Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

ABD ile Avrupalı şirketler İran yüzünden karşı karşıya | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, İran’a yaptırımlar konusunda “Amerikalılar bir yanda ve Avrupalılar başka bir yanda” ifadelerini kullandı.

Paris’teki diplomatik kaynaklar, Dışişleri ve ekonomi bakanları tarafından imzalanan yazılı bir mektupta resmi olarak Washington’un önümüzdeki ayın başlarında İran’la ticaret yapan şirketlere uygulamayı planladığı ABD yaptırımlarından şirketlerinin muaf tutulmasını talep eden üç Avrupa ülkesinin (Fransa, İngiltere ve Almanya) taleplerinin reddedilmesi karşısında sürpriz yaşamadıklarını belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, ABD yönetimi ile başındann beri kesintisiz olarak temas halinde olduklarını ancak Washington’un, Tahran’la nükleer anlaşmayı savunmaya devam eden ve ABD yaptırımlarının İran ekonomisine olan etkisinin giderilmesi ve Tahran’ın anlaşmanın kendisine bağlı kalması koşuluyla sağladığı ticari, mali, finansal olanaklardan ve yatırım olanaklarından yararlanmaya devam edebilmesi için çabalayan Avrupa’ya olumlu yanıt vermeyeceğini söylediğini belirttiler.

Bununla birlikte, diplomatik kaynaklara göre, üç Avrupa hükümeti, şirketlerin muafiyet elde etmek veya en azından yaptırımların başlamasını geciktirmek amacıyla “bireysel olarak” ABD Hazine Bakanlığı ile iletişim kurmaya devam etmelerini engellemiyor. Söz konusu yaptırımlar, otomobil üreticilerine 6 Ağustos’ta ve petrol şirketleri ile enerji sektörüne ise 4 Kasım’dan itibaren genel olarak uygulanacak.

Buna paralel olarak Avrupa Birliği, bu şirketlerin ABD’nin yaptırımlarına uymamasını sağlamak için “engelleyici yasa”nın yeniden aktifleştirilmesi yoluyla İran’la ticaret yapmaya devam edecek şirketlerine “yasal koruma ağı” sağlayarak ABD’nin yaptırımlarının bir kısmını engellemeye çalışıyor. Bu yasa, ABD yaptırımlarının ilk günü olan 6 Ağustos’ta yürürlüğe girecek.

Söz konusu tedbir, “ABD dışında” nükleer anlaşmayı imzalayan beş ülkenin dışişleri bakanlarının ve İran Dışişleri Bakanı’nın geçen ayın ortalarında Viyana’da gerçekleştirdikleri bir toplantıda kararlaştırılmıştı.

Ancak Avrupalılar, İran’ın anlaşmanın faydalarından yararlanmaya devam etmesi konusundaki kararlılıklarını bir kez daha teyit etseler de, bunu yapabileceklerinden emin değiller.

Bu endişe, Avrupalı çabaların yeterli olacağını doğrulayamayacağını açıkça belirten AB’nin Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini’nin açıklamalarında daha da öne çıktı. Mogherini, AB dışişleri bakanlarının Brüksel’deki son toplantısı sonrasında şunları söyledi: “İran ile olan nükleer anlaşmanın iptalinden kaçınmak için elimizden geleni yapıyoruz, çünkü sonuçlar herkes için felaket olur.”

Avrupalı diplomatik kaynaklar, “Amerikalılar bir yanda ve Avrupalılar başka bir yanda” ifadelerini kullandı. Avrupalılar İran’ın, özellikle geçtiğimiz yıl 50 milyar dolarlık gelir sağlayan petrol ve doğalgaz satışına devam etmesine yardım etmeye çalışırken, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki Planlama Müdürü’nün açıklamasına göre ABD planı onları İran’dan tek bir damla petrol ihraç etmekten yoksun bırakmayı hedefliyor. Çin ve Hindistan ile birlikte İran petrolünün önde gelen müşterisi olan Japonya, Washington’un İran’la petrol ticareti yapan ülkelere ve şirketlere uyguladığı baskıların boyutunu göstermek için Tahran’dan petrol alımını durdurma kararı aldığını belirtti.
ABD’li tüketiciler için petrol ürünlerinin fiyatlarının yükselmesi durumunda ABD yönetiminin stratejik stokunu kullanabileceği yönünde yaygın bir bilgi var. Her halükarda, Washington, yaptırım yapmakla azalacak İran petrolü için alternatifler arıyor. Genel görüş, geçen yıl İran’ın petrol ihracatının yüzde yirmisini ithal eden Avrupa ülkelerinin 4 Kasım’dan itibaren satın almayı bırakmak zorunda kalacağı yönünde.

Nitekim ilk olarak Fransız Petrol Şirketi “Total”, İran’daki projelerini askıya aldığını ve mali yaptırımların uygulanmasını önlemek için İran ile petrol ticareti yapmayı durdurduğunu açıkladı.
Avrupalı diplomatik kaynaklar, ABD’li yetkililerle yaptıkları görüşmelerin, İran’a karşı yaptırımların “bekleneni yapacağı” ve İran’ın kendisini sadece nükleer program için değil aynı zamanda füze ve balistik programlar ve bölgenin istikrarını tehdit eden bölgesel politikalar için de müzakere masasına geri dönmek zorunda hissedeceği yönündeki kanaatlerini yansıttığını söylüyor.