arikat, ABD Başkanı Donald Trump’ı Filistinlilerden intikam almakla suçlarken, suçsuz insanlara zarar verdiğini ve eşi benzeri görülmemiş bir soykırım yaptığını kaydetti.

Gelecek ay düzenlenecek Merkezi Meclis toplantısından çıkması beklenen kararların önemine de değinen Arikat, Abbas’ın barış için elinden gelen çabayı gösterdiğini ancak her şeyin sona erdiğini belirtti.

FKÖ İcra Komitesi Sekreteri açıklamasında, “Bizim tutumumuz belli. 1967 sınırları içerisinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması, 194 numaralı karara binaen mülteci sorunun çözümlenmesi. Bunun yanında tüm esirlerin serbest bırakılması, Filistin devleti topraklarının sınırları içerisinde İsrail’in hiçbir şekilde var olmaması, tam anlamıyla bağımsız ve egemen bir devletimizin olması, İsrail’in yasadışı bir şekilde yerleşim yerleri inşa etmesinin önüne geçilmesidir. Yüksek sesle söylüyorum. Trump idaresinin almış oduğu tüm kararların İsrail’e yeni haklar tanımasına ve yükümlülükler doğurmasına izin vermeyeceğiz” dedi.

Filistin ve ABD idaresi arasındaki ilişkiler, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi nedeniyle artan anlaşmazlıklar ve karşılıklı suçlamaların ardından çıkmaza girmiş durumda.

ABD yönetimi son birkaç hafta içinde, Filistin’i abluka altına almak için bir dizi ekonomik yaptırım kararları aldı. Bu kararlar arasında, FKÖ’nün Washington’daki bürosunu kapatmak, UNRWA’ya verilen desteği kesmek, işgal altındaki Doğu Kudüs’te hizmet veren Filistinli hastanelere yapılan mali desteği durdurmak, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın sağladığı fonları kesmek yer alıyor.

FKÖ ise bu adımların; Kudüs, mülteciler, 1967 sınırları, Yahudi yerleşim yerleri sorunlarını müzakere masasından kaldırma, iki devletli çözüm seçeneğini yıkmayı amaçlayan çözümler dikte etme, işgal yönetimi yerine bir Apartheid sistemi kurulmasını içeren Yüzyılın Anlaşması’nı imzalamaya zorlamak için atılan pratik adımlar olduğunu kaydetti.

ABD yönetimi, Filistinliler üzerindeki baskısını Filistinliler ile İsraillilerin barışçıl bir şekilde bir arada yaşama, iki tarafın çocukları arasında ilişkileri geliştirmek gibi projelerle ilgilenen Sivil Toplum Kuruluşlarına tahsis edilen fonları dondurmaya kadar vardırdı.

ABD Başkanı’nın Uluslararası Müzakereler Özel Temsilcisi Jason Greenblatt, ABD yönetiminin, geçmişte Kongrenin onaylamış olduğu 10 milyon dolarlık yardımı dondurma kararı aldığını vurguladı. ABD Kongresi bu yılın başlarında, çocuklar ve gençler arasında spor etkinlikleri, kronik hastalıklara yakalanmış olan çocuklar arasında ortak geziler düzenlemek gibi faaliyetler aracılığıyla Filistinliler ve İsrailliler arasında ortak yaşamı destekleyen örgütlere yapılacak yardımı onaylamıştı. Greenblatt, Filistin’in bunun sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini belirtti.

Bu yeni karar ile Washington, ABD‘nin Filistinli sivillere sağladığı son yardım kanalını da kapatmış bulunuyor. ABD’nin Filistinlilere sağladığı ve bu kararlardan zarar görmeyen tek bütçe ise Filistin emniyet güçlerine sağladığı ve 60 milyon dolar olduğu tahmin edilen bütçedir.

ABD Başkanı’nın damadı ve yakın danışmanı Jared Kushner ise bu yaptırım kararlarını savunarak İsrail ile barış fırsatını zayıflatmadığını bilakis güçlendirdiğini söyledi. Kushner, ”Trump yönetiminin, Ortadoğu’da barışın gerçekleşmesi ile ilgili bölgede birçoklarının kapılmış olduğu ve bize göre değişmesi gereken hayalleri yıktığı için barış fırsatını güçlendirdiğini düşünüyorum” dedi.

Buna ek olarak, Başkan Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını da savunan Kushner, Filistin tarafında yarattığı öfke ve umutsuzluk bir yana bunun Trump’ın “güvenilirliğini güçlendirdiğini” de sözlerine ekledi.
Kushner’in bu açıklamalarına karşılık bir Filistinli yetkili, bu sözlerin cehaleti ve anlayış eksikliğini gösterdiğini ifade etti.

Ancak İsrail’de bile Trump’ın kararlarına tepki gösterenler var. Yafa’da bulunan Peres Barış Merkezi’ne yakın bir kaynak, ABD yönetiminin Filistin yönetimine karşı uyguladığı yaptırımlar kapsamında eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in başlatmış olduğu Filistinli ve Yahudi çocuklar arasında futbol maçları düzenleme projesine sağlanan finansı da kestiğini açıkladı.

Kaynak, “Bu karar bizi büyük bir ümitsizliğe itmiştir. Bu proje o zamanlar insanlar yani çocuklar arasındaki ilişkileri desteklemek için hayata geçirildi. Birbirlerine karşı insani duygular hissetmelerini, küçük yaşlarda barışı destekleyecek insanları yetiştirmeye katkıda bulunmayı amaçlıyordu. Gözleri ile buna şahit olmayanlar için bu insani projenin önemini anlatmak çok zor. Filistinli ve Yahudi çocuklar karşılıklı takımlarda değil karma takımlarda birlikte oynuyorlar. Saha içerisinde yardımlaşmayı ve dostluğu öğreniyorlar. Suçsuz ve masum çocuklar gibi davranıyorlar. Burada ABD yönetiminin rahatsız olmasını gerektirecek ne var ki?” dedi.