Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD dış politikası Çin ve Rusya’yı yakınlaştırdı mı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Vladivostok/Anton Troyanovsky, Anna Fifield, Paul Sun

Pekin ve Moskova, Salı günü, Rusya’nın Pasifik Okyanusu kıyısında bulunan Vladivostok şehrinden Washington’a ‘kurduğu baskı sonucu dünün rakiplerinin bugünün ve geleceğin müttefikleri olduğu’ mesajını gönderdiler.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çinli mevkidaşı Şi Cinping’i her yıl Vladivostok’ta düzenlenen ve Rusya’nın Uzak Doğu gündeminin konuşulduğu konferansta önemli bir konuk olarak ağırladı. Birlikte krep pişiren iki liderin açıklamaları dünyanın dört bir yanına yayıldı. Bununla birlikte, Sovyet döneminden bu yana yapılanların en büyüğü olarak nitelendirilen Sibirya’daki askeri tatbikatta 3 binden fazla Çin askeri Rus askerlerine katıldı. Çin ve Rusya arasındaki ikili askeri tatbikatlar düzenli olarak yapılıyor. Ancak Rusya Çin Silahlı Kuvvetleri’ni ilk kez yıllık askeri tatbikatlarına davet etti. Bu tatbikatlara genellikle Rusya’nın en yakın müttefikleri davet ediliyordu.

Rus ordusu, bu yıl ‘Vostok 2018’ (Doğu 2018) adıyla gerçekleşen tatbikatın, Sovyetler Birliği döneminde 1981 yılında yapılan ‘Zapad-81’ tatbikatından sonra Rusya’nın gerçekleştirdiği en büyük tatbikat olarak nitelendirdi. Rusya Silahlı Kuvvetleri’nden yaklaşık 300 bin asker, binden fazla savaş uçağı, 36 bin tank ve onlarca savaş gemisinin katıldığı tatbikat, bir haftadan uzun sürecek. Çin askerlerinin Rusya’nın geniş çaplı tatbikatlarına dahil olması Rusya’nın kayda değer bir dönüşüm yaşadığının da bir göstergesi. Uzun süredir birbirini askeri bir rakip olarak gören iki ülke, uluslararası ortak rakipleri ABD karşısında müttefik iki ülkeye dönüştüler.

Moskova’da bulunan Carnegie Moskova Merkezi’ne bağlı Rusya ve Asya Pasifik Programı Direktörü Alexander Gaboyev, yaptığı değerlendirmede, Rusya ve Çin’in ABD’ye net bir mesaj gönderdiğini ve ABD baskısının iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirdiğini söyledi. ABD’nin Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uygularken, Çin’e karşı ticaret savaşı başlattığına dikkati çeken Gaboyev, Başkan Donald Trump yönetiminin Rusya ve Çin ile ‘süper güç’ rekabetinde ulusal güvenlik stratejisini yeniden yürürlüğe koyduğunu belirtti. Gaboyev, ABD yönetiminin Çin ve Rusya’nın ABD’nin değerlerine ve çıkarlarına tamamen aykırı bir dünya oluşturmaya çalıştıklarını düşündüğünü söyledi.

Bazı analistler, Pekin’in Washington ile Moskova arasında artan gerginliklerin sebebini Rusya’nın askeri teknolojiler alanında yükselişine bağladığını söylüyor. Putin’e göre Batı’nın ülkesine uyguladığı ekonomik yaptırımlar sebebiyle yeni müttefikler arayan Moskova, Çin’in ekonomik gücü için daha cazip bir hale geliyor.

ABD tarafından finanse edilen kar amacı gütmeyen bir araştırma kurumu olan CNA’da üst düzey araştırmacı olan Michael Kofman, yaptığı değerlendirmede, “Çin tarafı şu anda Rusya’yı doğrudan tehdit olarak görmediklerini gösteren çok açık bir sinyal gönderiyor. ABD ile giderek artan geriliminin ortasında Rusya ile daha fazla ilişki kurmaya yönelebileceğini göstermek istiyor” şeklinde konuştu.

Analistler, Moskova ile Pekin arasındaki derin askeri bağların Çin’e, Rusya’nın askeri alandaki teknolojisinin yanı sıra Ukrayna ve Suriye’de elde ettiği saha deneyimlerinden yararlanması için büyük bir fırsat verdiğini düşünüyor.

Batı ile gerginlik endişeleri dağıttı

Rusya son yıllarda Çin’e S-400 füze savunma sistemi ve dördüncü nesil Su-35 savaş uçağı gibi en gelişmiş silahlarından bazılarını satmaya başladı. Bu tür satışlar, Çin’in Moskova’nın potansiyel bir rakibi olduğu ve teknolojisini ‘çalacağı’ endişesi ile daha önce engellenmişti. Ancak Rusya ile Batı arasındaki gerginlikler bu endişeleri büyük ölçüde dağıttı. Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, geçtiğimiz Temmuz ayında yaptığı açıklamada, “Uluslararası alanda yaşanan gerginlikler hiç şüphesiz Rusya ve Çin ilişkilerinin güçlenmesine katkıda bulundu” ifadelerini kullanmıştı.

Bazı analistler, Rusya ve Çin’in NATO benzeri resmi bir ittifaka girebileceklerini düşünüyor. Zira iki ülke, Washington’la doğrudan çatışacakları bir aşamaya gelmeleri halinde, çıkar çatışmasına dayalı bir ortak askeri ittifaka katılabileceklerine dair net bir sinyal gönderiyor.

Moskova dış politika analisti Vladimir Frolov ise, “İki ülke arasındaki mevcut ilişki kasıtlı olarak resmi bir askeri ittifaka dönüştürülmüyor” dedi.

Bununla birlikte Çinli yetkililer, genel olarak Rusya ile ABD’ye karşı bir ittifak kurma konusunda açıkça konuşmaktan çekiniyorlar. Diğer yandan Çin’in resmi basın kuruluşlarında, Çin Devlet Başkanı Şi’nin Vladivostok’a yaptığı ziyaretten, Pekin ile Moskova arasındaki güçlü bağlara yönelik övgülerle bahsedildi.

Ticaret hacmi 100 milyar doları aşabilir

Öte yandan iki ülke arasındaki ticaret anlaşmalarında patlama yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl 84 milyar dolar olan ticaret hacminin bu yıl 100 milyar doları aşması bekleniyor.

Analistler, Rusya’nın Çin’in enerji ihtiyacını tedarik edebileceğini, Çin’in de e-ticaret alanındaki uzmanlığını paylaşabileceğini söylüyor. Bu tür yapıcı işbirlikleri, özellikle, ABD Başkanı Donald Trump tarafından sürdürülen korumacılık politikasının oluşturduğu mevcut uluslararası ortamda büyük önem taşıyor.

Çin’in e-ticaret devi ‘Alibaba’ şirketi, Salı günü, Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nda (BDT) faaliyet gösterecek en büyük e-ticaret şirketini kurmak üzere anlaşma imzaladıklarını açıkladı.

Çin Komünist Partisi’nin yayın organı olan ‘Halkın Günlüğü’ gazetesinde bir köşe yazarı yazısında, “Bu yıl Çin-Rusya ilişkileri için dikkate değer bir yıl oldu” ifadelerini kullandı. Yazar, Putin’in Çin ziyareti sırasında Devlet Başkanı Şi’nin Rus mevkidaşına Çin’in ilk ‘dostluk’ madalyasını verdiğinin altını çizdi.

Şanghay’da bulunan Fudan Üniversitesi’nde Rus ve Orta Asya Çalışmaları Merkezi Müdürü Feng Yujun, değerlendirmesinde, iki ülkenin jeopolitik amaçlarının uyuşmadığını söyledi. Feng, “Rusya, yerleşmiş uluslararası düzene entegre olmaya ve küreselleşmeyi teşvik etmeye çalışırken, Çin aynı yerleşik düzene dahil olmaya istekli değil” şeklinde konuştu. Rusya’nın birçok zorlukla karşı karşıya olduğuna işaret eden Feng, “Ekonomisi ağır yaptırımlar altında olan Rusya’nın Batı ülkeleriyle ilişkileri kötüleşiyor. Bu yüzden bir yandan Çin’in yardımıyla baskıyı hafifletmeyi, diğer yandan da siyasi ve ekonomik çıkarlar sağlamayı umuyor” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Çin Devlet Başkanı Şi, Salı günü Vladivostok’ta düzenlenen ‘Doğu Ekonomik Forumu’na yaklaşık bin Çinli işadamı ve yetkiliden oluşan bir heyetle katılarak, Putin’in uzak Asya ülkelerinden yabancı yatırımlar çekmek için gösterdiği çabalara destek verdi.

Şi Çinping: İşbirliğimizi sürdürmeye hazırım

Saatlerce süren görüşmelerden sonra, Putin ve Şi Japon Denizi (Doğu Deniz) kıyısında bir araya gelerek krep pişirdiler. Çin Devlet Başkanı Şi, Rus mevkidaşı ile yaptığı ortak basın toplantısının başında, “Birlikte yakın bir ilişki içerisinde çalışıyoruz. Görüşlerimizi derinleştirmeye ve hem bugün hem de gelecekte yakın işbirliğimizi sürdürmeye hazırım” şeklinde konuştu.

Çin, Rusya ile kurduğu derin ilişkilerden birçok çıkar sağlıyor. Çinli yetkililer, yapılan tatbikatların Çin’in Rusya’nın askeri deneyimlerinden faydalanmasını sağlayacağını belirtiyor.

Çin’in Rusya’da görevli askeri ataşesi Kui Yanwei, Rusya Savunma Bakanlığı’nda geçtiğimiz hafta düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tatbikatlara katılmak, silahlı kuvvetlerimizin ülkemize yönelik tehditlerle mücadele yeteneklerini artıracak ve aynı zamanda Rusya’nın değerli askeri deneyimlerinden faydalanmalarını sağlayacak” ifadelerini kullanmıştı.

Başkan Donald Trump’ın ulusal güvenlik stratejisini eleştiren eleştirmenler ise, Washington’un Çin’e yönelik politikalarının, Pekin ve Moskova’yı ABD’ye karşı daha büyük bir işbirliğine ittiğini söylüyor. Bununla birlikte ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Salı günü Pentagon’da yaptığı açıklamada, bu olasılığın önemine dikkati çekerek, “Bence her ülke kendi çıkarları için hareket ediyor. Mevcut Rusya-Çin işbirliğine dair uzun vadede endişelenecek bir durum görmüyorum” şeklinde konuştu.

Son olarak CNA araştırmacısı Kofman, Rusya ve Çin arasında geçmişten kalan gerilimlerin gelecekte askeri işbirliği yapılmasını engelleyecek sonuçlara yol açmaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Rusya ve Çin’in ABD’nin çıkarlarına karşı kurulacak bir resmi ittifak olmadan birlikte çalışabileceklerine işaret eden Kofman, “Tarih boyunca, büyük güçler, zorunlulukları ya da nihai hedefleri doğrultusunda ortak tehditlere karşı mecbur kaldıkları için birbirleriyle ittifak kurmuşlardır” dedi.
Washington Post